Önce minik bir hatırlatma: Çaresiz, dünden beri, dünkü (Ortak üretim ve tüketim) yazımızla yine sıkıcı 'ekonomi' konularımıza döndük.
Oysa, ne de güzel; -'Adil Düzen Medeniyeti' diyorduk (yedi yazı)... -'Üçüncü Şahlanış: Erbakan diyor ki' diyorduk (beş yazı)... Ve şevkle, heyecanla, dikkatle yazıp okuyorduk...
SEÇİM aylarında ve seçim atmosferindeyiz ya, Haziran 2011'de seçim var ya; anketlerde seçmene 'oy verirken neye dikkat ediyor, neye öncelik veriyorsunuz' diye sorulduğunda, verilen cevap şöyle: % 70 (yüzde yetmiş) "EKONOMİ"!
- Demek ki neymiş?
"EKONOMİ" seçmenin bir numaralı sorunu, derdi ve önceliğiymiş...
Yani; "EKONOMİ" önemli, hem de çok önemliymiş...
O halde "EKONOMİ" konularına devam...
İstanbul dünyanın merkezidir.
İstanbul'da bir "Kardeşler Kenti" kurulmalıdır.
Dünyada bin bölge vardır. Her bölgede bir "Türkiye'de Satılacak Malların Alış Mağazası" kurulacak; bir de "Türkiye'den gelen Malların Satış Mağazası" kurulacaktır.
Ayrıca İstanbul'da bin dönümlük bir yer ayrılacak ve her dönümde iki mağaza oluşturulacaktır. Dünyadaki bölgelerden gelen malları Türkiye'de satan mağazalar da kurulur.
Bu mağazalarda "para" kullanılmaz, "İstanbul Kardeş Mağazalar Senedi" kullanılır. Buralara mal satacak olanlar bu senetle satarlar, mal alanlar da bu senetle alırlar. Böylece Türkiye'den mal almak isteyenler aynı zamanda mutlaka mal satmak zorundadır.
Her ülke ile olması gereken "ihracat ve ithalat dengesi" bu şekilde sağlanır.
Dolayısıyla dünyadaki krizler "İstanbul Mala-Mal Mağazaları"na tesir etmez.
Bu mağazaların işleyebilmesi için dövize gerek kalmayacaktır. Senet mal karşılığı çıkacağı için "senedin değeri değişmez" yani "enflasyon" olmaz. Senetleri "FAİZSİZ" olarak mağazalara koyduğunuz için "faizin pahalandırma etkileri" ortadan kalkar.
Bunları yapmak için mutlaka iktidar olmak gerekmez. İktidarın cari düzende yürüyen işleri vardır, buna ayıracak vakti yoktur. Olsa dahi, böyle reformlara giriştiği zaman iç ve dış darbelerle iktidardan olur. Oysa geçmişteki Millî Görüş partilerinin (Millî Selâmet Partisi ve Refah Partisi) yaptığı gibi yılmadan uğraş verilirse, bu iş başarıya ulaşır.
NELER YAPILACAK?
1- Her söze kulak verilecek ve en iyisine uyulacak... Söyleyene değil söylenene kulak verilecek... Böyle yapılırsa; o zaman bizim sesimizi de duymuş olur, bizim çözüm önerilerimize de kulak vermiş olurlar...
2- İyilikte yardımlaşacak, kötülükte yardımlaşmayacak... İyilerle yardımlaşacak değil, iyilikte yardımlaşacak... Kim iyilik yapıyorsa, bu kimse başka bir partili veya ayrı görüşte de olsa, onun yanında olacak...
3- Onlar onu sevmese de o herkesi sevecek, herkesin iyiliğini isteyecek... Karşı tarafı çökertmekle değil, onu düzeltmekle meşgul olacak... AK Parti veya benzer zihniyette olanların iktidarına değil, "Adil Düzen"in iktidarına, "Adil Ekonomik Düzen"in iktidara gelmesine gayret edilecek...
4- Beyanlarında "adil" olacak; haklıya haklı, haksıza haksız diyecek; iki taraf arasında hükmettiğinde adaletle hükmedecek... Bu bendendir, ne yaparsa doğrudur; bu karşıdandır, ne yaparsa kötüdür mantığından kurtulacak...
Böyle yapan biri varsa, -ki "SAADET" var;- hiç endişelenmeyin, zafer onundur.