Açılım derken yeni Kürt sorunu!
1137 Okunma, 6 Yorum
Ruhat Mengi - Vatan
Vahap Alma

     Açılım derken yeni Kürt sorunu!

     Hatip Dicle’nin “milletvekili mazbatasını aldıktan sonra” YSK tarafından milletvekilliğinin düşürülmesi dün en önemli gündem maddesiydi, Diyarbakır’da 1000 BDP’li oturma eylemi ile bu kararı protesto etti ama şu anda Dicle’nin milletvekilliği AKP’ye geçmiş görünüyor.

 

     CHP bu konuda doğru bir açıklama yaptı ve “Başbakan 2002’de hüküm giymişken ona yolu açan düzenleme o zaman nasıl yapılmışsa aynısının yapılması gerektiğini, aksi takdirde milli iradenin yok sayılmış olacağını” belirtti. Gerçekten de bu yapılmadığı takdirde yargının “kişilere özel karar” verdiği, istediğinin milletvekilliğine izin verip, istemediğini “düşürdüğü” tablosu ortaya çıkacak. Bu durumda da Güneydoğu’da olayların arkası kesilmeyecek, “Kürt açılımı” derken yeni bir Kürt sorunu yaşanacak. Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı, Hatip Dicle ile “milletvekili seçilen ve KCK davasından tutuklu 5 sanığın” tahliye isteğini de reddettiğine göre olayların artacağını tahmin etmek güç değil.

 

     Açıklanamaz Çelişki

     Hükümet “AKP’ye eklenecek bir milletvekilliği için” bunu ve hatta başvurulacak terör eylemlerini göze alır mı onu henüz bilmiyoruz ama dün Tunceli’de iki polisin şehit olduğu patlama ilk işaret sayılabilir. Ve tabii öte yanda Engin Alan, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay gibi “herhangi bir suçtan hüküm giymediği ve kaçma-delil karartma gibi ihtimaller de olmadığı halde tutuklu bekletilen” milletvekillerinin israrla tahliye edilmemesi de var.

Eğer Başbakan’a 2002’de yapılan düzenleme göz önüne alınacaksa onların çoktan tahliye olması gerekirdi. Çocuk tecavüzcülerine, katillere her türlü kolaylık sağlanır, tutuksuz yargılanmalarına izin verilirken “milli iradenin seçtiği insanları hapiste tutmak” açıklanabilecek bir çelişki değildir.

 

     Yorum:

     Önlem Alınmalı

     Epey zamandır yaşanan huzur ortamı çok sayıldı Güneydoğu Halkı’na. Çıkarcı ve menfaatperestler yine iş başında. Yapmak istedikleri şeyler içinse çok çaba sarfetmelerine gerek yok. T.C. yasaları lastik gibidir. Nereye çekmek isterlerse o telden çalıyor. Olan yine suçsuza günahsıza oluyor. Huzursuz olanlar huzursuzluklarını yenmek için çırpınırken, kimileri de bundan ziyadesiyle nemalanıyor. Adaylık başvurusunda bulunuyorlar ve kabul ediliyor. Kabul edilince silah borsası düşüyor. Millet iradesini ortaya koyuyor ve vekilini seçiyor ama izin verilmiyor. Sonuç; silah borsası tavan yapıyor.

     Sonuç; kaos.

     Sonuç; suçsuz ölümler.

     Sonuç; milyarlarca lira kayıp.

     Sonuç; Türkiye maalesef kaybediyor.

      Bu ne biçim olaydır ki herkes (CNN Türk’te açıklama yapan Sayın Arınç dahil) ağız birliği ediyor ve bu olayın hem hukuki olmadığını, hem de gayri vicdani olduğunu açıklarken netice değiştirilemiyor.  Allah rızası için kim neye muktedirse gücünü kullansın. Kim ne yapabiliyorsa yapsın. Güneydoğu Halkı kan görmek istemiyor. Güneydoğu Halkı huzur ve istikrarın devamından yana. Güneydoğu Halkı siyasi emellerin ve sermayenin baskısı altında ezilmek istemiyor. Elde edilecek rant dünyada kalacak. Ölüm ise her an yaşı ne olursa olsun herkesin şah damarı kadar yakın olacak. Unutulmaması gereken en önemli şey ise MAHŞER ÇOK ÇETİN GEÇECEK!

 

 

 

Vahap Alma


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
26.06.2011
15:28

Başbakanla telefon görüşmemizde adil düzene göre Anayasa hazırlığını hemen gönder dedi. Arkadaşlarla görüşünce anayasa halk oylaması bittikten sonra dedi. Sora seçimden sonra , şimdi de 330 alamadık demekte. Bağımsızlar anayasanın değişmesini isterler mi? Bugün onların adları okunuyorsa bugün ki zülüm sayesindedir. Bu zülüm de bu anayasa sayesinde yapılmaktadır. Türkiye’de adil düzen anayasası gelirse Kürt’leri PKK veya bi namazlar değil, Kürt’lerin alimleri, şeyhleri, aşiret reisleri temsil edeceklerdir. O zaman bunların adları da okunmaz olur. Bunlar demokrasiyi bunlar adaleti isterler mi. İntihar mi etsinler

Vahap Alma
27.06.2011
11:26

Hocam Başbakan sizden Adil Düzen'e göre Anayasa'yı istemiş olabilir. Varsayalım yürürlüğe koymaya da karar verdi. Ama bu, sizin gönderdiğiniz anayasayı birebir uygulayacak anlamı taşımıyor. Bazı fireler verilecek elbet.

Bugün bağımsızların istediği veya istiyor gibi göründükleri şey anayasa değişikliğiyle beraber tam demokratik bir düzen. Bu düzen gelmeden bunların ne isteyip istemediğini anlamak biraz zor. Asıl niyetlerini yalnız Allah bilebilir. Bana göre şu anda onların ne düşündüğü önemli değil, asıl önemli olan Onlara yapılan şey zahirde adil mi değil mi?

Vahap Alma
27.06.2011
11:32

Bu yorumu yazdıktan sonra Lütfi Hocaoğlu'nun yazısını okudum. Altında yorumunuzu gördüm. Yorumunuzdan size sorduğum sorunun cevabını aldım Hocam.

Reşat Nuri Erol
29.06.2011
10:11

2010 yılının başlarında Başbakana bir şeyler söyledim, kısa bir not verdim...

Başbakan bir müddet sonra Üstad'ı aradı, uzun sayılabilecek bir "telefon görüşmesi" yaptı...

Benim/bizim için bu telefon görüşmesinin en çarpıcı yönü, Başbakanın,

"Ben başından beri Adil Düzen'e İNANMIYORUM"

demesi oldu... O zaman haftalık yorumlarımızdan birini bu söze tahsis ettik ve gerekli değerlendirmemizi yaptık...

Sonrasında İzmir'den dört arkadaşımız Başbakan ile üç saate yakın Ankara'da görüştüler...

***

İzmirli Arkadaşlarımız, Başbakan ile görüşmelerine ve Üstad'ın telefon görüşmesine istinaden, Üstad'dan ve benden birkaç defa Başbakan ve partisi ile değerlendirilmek için

"ANAYASA"

ve

"İŞSİZLİK"

başta olmak üzere, zaman zaman çalışmalar istediler ama "sonuç" ortada...

Demek ki bu işler "gömleksiz" ve "imansız" olmuyor; yani "Milli Görüş"süz ve "Adil Düzen"siz olmuyor/muş...

Bundan sonra bir şeyler olur mu?..

Tevbe ve pişmanlık kapısı her zaman ve her an ardına kadır AÇIK...

Nasipse;

birilerinin ve halkımızın nasibi varsa

, kalan kısacık ömürlerde de neden olmasın???!!!...

Ama...

"İnnellahe la yugayyiru ma bikavmin, hatta yugayyiru ma bienfüsihim"

(Kur'an/Ayet)

***

Tekrar ediyorum...

Artık aramızda Erbakan Hoca da yok...

İş başa kaldı, bize kaldı; yani "ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARINA" kaldı...

Demek ki bundan sonra "ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI" OLARAK ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR, ÇOOOOOOK...

*

Çalışmak bizden, başarı Allah'tan...

*

Selam ve dua ile...

Reşad

İş Başbakanla telefon görüşmemizde adil düzene göre Anayasa hazırlığını hemen gönder dedi. Arkadaşlarla görüşünce anayasa halk oylaması bittikten sonra dedi. Sora seçimden sonra , şimdi de 330 alamadık demekte. Bağımsızlar anayasanın değişmesini isterler mi? Bugün onların adları okunuyorsa bugün ki zülüm sayesindedir. Bu zülüm de bu anayasa sayesinde yapılmaktadır. Türkiye’de adil düzen anayasası gelirse Kürt’leri PKK veya bi namazlar değil, Kürt’lerin alimleri, şeyhleri, aşiret reisleri temsil edeceklerdir. O zaman bunların adları da okunmaz olur. Bunlar demokrasiyi bunlar adaleti isterler mi. İntihar mi etsinler

Reşat Nuri Erol
29.06.2011
10:16

2010 yılının başlarında Başbakana bir şeyler söyledim, kısa bir not verdim...

Başbakan bir müddet sonra Üstad'ı aradı, uzun sayılabilecek bir "telefon görüşmesi" yaptı...

Benim/bizim için bu telefon görüşmesinin en çarpıcı yönü, Başbakanın,

"Ben başından beri Adil Düzen'e İNANMIYORUM"

demesi oldu... O zaman haftalık yorumlarımızdan birini bu söze tahsis ettik ve gerekli değerlendirmemizi yaptık...

Sonrasında İzmir'den dört arkadaşımız Başbakan ile üç saate yakın Ankara'da görüştüler...

***

İzmirli Arkadaşlarımız, Başbakan ile görüşmelerine ve Üstad'ın telefon görüşmesine istinaden, Üstad'dan ve benden birkaç defa Başbakan ve partisi ile değerlendirilmek için

"ANAYASA"

ve

"İŞSİZLİK"

başta olmak üzere, zaman zaman çalışmalar istediler ama "sonuç" ortada...

Demek ki bu işler "gömleksiz" ve "imansız" olmuyor; yani "Milli Görüş"süz ve "Adil Düzen"siz olmuyor/muş...

Bundan sonra bir şeyler olur mu?..

Tevbe ve pişmanlık kapısı her zaman ve her an ardına kadır AÇIK...

Nasipse;

birilerinin ve halkımızın nasibi varsa

, kalan kısacık ömürlerde de neden olmasın???!!!...

Ama...

"İnnellahe la yugayyiru ma bikavmin, hatta yugayyiru ma bienfüsihim"

(Kur'an/Ayet)

***

Tekrar ediyorum...

Artık aramızda Erbakan Hoca da yok...

İş başa kaldı, bize kaldı; yani "ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARINA" kaldı...

Demek ki bundan sonra "ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI" OLARAK ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR, ÇOOOOOOK...

*

Çalışmak bizden, başarı Allah'tan...

*

Selam ve dua ile...

Reşad

HAWAR
30.06.2011
09:14

Öncelkle umarım yeni anayasa tüm insanlarımızın yaşantısını kolaylaştıracak bir anayasa olur.Tabi gönül isterdiki kuran anayasası olsun. Neyse sadece şunu belirtmek istedim eğer yanlış anlamadıysam bu bağımsızların yerine kürtleri şeyhler,alimler ve ağaların temsili söz konusu olacaktı diye bi şey okudum tüm samimiyetimle söylüyorum şeyhler alımler ve ağaların biz kürtlere ve bu bölgeye verdikleri zarar pkk nın yada derın güçlerin verdikleri zararlardan hem daha büyük hem de daha etkilidir.saygılarımla..........





Sayı: 106 | Tarih: 26.06.2011
Mahir Kaynak
Bakış açısı
Yeni denge
1780 Okunma
11 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Sıktı ama şu sağduyu çağrıları
Gerçek amaç sadece fesat
1314 Okunma
3 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Taşgetiren
Gözünü sevdiğim milli irade
Duygusal Refleks
1282 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Mehmet Şevket Eygi
'Biz Bu Yemini Etmeyiz!'
Değiştirerek Ederiz
1171 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Af tartışması daha fazla ertelenemez
Bir damla adalet, bin derde deva!
1152 Okunma
2 Yorum
Tayibet Erzen
Ruhat Mengi
Açılım derken yeni Kürt sorunu!
Önlem Alınmalı
1137 Okunma
6 Yorum
Vahap Alma
Ebubekir Sifil
Suriye Neyimiz Olur?
Suriye'den Ne Farkımız Var?
1124 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler