Mahir KAYNAK
İstihbarat savaşları
24 Eylül 2011 Cumartesi
Son günlerde yaşadığımız terör eylemlerine PKK damgasını vuruyor ve onun arkasındaki güç odaklarını ve onların hedeflerini sorgulamıyoruz. Oysa gizli servisler dünya dengelerini bile etkileyecek operasyonlar yaparlar. Bir iddiayı tartışalım.
- PKK gizli servis işidir.
- Gizli servislerin hepsi tekel sermayeye çalışırlar.
Birinci Dünya Savaşı esnasında Almanya Rusya’daki komünist eylemleri destekledi ve Rusya’yı savaşın bitiminden bir yıl önce, 1917’de savaş dışına çıkardı. Devrimin lideri Lenin Almanlara hizmet ediyordu ve özel bir Alman treni ile Petrograd’a geldi. Rusya bu hareketi engellemeyince içine bir Rus ajanını, Stalin’i soktu ve çar ailesini feda etti ama hareketi millileştirmeyi başardı. Bu konuda iki delil öne sürülür. Birincisi Stalin’in, Lenin’in ölümünden sonra, karısı Krupskaya’ya kötü davranması, ikincisi devrimi gerçekleştiren ilk merkez komitesinin, biri hariç, tüm üyelerini idam etmesi. Kızıl Ordu’yu kuran Troçkin’in ülkeyi terk etmesine rağmen Sovyet gizli servisi tarafından Meksika’da öldürülmesi.
- I. Dünya Savaşı’nda Almanya Lenin’i Rusya’ya gönderdi. Rusya Stalin’i casus yaptı. Çarlık kurtulmadı ama Rusya milliliğini korudu.
- Bununla beraber Stalin’den sonra Sovyetleri yine Yahudiler yönetti. Hala da yönetiyorlar.
Bu iddiayı destekleyen ikinci olay son zamanlarda gerçekleşti. Putin Çar ailesinin itibarını iade etti ve Stalin’i aziz ilan etti ama Lenin’den hiç söz etmedi. Oysa Lenin dünyayı değiştiren bir lider olarak tanınıyordu.
- Putin, Çar ailesinin itibarını iade etti. Stalin’i aziz etti. Lenin’den söz yok.
- Sovyet devrimini Şevardnadze Gorbaçov baskı rejiminden çıkardı. Putin İslam konferansına katılmak için müracaat etti.
Başka bir istihbarat operasyonu İkinci Dünya Savaşı’nda yaşandı. Almanya’nın yenileceğini anlayan Alman istihbarat servisi, imkanlarının Ruslar tarafından değil ABD tarafından kullanmasına karar verdi. Servisin başındaki amiral Canaris ABD ile temasa geçti ama SS istihbaratı olayı öğrendi ve Canaris Hitler tarafından idam edildi. Savaş sonlanınca Alman general Gehlen aynı yolu izledi, servisi ABD’nin emrine verdi ve CIA’nın güçlenmesinde bu örgüt çok etkili oldu. Mesela savaştan sonra ülkemizde Almanları destekleyen tek kişi bile, en azından, itibar kaybetmedi ve etkinlikleri devam etti ama Amerikan politikalarına hizmet ettiler.
- Alman servisleri politikalarını Ruslar tarafı değil ABD tarafı kullandılar.
- Çünkü Hitler, tekel sermayenin Hitler’i İsrail’e tehcir etmek için kullandığı biri idi. Destekliyordu. Rusya’yı da kötü duruma düşmesi için zorluyordu.
Bu konuda çok şey anlatılabilir ama bu iki örnekle yetineceğiz. Buradan şu sonuç çıkarılabilir. Dünyadaki büyük güçlerin en önemli araçlarından biri gizli servislerdir. Bu sadece ülkeye yönelik operasyonları engellemekle yetinmez ayrıca kendisi de büyük operasyonlar yapar. Biz bugüne kadar ne ülkemize yönelik bir gizli servis operasyonunu engelledik ne de hedeflerimizi gerçekleştirmede yardımcı olacak bir operasyon yaptık.
- Gizli servisler operasyonları engeller operasyonlar yapar. Biz ne engelledik ne de yaptık.
- Çünkü 2002ye kadar gizli servisimiz CİA’nın kolu idi. Şimdi CIA da Sermayenin değil MİT de operasyonları da yapmıyor. Sermaye bilmediğimiz yeni servis oluşturdu. Şimdi onlar oynuyor. Ergenekon’un CIA veya MİT’le ilişkisi yoktur.
Dünya üzerinde önemli bir bölgede olan ve sosyal yapısı nedeniyle bölgede etkili güç olabilecek olan ülkemiz bu savaşların aktörü değil konusu oldu. Birçok güç birbirine karşı ülkemizde mücadele etti ve biz seyrettik. Olaylarda yabancı bir etkinin olduğunu söyleyenler bir yandan komploculukla itham edilirken diğer yandan saçma sapan iddialar ortaya atılarak bu konudaki analizlerin hafife alınması sağlandı.
- Merkezde biz idik ama. Fail değil meful. Bize oynadılar seyrettik.
- Atlar tepişirken taylar uzak durmalıdır. Biz de öyle yaptık ve aldandık. Kazanmaya devam ediyor. Sorunumuz dış değil içtir.
Bölgesel bir güç olmak isteyen ülkemizin herkesin kullandığı bu araca uzak kalması düşünülemez. Bugüne kadar istihbarat servisimiz, tüm güvenlik güçlerimiz gibi, ideolojimizi savunmayı ülkeyi savunmak olarak algıladı. Düşmanlarımız soyuttu ve Komünizm, Kürtçülük, Türkçülük ve İrtica olarak belirlenmişti. Yabancılar dostlar ile düşmanlar olarak ayrılıyordu ve düşmanlarımızın her yaptığı kötü, dostlarımızın her yaptığı iyi sayılıyordu. Mesela geçmişte ülkemizdeki sol terör eylemlerinin SSCB değil Avrupa kaynaklı olduğunu söylediğim için dışlandım. Operasyonlar dostlarımızın eseriydi kötülük için değil yönlendirmek amacıyla yapılıyordu.
- Komünizm, Kürtçülük, Türkçülük ve irtica düşman belirlendi. Sovyetler düşman Avrupa dost kabul edildi. Doğrusunu söyleyince de atıldım.
- Türkler aptal görünürler. Anlasalar da söylenenlere inanır gibi olurlar. Teslim olmazlar. Zaman geçer, fırsat ele geçer ve onu değerlendirirler. O gün erken ötülmüştü. Şimdi ötme zamanı.
Dünyayı anlayacak, hükümete anlatacak, akil devletin bir parçası olacak bir istihbarat servisi oluşturulmalıdır.
- Akıl veren istihbaratçıya ihtiyaç vardır.
- Kuran’a göre istihbarat teşkilatı yoktur. Bütün vatandaşlar istihbarat teşkilatına mensuptur. Bir haber duyulduğu zaman onu yaymayacak devlete bildirecekler, devlet de bir haberleri değerlendirme merkezi kuracak ve bu haberleri değerlendirecektir.
Yorum: Sorun İçerdedir
Tükler 1000 yıllarında Müslüman oldular. Abbasi halifelerini desteklediler. Araplarda Emevi Haşimi çekişmesi vardı. Haşimilerde de Abbasi ve Alevi çekişmesi vardı. Türkler Abbasileri İranlılar Alevileri tuttular. Türkler bunu tutarken tarafsız idiler. Gayeleri İslamiyet’e hizmetti. İranlılar da Arap kültüründen kültürlerini korunak için Şii oldular. Türkler kültür bakımından İranlıların yanında yer aldılar.
Bin yıldır İslam alemini Türkler temsil ediyor. Ama bu Arapları dışlayarak değil Arapların hamisi olarak bunu yaptılar. Osmanlılar, İslam uygarlığı ile Batı uygarlığını sentez etmeye çalıştılar. Cumhuriyet de bu istikamette adımlar attı. Günlük siyaseti Osmanlılar iyi yürüttüler. İmparatorluk yıkıldı ama yerlerine İslam ülkeleri doğdu. Uzun zaman Batı sömürgesi olarak varlıklarını sürdüren Müslüman devletler şimdi bağımsızlığa kavuşmakta ve sözlerini geçirir olmaktadır. Osmanlılar iyi siyasette bulundular diyebiliriz.
Cumhuriyet’te çeşitli badirelerden sonra bugünkü duruma ulaşıldı. Bu bakımdan Türkiye’nin ve İslam aleminin aptalca siyaset yaptığı iddia edilemez. Ne var ki sorunlar çözülmüyor.
İnsanlık uygarlaşan bir varlıktır. Her bin yılda bir uygarlığa doğru yeni adım atar. Bunu iki şekilde yapar. Önce Doğuda hukukta ve yönetimde adım atılır yeni sosyal uygarlık doğar. Sosyal uygarlık 500 sene sonra yaşlanmaya başlar. Yeni uygarlığa hazırlık başlar. Bu dönemde Batı yeni hukuk ve yönetimi benimser ve teknikte ve ekonomide hamle yapar. 500 sene içinde yeni uygarlığın tepesine çıkılır. Ne var ki bu esnada 500 sene önce zirvede olan hukuk ve yönetim şekli işe yaramaz olup çöker. İşte o zaman da Doğuda yeniden hukuk ve yönetimde yeni hamle yapılır. Sonraki bin yılın uygarlığı başlar.
Bu tarihte hep böyle oldu. Nuh, İbrahim, Musa ve İsa peygamberlerin başladıkları uygarlıklar biner yıl yaşamışlar. Son olarak da İslam uygarlığı bininci yılını doldurmuş durumdadır. Yeni uygarlık başlamıştır. Bunlara hak uygarlıkları diyoruz. Batı’da ise 500er yıl sonra başlayan Mısır’da melikler, firavunlar devirleri, Yunan Roma ve bugünkü Avrupa uygarlıkları devam ediyor. Bugün Batının teknik ve ekonomik uygarlığı da tepededir. Çökmeye başlamıştır.
İşte Türkiye yeni oluşmakta olan Hak uygarlığının kuruluşunda görev almış bir ülkedir. Bunu Adil Düzen’le başaracaktır. Ne var ki Adil Düzen vahye dayalı bir düzendir. İnsanların aklı yeni hukuk yeni düzen getiremez. Ancak Allah’ın öğretisiyle mümkündür. Nitekim tarihte hep azim sahibi peygamberler gelmiş onlar yeni hal uygarlıkları getirmişlerdir. Bugün ise peygamber gelmeyecektir. Yeni uygarlığı alimler kuracaktır. Kim bu alimler:
1) Kuran’ı ve Kuranî ilimleri öğreneceklerdir. Kuran’ı anlamak için de şunlardan yararlanacaklardır:
a) Kuran’dan önce gelmiş olan kitaplar
b) Hazreti Muhammed’in uygulamaları
c) Müçtehitlerin oluşturduğu fıkıh usulü ilmi
d) Batıda oluşan müspet ilimler
2) Bugünkü dünyanın ulaştığı seviyede insanların karşılaştıkları sorunlar. Bunun için mevcut düzende uygulamalar yapacak ve hayatı yaşayacaklardır. Üniversitelerine varıncaya kadar çağımızın uygarlığını iyi bileceklerdir.
İşte Akevler’de başlayan ve Erbakan tarafından benimsenip dünyaya duyurulan Adil Düzen çalışmaları budur. Yani üçüncü bin yıl uygarlığının kurulması için yukarıda belirtilen ilimleri öğrenmeyi deneyip içtihatlar yapmaya gayret sarf etmektedir. Ne yazık ki Akevler Yenibosna çalışmaları dışında bu hususta herkes kör dilsiz sağır durumda. Bizim asıl sorunumuz budur.