ADİL DÜZENDE AİLE, KADIN ve ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR?-2
Sağlıklı bir toplum yapısını, sağlıklı aileler ve aile kurumu çatısı altında yetişecek olan nesiller meydana getireceklerdir. Neslin ve toplumun korunması için aile kurumunun korunması öncelikli konumdadır. Bundan dolayı aile kurumuna devlet tarafından gerekli önemin verilmiş olması gerekmektedir.
Adil düzende aile kurumu, anne baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyoekonomik birim olarak tanımlanmıştır.
Aile kurumu, kadının erkek tarafından her hangi bir nikah akdi yani evlilik sözleşmesi kapsamında nikahlanması ile kurulmuş olur.
Adil düzende evlilik sözleşmesi ile görev ve sorumluluklar, cinsel ilişki, maddi ve manevi ilişkiler, akrabalık bağları, miras hukuku, boşanma şartları, çocukların durumu birlikte değerlendirilir. Tüm bu ilişkilerin değerlendirmeye tabi tutulabilmesi için sözleşme ile güvence altına sokulması gerekmektedir. Adil düzen ideal nikah sözleşmesinin oluşumunu temin edebilen bir düzendir. Çünkü bu evlilik sözleşmesi ile bütün ilişkiler, haklar ve yükümlülükler belirlenmiştir. Bu sözleşme ile tarafların duygusal birlikteliği, cinsel birlikteliği, geçimin hukuki statüsü, çocukların durumu, miras payları, kadının görevleri, erkeğin görevleri, bireylerin birbirine karşı sorumlulukları, boşanma tazminatı, taraf hakemlerinin hukuki boyutu gibi çok geniş bir çerçevenin hukuken güvence altına alınması sağlanmıştır. Bu hukuku güvence sözleşmenin adil düzen tescil kurumlarındaki şahitler tarafından tescil edilmesi ile tamamlanmaktadır. Böylece en ideal nikah olan İslam Nikahı ve diğer nikah sözleşmelerinin tamamının adil düzen devleti tarafından tescil edilerek güvence altına alınması sağlanmaktadır. Evlilik sözleşmesinde hukuk açısından açık bir noktanın kalmaması ideal olandır. Çünkü çıkacak sorunların çözümlenebilmesi için bir hukuki altyapının, sözleşmenin en ideal şekli ile oluşturulması gerekmektedir. Bu oluşan sözleşmeye kanunen müdahil olma durumu yoktur. Sadece hakların muhafazası açısından fasit bir sözleşme olmamasına, toplum düzenine ve bucakta icma olarak belirlenen temel ahlak ilkelerine aykırı olmaması için tescil kurulları tarafından tescil edilmesi şartı getirilir.
Adil düzende aile müessesesinin inşası, idamesi ve sonlanması sistemi en ideal olarak düzenlenmiştir. Adil düzen evlilikte karşılaşılabilecek bir takım problemleri sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturmak, aile bütünlüğünü korumak için takip edilecek yöntemleri sunmuştur. Bütün bunlar adil düzen ile prensip olarak aile müessesesine özel bir değer verildiğini göstermektedir.
Adil düzen aile bütünlüğünü korumaya çalışırken birtakım sıkıntıların meydana gelme ihtimalini de yok saymaz, bunların çözümlenmesi için yollar önerir. Eğer tüm denemeler başarısızlıkla sonuçlanmışsa aynı şekilde meşru bir şekilde boşanmayı da kolaylaştırır, zorlaştırmaz.
ADİL DÜZENDE EVLİLİK SÖZLEŞMESİ VE SÖZLEŞMEYE TARAF OLAN DAYANIŞMA ORTAKLIĞI SİSTEMİ İLE AİLENİN KORUNMASI
Adil düzen, dayanışma ortaklığı sistemidir. Dayanışma ortaklığı sistemini kısaca özetleyecek olur isek: Herkesin bağlı olduğu inanç-ahlaki, ilmi, mesleki ve hukuki dayanışma ortaklığı vardır. Adil düzenin bucak, il ve ülke düzeyindeki meclisleri herkesin bağlı olduğu dayanışma ortaklıklarının başkanlarından oluşur. Başkanlar burada dayanışma ortaklıklarının isteklerini, fikirlerini, tekniklerini ve hukuklarını paylaşırlar. İcma olanlar kanunlaşır. İcma olmayan istekler, fikirler, teknik ve hukuk herkesin kendi dayanışma ortaklığını bağlayacak ve anayasal temel esaslara aykırı olmayacak şekilde uygulanır. Adil düzen meclislerinde inanç ve ahlaki dayanışma ortaklığı başkanlarından oluşan şura, denetleme görevini, ilmi dayanışma ortaklığı başkanlarından yani öğretim görevlilerinden, ilim insanlarından oluşan şura yasama görevini, mesleki dayanışma ortaklığı başkanlarından yani meslek odaları ve sendika başkanlarından oluşan şura yürütme görevini, hukuki dayanışma ortaklığı başkanlarından oluşan şura yargı görevini üstlenir. Her bir dayanışma ortaklığındaki üye sayısı ve kaç tane dayanışma ortaklığının olacağı toplamda her bucak meclislerinde 100 başkan olacak şekilde düzenlenir.
Adil düzende aile kurumu için taraflar sadece kadın ve erkek değil aynı zamanda bu kişilerin bağlı oldukları dayanışma ortaklıklarıdır. Adil düzende evlilik sözleşmesinin tescili öncesinde devletin kişileri bağlı oldukları dayanışma ortaklıkları vasıtasıyla ahlaki, ilmi, beceri ve hukuki yönlerden evliliğe hazır, ehil hale getirme zorunluluğu vardır. Dolayısıyla verilecek eğitimin ana konuları adil düzen 3000- 10000 nüfuslu bucak birimlerindeki meclislerde icma ile tespit edilir. Geri kalan konular herkesin kendi dayanışma ortaklığı sözleşmesine göre verilir. Bir kişinin orta ehliyeti var ise evliliğe belirlenen hususlarda ehil demektir. Aile Sözleşmesinin tescil edilmesi öncesinde, sözleşmeye aykırı davranmanın engellenebilmesi ve ihtilaflarda hukuki süreçlerin işletilebilmesi açısından tarafların bağlı olduğu hukuki dayanışma ortaklıklarının muvaffakiyetini veya belirlenen hakemlerin muvaffakiyetini almaları zorunludur. Karı ve kocanın bağlı oldukları dayanışma ortaklıklarının evlilik süresince de eğitim, danışmanlık ve takip yönünden sorumlulukları vardır. Böylece taraflar sadece kadın ve erkek değil aynı zamanda dayanışma ortaklıkları da olduğundan evlilik sözleşmesi-akti, topluluğu da bağlayıcı ahitleşme hükmündedir. Dolayısı ile evlilik sözleşmesi tarafların ilmi dayanışma ortaklıkları tarafından hazırlanan, hukuki dayanışma ortaklıklarının muvaffakiyeti alınmış olan ve tescil kurumları tarafından tescil edilen bir sözleşmedir. Eğer karı ve kocanın dayanışma ortaklığı tip sözleşmesi birbirinden farklı ise ortak bir sözleşme hazırlanır. Ya da herhangi birinin sözleşmesine tabi olunur. Yeter ki karşılıklı rızaya dayalı irade oluşmuş olsun. Mesela erkeğin bağlı olduğu dayanışma ortaklığı çok eşliliği benimseyen bir sözleşmeye tabi ise, kadın ise tek eşliliği benimseyen bir sözleşmeye razı ise karşılıklı rızaya dayalı yeni bir sözleşme oluşturulur ve hukuk bu sözleşmeye göre işler. Bu sözleşmede zina tanımı da yapılarak erkek ve kadın için kusurluluk durumu belirlenmiş olur. Hukuku süreçler aile sözleşmesi esas alınarak işletilir. Tek tip bir aile sözleşmesi yoktur. İfsat bir sözleşmenin oluşmaması için belirlenen şartlar ancak bucak meclisi icması ile belirlenmiş olur.
Böylece bir sözleşmeye dayalı olarak kurulan aile kurumunda bilgisizlikten kaynaklı zararları ilmî, beceriksizlikten kaynaklı olan zararları meslekî, ihmalden kaynaklı olan zararları ahlâkî, kasten verilen zararları siyasî-hukuki dayanışma ortaklıkları tazmin ederler. Adil düzende aile kurumu böylece dayanışma ortaklıklarının yani topluluğun güvencesi altında kurulan ve idame eden bir kurum olarak varlığını sürdürmektedir.
Topluluk böylece dayanışma ortaklıkları ile aileleri kendi başlarına bırakmayarak ve onların hadimi olarak onları desteklemektedir. Devlet kendisini aileye destek vermek için var olan bir müessese olarak saymaktadır. Yine çıkan ihtilaflarda karı koca arasını bulmak, gerekli desteği vererek aileyi yaşatmak topluluğun görevi sayılmaktadır. Gerekli desteğin verilmesi ne demektir? Sorun imkansızlıktan çıkmışsa onu gidermek demektir. Adil düzende dayanışma ortaklığı dediğimiz kuruluşlar, kendi üyelerine sahip, onların dayanışmasını temin eden kuruluşlardır.
Bugün aile müessesesini yaşatmamız için bu dayanışma ve yardımlaşmaya eskisinden çok daha fazla ihtiyacımız vardır. Evli olanlar her zaman büyük sıkıntılarla ve tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır. Kadının kendisini güvencede bulabilmesi için gelin gittiği yerde kendisine sahip çıkacak bir dayanışma grubunu yani velisini bulmalıdır. Kocasına bir şey olsa da, boşanma mecburiyetinde kalsa da devlet tarafından ortada kalmayacağını bilmelidir. Bütçe fonundan ve istihdam yönünden destekleneceğini bilmelidir.
Aile birliğinin devamı evlilik sözleşmesinde belirlenen sorumlulukların yerine getirilmesine bağlıdır, Devletin, aile fertlerinin görevlerinde güç yetirememe durumlarında sosyal adalet mekanizmasını işleterek destek sağlaması önemlidir. Adil düzende karı koca yükümlülükleri herkesin ehliyet ve becerisine, güç yetirebilme durumuna göre istediği sorumluluğu yüklenmesi ve aile içinde rıza esasına uygun olarak ele alınmaktadır. Sorumluluk alınan alanlarda en son karar yetkisi de buna göre belirlenmektedir. Alınan sorumluluk kadar yetki esasının oluşturulması önemlidir. Adil düzen ile aile içi uyuşmazlık durumları, devlet tarafından ücretlendirilen sözleşmede belirlenen tarafların belirlediği hakemler tarafından gecikmeden çözüme kavuşturulmaktadır.
Adil düzende hizmet veren hizmet alandan ne üstündür, ne de aşağıdır. Taraflar işbölümü içinde birbirlerine ortaktırlar ve görevler bakımından birbirlerinin eksikliğini tamamlarlar. “Adil Düzen” budur. Dolayısı ile karı ve kocanın hangi görevi üstleneceği ve hangi yetkilere sahip olacağı kendi evlilik sözleşmelerinde belirlenmiştir. Fasit bir sözleşme olmadığı, kişilerin kendi rızasına uygun olarak hazırlandığı müddetçe adil düzen tescil kurumları tarafından onaylanır. Fasit bir sözleşmenin oluşmaması için de tarafların bağlı oldukları hukuki dayanışma ortaklıkları veya belirledikleri hakemlerin muvaffakiyetleri gereklidir.
Adil düzen aile birlikteliğinin korunması, sevgi, uyum ve uzlaşma noktasında gerekenlerin aile bireyleri arasında sağlanabilmesi amacına dönük olarak, ailelerin gerekli eğitimi almalarını sağlayan bir düzendir. Dolayısı ile devlete düşen özellikle sorunlara dönüşen aile bireyleri üzerindeki sorumluklarında aile bireylerinin yüklerini azaltmaktır.
Evlilik sözleşmesine esas olarak tamamlayıcılık ve ortaklık ilkesi içinde erkekler kendi görevlerini yapmakta, kadınlar da kendi görevlerini yapmaktadırlar. Tarafların karşılıklı hak ve vecibeleri vardır. İki tarafın kendi görevlerini yerine getirirken birtakım yetkilere de sahip olmaları gerekmektedir. Yani görevler bölüşüldüğü gibi yetkiler de bölüşülmüştür. Kadın ve erkek birbirlerinin yardımcısıdır. Aile kurumundaki fertler görevleri hususunda güç yetiremedikleri durumlarda il, ilçe merkez site birimlerinde veya köylerde kooperatif müesseselerinde olduğu gibi kolektif çalışma yapılarak desteklenmektedir. Geçim olarak da devlet tarafından katkı sağlanmaktadır. Aile kurumu böylece dayanışma ortaklıkları, 300- 1000 nufuslu il merkez sitesi veya köy birimlerinde kolektif çalışma anlayışı ve geçim noktasında devlet tarafından koruma altına alınmaktadır.
Adil düzende projeler, planlamalar ve buna dayalı yapılaşmalar, kolektif olan, yardımlaşma ve dayanışma anlayışının ortaya çıkabileceği, kooperatifleşme kültürünün yaygınlaşacağı yaşam biçimini ortaya koymaktadır. Kolektif diyoruz çünkü, 300- 1000 kişilik oluşturulan yaşam birimlerinde ortak yemekhane, ev ve çevre temizlik işlerini yürütülebilmesi, kendi muhitinden koparılmadan yaşlılara bakım ünitesinin kurulması gibi daha birçok alanda kolektif çalışma imkanı oluşmuş olmaktadır.
Kolektif çalışma anlayışının yaygınlaşması aile fertlerinin birbirlerine daha çok zaman ayırma imkanının sağlanması açısından önemlidir. İnsanların faziletlerinden, beceri ve ehliyetlerinden kaynaklı toplumda iş bölümü oluşmuş, dolayısıyla tamamlayıcılık içinde insanlar değişik sahalarda yetkili ve sorumlu tutulmuştur. Beceri durumu her aile için, karı ve koca için fark arz edebilir. Dolayısı ile eşit rol paylaşımından ziyade, beceri durumuna göre görev paylaşımı ve yardımlaşma içine girebilmeleri kadını ve erkeği güç yetiremedikleri hususlar noktasında korumakta ve bu durum da aileyi gereksiz stres ve çatışmalardan uzak tutabilmektedir. Çünkü adil düzen kadına ve erkeğe eşit rol verdirip kadını çalışmak zorunda bırakmak yerine, aileyi ve bekar kalan kadını ekonomik yönden desteklediği için kadın için isteğine bağlı olarak çalışma imkan ve ortamlarını oluşturan bir düzendir. Sadece bucak meclisinde kadınların çalışması gerektiği alanlarda yeter sayı oluşmadığı zaman, kadınların çalışmalarını teşvik edici ilanlarda bulunabilir ve bu alanların örneğin sağlık alanında hizmet görmesi gereken kadınlar için genel hizmet birim zorluk ücret katsayı değeri artırılabilir. Adil düzende çalışmak isteyen kadınlar için çalışma koşulları en elverişli hale getirilir. Kadının hem kendisi, hem çocuğu hem de aile bütünlüğü esas alınarak annelik görevini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için okul öncesi çocuklar için annenin çalışma alanı içinde bakım üniteleri oluşturulur. Bunlar için devlet desteği sağlanır. Çünkü çocuk ve annesi için en elverişli şartların oluşturulması adil düzen devletinin görevidir. Ziyadesi ile okul öncesi çocukları olan annelerin çalışma alanlarının bu çocukların bakılabileceği alanları içinde bulundurabilecek yerler olmasına özen gösterilir. İş güvenliği ve sağlığı açısından içinde tehlike barındırmayan alanların olmasına özen gösterilir. Okul öncesi çocuğu olmayan anneler, az tehlikeli ve tehlikeli alanlarda çalışabilirler ama çok tehlikeli alanlarda çalıştırılmazlar. Adil düzende bucak içinde genel hizmetler, o bucak sakinleri tarafından yürütüldüğü için, kısa mesafeli servis hizmeti ile veya yürüme mesafesinde işe gitme imkanı bulunmaktadır. Asıl olan adil düzende anne ve çocuk ilişkisinin, çocuğun annesine en ihtiyaç duyduğu okul öncesi dönem içinde kopuş olmadan sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır. Kimi çalışma alanları için evden çalışma imkanı da adil düzenin kadına öncelikli olarak sunduğu imkan ve fırsatlar dahilindedir. Adil düzende ne kadının, ne erkeğin ne de çocuğun hiç kimsenin mağdur edilmemesi esastır. Böylece kadının daha önce de ifade ettiğimiz gibi aileye sağlanan bütçe desteği sayesinde ekonomik zorunluluk hissetmeden, seve seve toplumsal fayda üretmesine imkan da sağlanılmış olmaktadır. Severek, merhamet ve şefkat duygularını katarak stressiz çalışma ortamları kadının çalışmasından çok daha fazla verim elde edilmesini sağlamış olur.
Ama istenirse tarafların rızası oluşur ise, aile sözleşmesi görev, sorumluluk ve yetkilerin eşit paylaşımı esasına göre de şekillenebilir. Ama günümüz şartlarında da görüldüğü gibi, kadının annelik görevinden kaynaklı olarak görev ve yetkilerde eşit bir paylaşımın olması mümkün olmamaktadır. Yükün ve sorumluluğun fazlası hep çalışan kadının omuzlarında olmaktadır. Dolayısı ile tam bir eşitliğe pek imkan sağlanamamakta ve kadın ezilmektedir. Çünkü kadının anne olarak sorumluktaki yükü karşılığında diğer görevlerden feragati gerekir ama eşitlik anlayışı kadına çalışma zorunluluğu ile aile masraflarına da eşit katkıyı ister. Bu durum kadını yıpratan ve ezen bir durum olur. Dolayısı ile kadın kendini rollerdeki eşitlik sloganları ile çalışmak zorunda hissetmemeli, isteyerek çalışmayı tercih edebilmelidir. Kadına adil düzende istediği müddetçe çalışma imkanı sunulduğu gibi, çalışmama imkanı da sunulmaktadır. Aile ekonomik yönden “adil düzende bütçe” konulu makalelerimizde de belirttiğimiz gibi fakirlik ve miskinlik fonlarından desteklendiği için kadın istemediği müddetçe çalışmak zorunda değildir. Çünkü her kadın hem annelik yükünü hem de çalışma yükünü aynı anda kaldıramaz. Daha fazla sorumluluk alarak, daha fazla yükü kaldırmak isteyen kadına da bu yükü alma denilemez. Adil düzen çalışmak isteyen kadının çocuğunun mağdur olmaması için iş yerlerinde çocuk bakım ünitelerinin oluşturulmasına katkı sağladığı gibi, gerekli birçok kolaylıkları da sağlar.
Adil düzende, istenildiği zaman emekli olma durumu vardır. Tam çalışma zamanı 6 saattir. Vardiyalı çalışma sistemi esastır. Erkeklerin de artan zamanlarını ailesi ile birlikte değerlendirmesine, sanat, ilmi ve kültürel faaliyetlerde bulunmasına fırsat sağlayan adil düzen, kadın, erkek, çocuk herkesin maddi ve manevi bütün ihtiyaçlarını giderilmesini temin eden bir sistemdir.
Adil düzende hem ailesi için, hem topluluk açısından güvenliğin tesis edilmesi, ailesinin geçimini sağlaması, evlilik sözleşmesini koruması ki adil düzen buna kavvam sorumluğu der, bu sorumluluk erkek ve erkeklerden oluşmuş bir organizasyona ait bir sorumluluktur. Dolayısı ile erkek sorumlu olduğu alanlarda yetkiye de sahip olmuş olur. Bu durum evlilik sözleşmesinde belirtilir. Kadın isterse bu alanlarda sorumluluk alabilir, sorumluluk aldığı alanlar aile sözleşmesinde belirtilir. Böylece sorumlu olduğu alanlarda yetkiye de sahip olur. Çünkü Adil düzende yekiler sorumluluğa esas olarak verilmektedir. Dolayısı ile adil düzenden roller açısından zorunlu bir eşitlik değil, hangi alanda ne kadar sorumluluk alınmış ise ona dayalı yine aynı alanda yetki esası vardır. Bu ince ayırım kadını ve erkeği güç yetiremediği alanlar altında ezilmesinin önüne geçen, aileyi koruyan önemli bir noktadır. Adil düzen sadece güvenliğin tesisi, geçimin temini ve aile sözleşmesinin muhafazası yönünden erkeklere zorunlu rol biçer ve güç yetiremediği durumlarda destek olur. Bu durum kadının bu alanlarda sorumluluk almasına mani değildir. İster ise alır. Bu belirtilenler haricindeki zorunlu olan kamu hizmetlerinin yürütülmesinde erkek ve kadına adil düzende eşit görevler yüklenmiştir. Adil düzenin zorunlu kamu hizmeti olarak saydığı ve kadın ve erkek için eşit sorumluluk yüklediği alan dayanışma ortaklıkları ile ilgili görevlerdir. Kadın ve erkeğin birbirlerinin velileri olarak dayanışma ortaklıklarına dahil olma zorunlulukları vardır. Bu katılım ile kamu hizmetini yürütmüş olurlar. Daha önce de belirttiğimiz gibi kadın ve erkeklerin, bağlı olmaları gereken ahlaki, ilmi, mesleki, siyasi-hukuki dayanışma ortaklıkları vardır. Mesela bir anne, gerekli inanç ve ahlaki eğitimini, çocuk bakımına yönelik ilmi eğitimini, anneliğe yönelik gerekli beceri edinimini ve hukuki olarak evlilik sözleşmesinin hukuki boyutlarını bu dayanışma ortaklıklarından aldığı eğitim ile sağlamış olur. Müşkülata düştüğü anda soru soracak, danışacağı kişileri yanı başında ve ücretsiz olarak bulmuş olur. Dayanışma ortaklıklarındaki aile danışmanları kendilerini tercih edenler oranında devlet bütçesinden paya sahiptirler. Dolayısı ile anneler üzerine maddi bir külfet binmeden ihtiyaç hissettikleri an tercih ettikleri aile danışmanı ile irtibata geçebilirler. Anneler isteklerini inanç ve ahlaki dayanışma ortaklıklarına bildirebilmek için toplantılara dahil olurlar. Elde ettikleri beceri ve tecrübeleri mesleki dayanışma ortaklıkları ile paylaşırlar ve sürekli eğitim ile yeni beceriler kazanırlar. İlmi toplantılara dahil olarak, kendilerini her alanda geliştirmeye çalışırlar ve dayanışma ortaklıklarında alınan kararlara ve dayanışma ortaklığı sözleşmelerinin oluşmasına katkı sağlarlar. Siyasi- hukuki dayanışma ortaklığı yolu ile evlilik sözleşmesine, dayanışma ortaklığı sözleşmesine, bucak sözleşmesine esas sorumluluk ve yetkilerinin bilincinde olur ve gerekenleri yaparlar. Böylece toplantılara dahil olarak bucak kararlarının oluşmasında etkin rol almış olurlar.
İnş. Müh. Hilal Çekmen, 30. 04. 2023
Yeniden Refah Partisi Milli Siyaset Kurulları
Aile ve Sosyal Hizmet Politikaları Kurul Başkanı,