Mete Firidin
Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı
3.03.2015
8356 Okunma, 4 Yorum

Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı

Maide 3. Ayet:

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْأَزْلَامِ ذَلِكُمْ فِسْقٌ الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِإِثْمٍ فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ (3)

 

Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.[3]

Bu ayet hemen bütün meallerde bu şekilde çevrilmiştir. Oysa ayetin bir yerinde yapılan tanımlama bu çevirinin çok dışındadır. Haliyle şimdiye kadar yapılmış uygulamanın da çok yanlış olduğunu göstermektedir.

Nasıl?

Ayette geçen  (  وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ) cümlesi “yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç” şeklinde çevrilmektedir. Bu durumda hastalıklı olan vahşi bir hayvan tarafından ısırılıp, yenen ve yaralanan hayvanın ölmeden kesilip yenmesi caiz kabul edilmektedir. Oysa ayet tamamen farklı bir uygulamayı tanımlamaktadır.

Ayette geçen “illa ma zekkeytüm cümlesi”,  “henüz canlıyken yetişip kestikleriniz” olarak çevrilmektedir. Bu çok yanlış bir çeviridir. Çünkü ayette geçen zekkey-tüm kelimesinin kökü zkw dir. Burada tefil babından zekkey olarak kullanılmıştır. Zkw (ذكو ) kökü Kuran’da yalnızca bu ayette geçmektedir. Kelimenin Eski Arapça kaynaklardan araştırıldığında şu anlamlara geldiği anlaşılmaktadır: Tam sağlık durumuna erişmiş, çok dinç olmak, tam kurtulmuş, dinçliğine tam kavuşmuş gibi anlamlara gelmektedir. Kısacası dinç ve diri, gücü kuvveti yerinde, hiçbir sağlık sorunu olmayan demektir. Bu durumda meal aslında şöyle olmalıdır:

“Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına adanmış, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş ( kurtarıp tam sağlığına kavuşturduklarınız hariç), dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.[3]

Bu durumda şu gerçekler ortaya çıkmaktadır:

Yırtıcı hayvan tarafından yaralanan yenebilir hayvanlar öncelikle tedavi edilecek, sonrasında hiçbir hastalık kalmadığı saptanınca kesilip yenebilecektir.

Yenilmesi caiz olan fakat herhangi bir hastalığı olan hayvan iyileştirilinceye kadar kesilmeyecektir. Hasta olup ölmeden kesilen hayvanın yenmesi caiz değildir.

Bunlara günümüzde uyulmadığını biliyorum. Çünkü hayvan sahibi zarar etmemek için hasta hayvanı “kes mundar olmasın” mantığı ile hemen kesip insanlara yedirmeye çalışmaktadırlar. Bu durum ayetle sabit olup caiz değildir.

Bu ayetten bir şey daha ortaya çıkmaktadır. Yırtıcı hayvan tarafından yenen ve ölmeyen hayvanın tedavi olması veya karantina altında tutulması gerektiğinden, yırtıcı hayvanların hastalık bulaştırıcı olduğu ortaya çıkmaktadır. Haliyle yırtıcı hayvanların yenmesi de yasaklanmış olmaktadır.

Doğrusunu Allah bilir.

 

 


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
12.04.2015
12:52

(Aşağıdaki yazı; Karagülle tarafından Mete Fridinin makalesine yapılan bir yorumdur. Düzeltmem için bana gönderilmişti. Düzeltip, kontrol için Tayibet hanıma gönderdim. Eklediği kısımları eklediği haliyle bırakarak aynen yayınlıyorum. Katkılaı ve emeği için üteşekkîrim H.K.)

(Yazıyı kendimce düzenledim, değiştirdiğim ve yorum yaptığım yerleri maviledim. T.E.)

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْأَزْلَامِ ذَلِكُمْ فِسْقٌ الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِإِثْمٍ فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.(Maide-3) Ayette geçen (وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ) cümlesi “yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç” şeklinde çevrilmektedir. Bu durumda hastalıklı olan vahşi bir hayvan tarafından ısırılıp, yenen ve yaralanan hayvanın ölmeden kesilip yenmesi caiz kabul edilmektedir. Oysa ayet tamamen farklı bir uygulamayı tanımlamaktadır. Ayette geçen “illa mazekkeytüm cümlesi”, “henüz canlıyken yetişip kestikleriniz” olarak çevrilmektedir. Bu çok yanlış bir çeviridir. Çünkü ayette geçen zekkey-tüm kelimesinin kökü zkwdir. Burada tefil babından zekkey olarak kullanılmıştır. Zkw (ذكو ) kökü Kuran’da yalnızca bu ayette geçmektedir. Kelimenin Eski Arapça kaynaklardan araştırıldığında şu anlamlara geldiği anlaşılmaktadır: Tam sağlık durumuna erişmiş, çok dinç olmak, tam kurtulmuş, dinçliğine tam kavuşmuş gibi anlamlara gelmektedir. Kısacası dinç ve diri, gücü kuvveti yerinde, hiçbir sağlık sorunu olmayan demektir. Bu durumda meal aslında şöyle olmalıdır: “Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına adanmış, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş ( kurtarıp tam sağlığına kavuşturduklarınız hariç), dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.[3]”

Karagülle: Selam ve dualar Kesilen Hayvanlar(MeteFiridin’in görüşü üzerine)

Zeki, devenin olgun yaşında olanına denir. Yaşlıya veya genç olanına zeki denmez. İnsanın olgunluk çağında gösterdiği zihni farka zekâdenmektedir. Ateşyaktığınız zaman önce sönüktür, ortalarda en keskin şekilde yanar, sonlara doğru da etkisini kaybeder. O en parlak olduğuzamanki ateşe zeki denir. Güneşin sabah akşam etkisi az olur. En etkili zamanı duha vaktidir. O şemsezekidenir. “Hayvanı tezkiye etmek” demek,“onu dinçleştirmek” demektir.

Ayette; tezkiye, sürüklenmiş, yuvarlanmış, vurulmuş, boğulmuş ve subu’un eklettiği zikredilmektedir. Bunların tezkiyesinden bahsedilmektedir. Sayılanlar, ölmemiş olan hayvanlar olduğu için ayrı ayrı sayılmıştır. Daha önce verdiğim manada, bunları ölmüş olarak düşünmüştüm. Yorumlamada zorlanmıştım. Çünkü meyte, bunlar ölmeden kesilen hayvanlar olarak ifade edilmektedir. O halde meyteden farklıdırlar. (Ayete göre الْمَيْتَةُolanlar,وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْأَزْلَامِ durumları dışında ölenlerdir. Kırmızı cümle ile bunu mu demek istiyorsunuz?)

Soru yine bakî kalmaktadır. Bunlardan biri zikredilseydi, diğerleri onlara kıyas edilebilirdi. Neden beş örnek verilmiştir? Bu, bizim usulümüze aykırıdır. Öyleyse, bunların beşinde ortak illet olmayan bir durum olarak ele alınabilir. a) Muhannaka(الْمُنْخَنِقَةُ); boğaza ip sarılıp, boğulmak üzere ikençözülmüş ve kesilmiş olan hayvandır. Burada illet, nefes alamamadan doğan ölümdür ki,kan zehirlenmesine sebebiyet vermektedir. b) Mebkuza (الْمَوْقُوذَةُ); ölüme götürecek bir hastalıkla hasta olan hayvandır. c) Mütereddiye (الْمُتَرَدِّيَةُ);reddud eden anlamındadır. “Ridde”, devenin memesinden doğumdan önce gelen süttür. Hayvanlar hamile kaldıklarında sütleri kesilir. Doğum yaklaşınca yeniden süt toplanmaya başlar. Bu doğumun yaklaştığını gösterir. Bu haldeki deveye “ridde” denmektedir. Eski hale dönmeye “riddet” denir. “Ricat”da “hal”, “riddet”de ise vasıf değişir. Mütereddi yuvarlanmış, böylece(???)(‘bu şekilde ölmüş’ desek?) anlamındadır. Bir bir tarafını vurmakta, birdiğer tarafını vurmaktadır. Böylece etleri siyahlaşmış hayvan olmaktadır.Redye ise balyoz demektir. Anlam yakınlıkları vardır. d) Natıha (النَّطِيحَةُ); birbirleri ile vuruşurken birinin yorgunluktan halsiz düşmesidir. e) Yabani hayvanın yediğinde (مَا أَكَلَ السَّبُعُ) ise, yabani hayvandaki zararlı maddedir. Yukarıda sayılanların herbirinin illeti farklıdır. Hasta olanın hastalıktan dolayı zehirlenen etidir. Mikropların saldığı salgılar sebebiyledir. Boğulandaki karbon dioksit zehirlemesidir. Bunların üzerinde biyoloji ve kimya ilimleri ileride fazla duracaktır. Farklı zararlı maddeler burada belirtilmiş olmaktadır.

Meyte: Ölmeden önce beden, ölümü durdurmak için zehirli salgılar salar. Bu, kana karışır. Kesilen hayvanda kan basıncı düşeceği için kılcal damarlara bu zehirli kan girmez. Kesilmemiş hayvanın eti, bu sebeple haramdır.

Kan: CO2’i taşımakta, ayrıca vücuttaki zehirleri de yüklenmektedir. Etin içinde bulunanın dışındaki kan haram kılınmıştır. Buradaki illet, kanın kedisinden ileri gelmektedir. Doğal zehirleri taşımaktadır.

Domuz Eti: Domuz ve daha yüksek canlıların etlerini sindirmeğe midemiz elverişli değildir. Onları sindirmek için saldığı salgılar mide ve bağırsakları tahrip etmektedir. Kan içinde de zehirli madde olarak girmektedir.

Allah’ın gayrisinde ihlal edilenler. Kesimin şer’i kurallarla yapılması gerekmektedir. Şer’i, kurallarla yapılmayanlarda zehirlenme olmaktadır. Bu dört haramın illeti biyolojiktir. Bunlar öldükten sonraki illetlerdir.

Son olarak iki haram daha vardır. Bunlardan biri nusb üzerinde zibh edilenlerdir. Bunların bedeni bir zararı yoktur. Bunların zararı sosyal zararlardır. Hayvanların Allah’tan başkası adına kurban edilmesi insanlarda yasaklanmıştır. Zarlarla taksim ile yan yana zikredilmiştir. Sonraki beş haram ise, “tezkiye” ile helal hale gelmektedir. Bu sebeple bunlarla ayrılmış durumdadır.

Demek ki, haramlar üçe ayrılmaktadır. Bedene zararlı olduğu için haram kılınanlar, Sosyal yapıya zararlı oldukları için haram kılınanlar, Bir de iyileştirmek şartı ile haramdan çıkanlar vardır.

İyileşmeden kesilmenin haramlığı meyte de zaten mevcut olduğu için; bu beş haramın ayrıca zikredilmesi gerekmezdi. Dolaysıyla iyileşmeden kesilenlerin haramlığına delaleti zahirdir. Beş grubun ayrı ayrı sayılmış olmasının sebebi, “âm’dan tahsis edilene kıyasın caiz olmamasın”dan da ileri gelebilir. Bu husus usulcülerde tartışmalıdır. Lahd kelimesinin Arapça manası bizim bugün kullandığımız manadadır. Ağaçlı olmayan yerlerde mezar kazınır, altına içeri girilir. Orada duvar örülür, buna lahit denmektedir. Ormanlık yerlerde ölü, ağaçlarla korunur ona lahit denir. Araplarda ağaçtan lahit yapma usulü olmadığı için buna yabancı kelime kullanmaktadırlar. Navus diyorlar. Eski tip gömme de unutulduğu için Araplar lahit kelimesini indirgeme (reduction/redüksiyon) karşılığı kullanmaktadırlar. Kelimenin aslı logustur.(Bilgim yok) Batı dillerinde“Hı” harfi olmadığı için g’ye dönüşmüştür. t ile s aynı mahreçli seslerdir. Bugünkü Arapçada da fizikteki indirgeme karşılığı kullanma demek, dilde tümden gelim veya tüme varımı ifade etmektedir.

Kuranda “ilhad” kelimesi altı yerde geçmektedir. İfal ve iftial bablarından geçmektedir. İlhad etmek demek, mantığı başkasının görüşlerini çürütmek için kullanmak anlamındadır. İltihad ise, mantığı kendisinin doğru yolu bulması için kullanması demektir. Buna göre Kurandaki ayeti manalandıralım. وَلِلَّهِ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُوا الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَائِهِ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (Araf-180 ) Hasen olan isimler onundur. Ona onlarla dua edin. İsimlerinde mantık yürütenleri bırak, tartışma; onlar amelettiklerinden dolayı cezalanacaklardır. Burada anlatılan sıfatları üzerinde tartışmadır. Felsefe bunun üzerine oturur. “Allah kainatı sonra yaratmışsa, daha evvel mahluk değil mi idi?” şeklinde muhakeme öğretenler vardır. “Allah her şeyin hâliki ise bizim suçumuz nedir? Neden cehenneme gidiyoruz?” Buna benzer tartışmalara işaret ediyor ve onların bu düşünmelerinden dolayı değil de, kötü işler yaptıkları için cezalanacaklarına işaret ediyor. Bırak deyince; bunun için onlara çatma, öyle düşünsünler, yeter ki kötü işler yapmasınlar demektedir.

وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّهُمْ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُ بَشَرٌ لِسَانُ الَّذِي يُلْحِدُونَ إِلَيْهِ أَعْجَمِيٌّ وَهَذَا لِسَانٌ عَرَبِيٌّ مُبِينٌ (Nahl-103) Onların, ona bir beşer talim ediyor, diyeceklerini biliyoruz. Bu hususta mantıklarını yürüttükleri kimsenin lisanı a’cemîdir, bu ise mübin arabî lisandır.

وَاتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَلَنْ تَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا (Kehf-27) Rabbinin kitabından sana vahyolunanı tilavet et. Onun kelimelerini mübeddil yoktur. Ondan başka sorunu çözecek bir düşünce bulamazsın. İltihad etme demek, kedi sorunlarına çözüm aramadır.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ الَّذِي جَعَلْنَاهُ لِلنَّاسِ سَوَاءً الْعَاكِفُ فِيهِ وَالْبَادِ وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ بِظُلْمٍ نُذِقْهُ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ (Hac-25) Küfretmiş olan kimseler ve Allah’ın sebilinden ve mescid-i haramdan saddedenler ki, biz onu (mescid-i haramı) insanlara tahsis ettik ki orada akif olanla badi(bedevi) olan eşittir. Kim orada ilhad ve zulüm irade ederse, ona elim azaptan tattırırız. Mekkenin herkese açık olması gerektiğini söylüyor. “Herkese açık olursa karışıklık olur, vizeye gerek var” diyenler zülm ve ilhad ediyor, diyor. İnsanları soymak için hac mafyası oluşturmak için böyle düşünüyorlar, diyor.

إِنَّ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي آيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا أَفَمَنْ يُلْقَى فِي النَّارِ خَيْرٌ أَمَّنْ يَأْتِي آمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ (Fussilet-40) Ayetlerimizde mantık yürütenler, düşünmeleri bizden hafî değildirler. Nara ilka edilen mi, yoksa kıyamet günü emin alarak gelen kimse mi daha hayırlıdır? Ne istiyorsanız onu yapın, Allah amel ettiklerinize basirdir. “Zülm ile ilhad demek”, yaptıkları kötülüklerin uydurma delillerle zülm olmadığını savunmadır.

قُلْ إِنِّي لَنْ يُجِيرَنِي مِنَ اللَّهِ أَحَدٌ وَلَنْ أَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا (Cin-22) Söyle: Beni Allah’tan kimse icyar edemez. Ve ben onun dışında kendini kurtaracağım bir düşünceyi bulamam.

İlhad etmek, başkasına mantıkla bir şeyi ispat etme demektir. (Bu manayı nereden çıkardınız anlayamadım. İlhad saptırmak, idlal gibi manalar içeriyor. Anlayamadım????) İltihad ise başkasından kendine deliller aramandır. Yani, sen başkasını düzeltmekle değil, başkasının seni düzeltmesiyle meşgul olacaksın. Burada iltihad edilecek yalnız Allah’tır, denmektedir. Diğer ayette ise Kuran veya Allah’tır manaları çıkar. Farklılık asıl olduğu için,orada Kuran burada Allah mültehaddır.

- Bir şey hakkında konuşmak için onun ne olduğunu bilmek gerekir. Sayın Mete Firidin; bizim anayasa çalışmamız Kuran çalışmasıdır. Örnek olarak HSYK kanunu değiştirildi. Gaye adil yargı sistemini getirmektir. Bunun Kuran’a göre nasıl olduğunu araştırıyoruz. Mete Bey’in Kuran’a hizmetlerinin sonunda, küfür mahiyetinde olan bu tür birkaç sayılı iddiasından tevbe edeceklerini ümit ediyorum.

Hüseyin Kayahan'ın dip notu:

"Allah'ın gayrısına ihlal edilenler" ibaresini; Allah'a, yani topluluğa ihlal edilenlerden başkası demektir.

Bu da;

a) öncelikle, İnsan yiyeceği olmanın dışında isimlendirilenler demektir. Örneğin, "kuş yemi, balık yemi, hayvan yemi vb." gıdalar insanlar için helal değildir.

b) sonra da, Allah bir devlete, bir topluluğa delalet eder ki, bir topluluğun yiyeceği başka bir topluluğa helal olmayabilir. Bununla ilgili Hz. Peygamberin "Keler" hadisi en çarpıcı örnektir.

"Helal" demek", "yasak" demek değildir. Helallerin de, topluluk tarafından belirlenmesi gerekir. Her topluluğun helal sertifikası kendisine göredir.

Yorumun geçikmesinden dolayı ilgililerinden özür dilerim.

Saygılarımla.

H.Kayahan

Mete Firidin
14.04.2015
06:10

Lahd kelimesi başaka makalede ele alınmıştı. Yorumu buraya koymuşsunuz.

Mete Firidin
14.04.2015
06:14

http://www.akevler.org/#Makaleler/1/3/10153/1749/0

Tayibet Erzen
14.04.2015
18:05

Düzenlenmiş olarak Üstad adına ilmi makalelere kondu.

Bkz. http://www.akevler.org/#Makaleler/1/1/10053/2167/50





Son Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 110 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 722 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 639 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Hz. İbrahim’deki Çare
7.01.2015 7053 Okunma
2 Yorum 24.12.2022 20:53
Mete Firidin
Dünya’nın ve Evren’in Yaşı
26.02.2017 5784 Okunma
1 Yorum 13.12.2022 01:10
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1148 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 1476 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 1618 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2041 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 7693 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 18019 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Hz. Meryem Hermafrodit mi?
12.11.2014 17101 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:06
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 2224 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Yeni, Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
16.08.2021 3952 Okunma
2 Yorum 17.08.2021 10:08
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5145 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 37220 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hz. Adem'in Annesi
3.06.2017 18913 Okunma
1 Yorum 24.04.2021 16:56
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3138 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 4229 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 11334 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 15956 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3186 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 3425 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 3560 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 7411 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 3461 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 65679 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 3491 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 15020 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Tufanı
9.10.2010 9181 Okunma
2 Yorum 21.05.2020 00:29
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7138 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 17797 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 7630 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 12319 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30119 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 113294 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 3864 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 52195 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 84398 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 87727 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 3709 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 4577 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 7327 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5182 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 38705 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31013 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 25223 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 104228 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 4923 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 21786 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 13378 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
İnşallah ne demek?
6.06.2015 14551 Okunma
1 Yorum 14.07.2019 09:13
Mete Firidin
Hz.İsa Geldi !
16.05.2011 7242 Okunma
4 Yorum 26.06.2019 09:48
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 5334 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 4974 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 4883 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 7474 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5128 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 9462 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Selected Elected
16.03.2014 5821 Okunma
2 Yorum 20.03.2019 23:28
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 20510 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 5772 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 9936 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8203 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Ayete Göre Kutuplarda Namaz
25.01.2015 13788 Okunma
3 Yorum 16.01.2019 16:40
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 8383 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Recm Cezası
22.07.2015 9971 Okunma
1 Yorum 14.01.2019 12:41
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Fuhuş
21.07.2015 12521 Okunma
3 Yorum 15.12.2018 16:41
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 8651 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9208 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 6316 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 31557 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 6449 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 6712 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 11774 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 7268 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 33278 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11115 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Küsküt
10.07.2016 10574 Okunma
2 Yorum 25.11.2017 15:40
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 7612 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9046 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 12398 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Şeytan
3.07.2016 13063 Okunma
2 Yorum 04.07.2016 20:17
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16176 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Varsayım Yapanlar Öldürüldü!
3.02.2016 8444 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 17:26
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 23848 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Cenaze Töreni
24.01.2016 8925 Okunma
1 Yorum 25.01.2016 12:25
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18191 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14212 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Taqwa Kelimesi
15.10.2015 8662 Okunma
1 Yorum 19.10.2015 14:11
Mete Firidin
Qyl Kökü Ve Anlamı
22.09.2015 8250 Okunma
2 Yorum 02.10.2015 19:38
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 15662 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 18008 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Fecrin Beyaz ve Karanlık İpliği
29.06.2015 11169 Okunma
2 Yorum 02.07.2015 10:06
Mete Firidin
Fatiha suresi meal
28.06.2015 9546 Okunma
2 Yorum 28.06.2015 18:37
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 20518 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 10668 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 70836 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
Peygamber Eyyub
21.12.2014 7159 Okunma
3 Yorum 30.04.2015 14:55
Mete Firidin
Hz. İbrahim ve Lisan
23.04.2015 19038 Okunma
1 Yorum 24.04.2015 09:49


© 2024 - Akevler