20 NİSAN 2011
Türkiye'nin bir devleti vardır... Bir Cumhuriyet'i vardır... Bunların yanında bir de düzeni veya sistemi vardır... Bu üçünü birbirine karıştırmamak, özdeşleştirmemek gerekir. Bunlar ayrı şeylerdir.
Bendeniz şahsen devletimi tutarım, ayakta kalmasını isterim. Cumhuriyet'e gelince: Onun, fazilet temelleri üzerine kurulu gerçek bir Cumhuriyet olmasını isterim...
Düzen veya sisteme gelince: Onun bozuk olduğunu, delil ve gerekçeleriyle çok iyi bilirim ve ona karşıyım.
İsveç, Norveç, Finlandiya, Avusturya gibi bir Hıristiyan ülkesinde yaşasam, oranın düzeni bana zulm etmedikçe (ki etmez) o düzenle iyi geçinirim, karşı gelmem.
Türkiye'deki durum başkadır. Şu yaşa geldim, bozuk düzenden çekmediğim kalmadı.
Zalim kanunlarla beni mahkum ettiler, hapse tıktılar.
Altı yıla yakın gurbette yaşamak zorunda kaldım.
Mahkemelerde süründüm.
Resmi ideolojiyi ve bozuk düzeni kabul etmediğim için ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi muamelesi gördüm.
Hakarete uğradım, dışlandım, temel hak ve hürriyetlerim kısıtlandı.
İnançlarımdan, düşüncelerimden, tenkitlerimden dolayı ezildim, horlandım.
İngiltere'de, Norveç'te, Finlandiya'da yaşasaydım inançlarımdan ve düşüncelerimden dolayı zulme, baskıya uğrar mıydım? Asla uğramazdım.
Bana yapılan haksızlıkları, eziyetleri, hakaretleri devlet ve Cumhuriyet yapmadı. Onlara musallat olan birtakım düzenci derin egemen azınlıklar yaptı.
Bu ülkenin bütün Müslümanları devleti ve Cumhuriyet'i korumalı; bozuk düzen ve sistemi değiştirmeye çalışmalıdır.
Evet devlet ve Cumhuriyet dursun, düzen ve sistem gitsin, yerine iyi ve adil olanı gelsin.
Bir Müslümanın, Müslüman kalarak bozuk düzeni, bozuk ideolojiyi desteklemesi, beğenmesi, ona dost olması mümkün değildir. İslam ile bozuk düzen bağdaşmaz, uyuşmaz, birlikte olmaz.
İmanlı, ahlaklı, faziletli, doğru ve dürüst, firasetli Müslümanları tenzih ederek söylüyorum: Bazı İslamcıların düzenciliği ve düzenbazlığı utanç vericidir, kendini inkardır.
Ülkemizdeki bozuk düzen ve sistem tarihi bir arıza ve kazadır. Bu arızanın mutlaka giderilmesi, tamir edilmesi gerekir.
Yerine ne gelsin?
Tarihi devamlılık gelsin.
Milli kimlik ve kültür gelsin.
İnsan hakları ve hürriyetleri gelsin.
Adalet gelsin.
Azınlıkların hakları garanti altına alınmak şartıyla çoğunluğun iradesi gelsin.
Neler gitsin?
Resmi ideoloji gitsin.
Derin devlet(ler) gitsin.
Vesayet sistemi gitsin.
Milli kimlik ve kültürle bağdaşmayan ve uyuşmayan bütün tabular, yasaklar, baskılar, tehditler gitsin.
Düzenin ve düzenbazların sebep olduğu genel ve yoğun kokuşma gitsin.
Bozuk düzen taraftarı, bozuk düzene hizmet eden, bozuk düzenin rantlarını yiyen, bozuk düzenin kirli ve kara nemalarıyla zenginleşen, bozuk düzenin gölgesinde rüşvet alan, ihalelere fesat karıştıran, hortumlama yapan münafık, mürai ve samimiyetsiz kişileri ve grupları kınıyorum.
Toplumlar, layık oldukları düzenlerle idare edilirmiş. Cenab-ı Hak Türkiye Müslümanlarına uyanıklık, istikamet (doğruluk dürüstlük), firaset nasip buyursun.
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
İnsanın dediği mi? Yoksa Kuran’ın dediği mi?
Yönetimin başında olanlar, gidenler veya gelenler bozuk düzeni düzeltmek amaçlı gelmediklerin de bu düzen böyle devam eder. Her yeni gelen kişi kendisini düşünmektedir.
Şimdiye kadar yapılan sistemler birilerinin aklıyla yapılmıştır. Çözümler insanların fikirleriyle olmuştur. Şunu deneyelim, yok bunu deneyelim gibi…
Bu zamana kadar Kuran’ın rehberliğinde bu devleti yönetelim denmemiştir. Oluşan sorunlara bakalım Kuran bunu nasıl çözümlüyor diye başvurulmamıştır. Bu yapılmadıkça düzen bozuk, insanlar mutsuz ve aç olacaktır.
Kuran-ı Kerim sadece ahiret hayatının anlatıldığı kitap değildir. O halde anlatılanlarda öncekilerin masalları değildir. Orada anlatılanlar şu zamanda da geçerli olabilecek örnekleri vermektedir. Çok ciddi çalışılmalı ve bütün sorunlara Kuran’dan çözümleri bulunmalıdır. Kuran ışığında hareket edilirse bu bozuk düzen gider yerine Allah’ın istediği insanların rahat yaşayacakları bir düzen olan Adil düzen gelir.
Adil düzen de başkanın mal varlığı ne ise başkanlık süresi boyunca bu mal varlığı aynı kalır. Böyle olunca gelen kişiler ceplerini değil de devleti ve insanları düşünerekten hareket edeceklerinden daha adil ve tarafsız yöneteceklerdir.