01.03.2012
ŞUNLARI yaptı:
- Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi.
- Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı.
- “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
- En kritik günlerde Erbakan’a “istifa et” çağrısı yaptı.
- 28 Şubat’ın egemenleriyle diyalog yollarını aradı.
- Bu arada Refahyol hükümeti devrilip yerine yeni hükümet kurulduğunda Zaman gazetesi 9 sütuna “Hayırlı olsun. İşte kardeş kavgasına son verecek hükümet” manşetini attı.
Yani?
Fethullah Gülen direnmedi. Direnmediği gibi işbirliğine de açık durdu.
*
Yeni Türkiye’de...
- Ortalık 28 Şubat diye inlerken...
- Zalimler deşifre edilirken...
- Mazlumlar anılarını anlatırken...
- Herkeslere “sen 28 Şubat’ta neredeydin” sorusu sorulurken...
- Sincan’da tankların geçtiği caddede eylemler yapılırken...
- 28 Şubat belgeselleri ekranları kuşatırken...
Fethullah Gülen’in 28 Şubat’ta nerede durduğu sorusu hiç sorulmuyor.
28 Şubat’a dair her şeyi açıkça konuşuyoruz, tartışıyoruz, hiçbir eksik bırakmıyoruz, her türlü anımsatmayı yapıyoruz ama nedense sözü bir türlü Fethullah Gülen’in duruşuna getirmiyoruz.
*
Anlayışsız değilim.
Fethullah Gülen...
- 28 Şubat’ta kaybedeceği çok şey olduğunu düşünmüş olabilir.
- Okulların kapılarına kilit vurma tehlikesini hissetmiş olabilir.
- Refah’ın yanlış stratejilerle kendisini de hedef haline getirdiğini düşünmüş olabilir.
- “Hizmet”in büyük darbe alacağına inanmış olabilir.
Bütün bunları anlayabilirim.
Ama bu anlayışım, ancak bunların ifade edilmesi halinde söz konusu olur.
Ortalığın “28 Şubat” diye inlediği, “28 Şubat’a itiraz etmeyenin dövüldüğü” bir günde...
28 Şubat’ta karşı destan yazan Gülen Hareketi’ne mensup kalemlerin, önce sağlam bir 28 Şubat muhasebesi yapmaları, ancak ondan sonra 28 Şubat’a karşı kalem sallamaları gerekir.
*
Gülen Hareketi, bu konuda “hiçbir şey olmamış gibi” yapma lüksüne sahip değildir.
Çünkü...
“Demokrasi” biraz da...
Hiç kimseye hiçbir zaman hiçbir şey olmamış gibi yapma fırsatı sunulmayan rejimin adıdır.
Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20029975.asp
Yorum:
Zulme sessiz kalmak
Kuran pek çok yerinde zulmedenlerden bahseder. Hatta dünya hayatında zayıf halde olup zulmeden güçlülere uyanlara da zalimler demektedir.
28 Şubat bir zulümdür. 28 Şubat 1997’de başlayan bir süreç değildir. 28 Şubat çok daha önce başlamış bir projedir. 28 Şubat 1997’de en büyük başarısına ulaşmıştır. Ancak zaman geçmiştir. 28 Şubat’a halkın refleksi olarak güçlenenler iktidardadır. Hak yolda mıdırlar? Hak yolda değildirler. 28 Şubat’a ses çıkarmayanlar, 28 Şubat’ın güçlülerinin yanında görünenler hak yolda mıdırlar? Yaptıkları işler bireysel bazda güzeldir ama Allah’ın dinine götüren yol değildir. Faydası çoktur ama hedefe götürmeyeceği kesindir.
Gün geldi, herkes 28 Şubat düşmanı oldu. O zaman destekler görünenler o günkü zulümleri anlatmaya, 28 Şubat’tan hesap sorulması gerektiğini anlatmaya başladılar. Gazetelerinde o zaman ki gazete yazılarını manşetlere taşımakta ve o yazarlardan da hesap sorulmasını istemektedirler. Yazarlar ve gazeteler hakkında suç duyurusu yapılmaktadır.
Şeytanın hedefi sürekli çatıştırmaktır. Sürekli geçmişle uğraştırır. Geçmişte yapılanları sürekli gündemde tutar ve insanların arasına koyduğu nefret ve kini bu yollarla pekiştirir.
Derdi intikam olanlar sürekli geçmişle uğraşırlar, şeytana uyarlar. Derdi hak olanlar geçmişten ders alırlar, geçmişteki tecrübelerden faydalanırlar ama gelecek için çalışırlar.
Ey iktidar sahipleri, ey 28 Şubat’ta zulme ses çıkarmayıp, destek çıkar görünüp şimdi aslan kesilenler, Peygamber Mekke’yi fethedince ne yaptı? Geçmişte kendisine zulmedenlerden intikam mı aldı? Eğer örneğiniz resulullah ise, rehberiniz Kuran ise geçmişin intikamından vazgeçin. Gelecek için çalışın. İnsanları sürekli olarak karşınıza almayın. Sürekli olarak kutuplaşmayı hızlandırmayın. Şeytanın amacına giden yolda piyonlar olmayın.