Hayatın olağan akışı bazı hallerde eşyanın tabiatına ters seyredebilir.Yurdumuzun yaşadığı son on ay her şeyin tarife izahı olduğunu gösterdi.Sonuçları itibarıyla bir darbeden başarıyla çıkıp da içine girilen hali görmezden gelmek tam bir safdillik olur.Bu köşede ısrarla yazdığım gibi eşya ve hadiseleri fıtratı dışında değerlendirme enformasyonu tam bir ihanete dönüştü.Bir çok görsel vasıta ve benzer matbuatı izleyince görünen o ki sorunlar halının altına süprülsün ve sonucu itibarıyla gelen başarısızlık önde olanlara çok ağır yaşatılsın.
Oysa biz buradan sorunları tespit ederek çözümleri de sıralıyoruz.Seksen milyon insanın yaşadığı ve hinterlandı tahmin dahi edilemeyen bu coğrafyada yaşayan birey sayısı kadar tercih olması gerçeği göz önüne mutlaka alınmalı.
Bu hafta sonu CNN Türk kanalında Ahmet Özal ile röportaj gerçekleştiren Hakan Çelik çok uzun bir reklam arasından sonra Fethullah Gülen hakkında alabildiği ,Turgut Özal’ın Gülen’e güvenmediği ve hasta odasında çekilen resmin bir sahtekarlık operasyonu olduğu idi.Yine aynı hafta sonunda bir bilişim programında evde kullanılabilen akıllı robot tercihini Kevin Costner uyarlamasından yana kullanabilen muhterem, memleket gündemi oluşturmakta çok mahir çıktı.Oysa her zaman olduğu gibi gündemi ikinci operasyon başlığı altında Devlet Bey idam üzerinden belirliyor.
Bu dar alanda paslaşmalarda Çin diyarı bizden memnun görünse de asıl birlikte yaşamak zorunda olduklarımızın bize atacağı kazıkların tedbiri içeride alınmalı.Referandumda kabul edilen kadük anayasa hiçbir problemimizi çözemeyeceği gibi 2019 seçiminde seçilen için tam bir felaket olacağı izan sahiplerince değerlendirilmektedir.Yeni ve kapsamlı bir anayasaya çok acil ihtiyaç var.Buna rağmen olabilecek bir hayırlı iş varsa o da Sayın Erdoğan’ın Ak Partinin başına geçmesi olacak.Bu bizi kurtaracak mı, hayır.Devamı daha mühim.İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hatırlaması gereken küçük bir anısı olması lazım.Kendisi unutmuş olabilir lakin ben hatırlatayım.İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri öncesi bir gün heyet halinde bir pavyona girerler.Daha o yıllarda delikanlı sayılacak yaşta olan Erdoğan kendisini tanıtır ve müsaade isteyip amacını anlatır.O vakit hoş bir ambiyans olur.Herkes bu delikanlıdan etkilenmiş ve problem çıkarmadan dinlemiştir.Erdoğan ben hepinizin belediye başkanı olacağım sözünü vermiştir.Tam müsaade isteyip çıkacaklarken arkadan konsomatris bir hanım seslenir” ey delikanlı, ben istemediğim bir hayatı yaşıyorum lakin kızım bu hayatı yaşamasın diye size güveniyorum” der.Eğer o gün orada tüm yönetimine talip olduğu insanların her tercihine saygı göstermeyen bir adam olarak dursaydı ,belki bu gün geldiği bu yerler kendisi için hayal dahi olamazdı.
İşte bu gün tüm yıpranmışlığa ve halkından uzak durmaya yada uzak durmaya mecbur edilmeye karşı çıkabilmek için bir şans var.Partinin başına tekrar döndüğü gün tüm değerlerine rağmen imtina etmeden girdiği o mekana tekrar girebilecek cesarette insanları tercih etmezse yarı yarıya olan bu halk acaba kızlarını kime güvenip gelecek endişesinden uzak olacak?
Oysa dışarıda aranan çözüm tedbirlerine rağmen ayrılmak istemeyen Kürtler ile dışlanmak ve diğerleri olmak istemeyenleri kucaklamak sanırım en büyük çözüm olacak.Bir an önce yazanından konuşanına yada parmak kaldırıp ortada salınanına veyahut partili olmayı kamu kaynaklarını sömürmek zan edenine kadar acil tedbir alınmalı.O pavyona birlikte girebildiklerine kucak açılıp uyumadan inandığı değerlerin peşinde koşabilecek ,dünyaya perestiş etmeyen fedailer ile kucaklaşmaya dönülmezse gelecek çok zor .Evet inanıldığı iddia edilen değerler uğurunda yola çıkan gelecek yolcuları için bu son çağrıdır.