Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına-32
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bugün sabaha şu üzücü mesajla uyandım: “İslam dünyasının başı sağ olsun… Dr. El Fatih Ali Hasaneyn Muhammed Şerif bugün 19 Ağustos 2024 Pazartesi günü saat 03:00’de vefat etmiştir… Allah rahmet etsin... Mekânı cennet olsun...”
Öz olarak bugün yazacaklarım çok kısa olacak: ‘Srebrenitsa ve Bosna Soykırımı’ söz konusu olduğunda akla gelebilecek ilk isimdir… Aliya İzzetbegoviç’in bana göre en yakın çalışma arkadaşı, sağ koluydu… Kendisi 17 yaşındayken Aliya ile tanıştı ve bir daha hiç ayrılmadılar… ‘Bosna ve Kosova Savaşları’ yıllarında benim de en yakın çalıştığım kişiydi…
O’nu anlatmak değil bir makaleye, kitaplara bile sığmaz ama o çalışmaları ile ilgili birkaç kitap yazdı, önemli bir kısmı Türkçeye de çevrildi ve yayınlandı… 4 kitabı şöyle:
Bilinmeyen Aliya… ‘Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra Aliya beni ziyaret etti. O zaman Birleşik Arap Emirlikleri'nde doktorluk yapıyordum. Bana Bosna davasını Yugoslavya dışına çıkarma; bunun için de Avusturya'da bir derneğin ve ofisinin kurulması konusunda yaptıkları hazırlıklardan bahsetti. Bu konudaki bütün ayrıntılar üzerinde anlaştık. Görüşme Şubat ayının sonundaydı. Sonra hepsi 25.02.1983 tarihinde Bosna'ya döndü. Ben de vakit kaybetmeden ofisin kurulması için gerekli her türlü malzemeyi temin etmeye ve işlemleri yapmaya başladım. Aliya ve arkadaşları döner dönmez, kendileriyle birlikte önde gelen on iki kişi 23.03.1983 tarihinde tutuklandı. 25.03.1983 tarihinde haklarında hemen hüküm verildi. Bütün dünya bu zulme seyirci kaldı. Yapabildiğim tek şey, Yugoslavya'daki Müslümanların ızdırapları hakkında bir kitap yayımlamak oldu.’
Endülüs’ün Kız kardeşi… ‘Çalışmam esnasında tüm vaktimi köy köy gezerek, tafsilat toplamakla geçirirken bir ara topladığım bütün bilgi ve vesikaları kaybetmiştim. Çok emek harcayarak yaptığım çalışmalar bir anda yok olmuştu. Açıkçası bu durum çok moralimi bozmuştu. Tam da bu halet-i ruhiye içinde katliamlar hakkında malumat toplamaya devam ederken, aradığım şeyler hakkında kendi- sinde derin bilgi ve tanıklıklar olduğunu söyleyen bir adamla karşılaştım. Bu şahısla uzun uzun konuştuğum zamanlarda bazen öyle günler oluyordu ki gençleri ihtiyara çevirecek kadar dehşetli acılar karşısında dayanamayıp ağlamaya başlıyor, sonra da evraklarımı toplayıp orayı terk ediyordum.’
Foça’ya Giden Yol… Yakın tarihimizde görülen soykırım hareketlerinden biri şüphesiz, artık tarih sahnesinde yer almayan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde Bosna Hersekli Müslümanlara uygulanmıştır. Komünist yönetimle idare edilen Yugoslavya'da Müslümanlar, Osmanlı Devleti'nin vârisleri ve bir an önce Yugoslavya topraklarından kovulması gereken Türkler olarak görülmüşlerdir. Bu anlayışın neticesi olarak Müslümanların entelektüellerine karşı sistemli bir karalama kampanyası başlatılmış, birçok Müslüman hapse atılmış, birçoğu şehit edilmiştir. Bu kitap, Yugoslavya'nın ikiyüzlü politikalarına ve Yugoslavya'da Müslümanlara reva görülen zulümlere dikkat çekmek amacıyla kaleme alınmıştır. Yazarın Yugoslavya'da eğitimini tamamlayan ve yaşanan sürece yakından şahit olan bir münevver olması, bu kitabın kıymetini arttıran hususların başında yer almaktadır.
Şeytan Adası Belene… Bulgar zulmünün yok edilemez izi Belene adası, İslam'ın yeryüzünde silinme çabalarının bir ayağıdır. Balkan topraklarında girişilen farklı soykırımlar şimdilik geride kalsa da bir gün yeniden başlatılmayacağını kimse garanti edemez. O dönemin önemli şahitlerinden Dr. Fatih Ali Hasaneyn Muhammed Şerif, unutulmaması gereken bu gerçeği hatırlatıp muhataplarına sesleniyor: “Avrupa İslâmiyet'e gebedir ve Allah'ın izniyle yakın bir zamanda bu doğum gerçekleşecektir. Bu yüzden benim gençlere tavsiyem, İslâm'a tutunmaları ve Batı Avrupa'daki Osmanlı mirasını tanımalarıdır. İslam'ın ve Osmanlı'nın bölgedeki varlığı ve eserleri hakkında altı eser yazdım, heyhat ki gördüklerimin ve yaşadıklarımın yüzde onunu ancak anlatabildim! Ey Osmanlı evladı, bugünkü Türk gençliği! Bu kitap sizin malınızdır, onu size ithaf ediyorum.” Dr. Fatih Ali Hasaneyn
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun ve orada da buluşalım inşallah…