18 MART 2011
Dindar (namazlı abdestli) bir Müslüman niçin milletvekili olmak ister? Bunun çeşitli sebepleri ve niyetleri olabilir?
Birincisi: Milletvekili seçilecek, Meclis'e girecek Allah rızası için, ihlâsla, garazsız ivazsız İslam'a ve Ümmet'e hizmet edecek.
İkincisi: Gelirini arttırmak, maddi avantajlar elde etmek, daha sonra kıyak emeklilik haklarından yararlanmak için.
Üçüncüsü: Milletvekilliği maaşından, kıyak emeklilikten, normal ve yasal avantajlardan öte zenginleşmek için.
Dördüncüsü: Hubb-i riyaset için.
Beşincisi: Ün, itibar, alkış, aferin kazanmak için.
Altıncısı: Benliğini tatmin için.
Söylemeye bile lüzum yoktur ki, birinci maddedeki niyetin dışındaki niyetler ihlasa uymayan niyetlerdir.
Allahın rızasını kazanmak için milletvekili olmak isteyenler sırf kendi arzularıyla bu işe girişebilirler mi?.. Kendilerinde birtakım şartlar bulunması, birtakım şartları yerine getirmeleri gerekir:
Birinci şart: Ehliyeti ve liyakati olacak. Olmazsa, milletvekilliğine talip olması haramdır.
İkinci şart: Milletvekili yeminini yapabilmek için icazetli gerçek bir müftüden fetva alması gerekir. Fetvasız, izinsiz, icazetsiz o yemin yapılamaz... Bu icazeti, icazetsiz sahte bir müftü kolayca verebilir ama gerçek müftü verir mi?
Üçüncü şart: Aday olacak zat, bir mürşid-i kamile bağlı ise ona sorması ve ondan izin alması gerekir.
Dördüncü şart: Salih bir zata bu konuda istihare yaptırması gerekir.
Beşinci şart: Salih ve mu'temen birkaç ehliyetli kişi ile istişare etmelidir.
Altıncısı: Vicdanı bu konuda kendisine ruhsat ve fetva vermiş olmalıdır.
Bozuk bir düzene sahip olan Türkiye'de milletvekili olmak, dindar bir Müslüman için ateşten gömlek giymek gibidir. Adayımız bu acı gerçeği iyice bilmelidir.
Her hal ü karda, dindar bir milletvekili için din parti disiplininden önce gelmelidir.
Dindar milletvekili yalan söylemez... Yapamayacağı vaadlerde bulunmaz... Her türlü emanete hıyanet ve ihanet etmez... Asla yağcılık, yalakalık, dalkavukluk yapmaz... Haram yemez... Gayr-i meşru şekilde mal iktisab etmez, zengin olmaz...
Milletvekili oldu, parti disiplini yüzünden (mutlaka protesto edilmesi, kötülenmesi gereken) zulmü ve haksızlığı protesto edemiyor, susuyor. O dilsiz bir şeytandır.
Politikacı olmak hasebiyle zaman zaman yalan söylüyor. O merdut bir yalancıdır.
Seçim kampanyası esnasında seçmenlerine bazı sözler verdi, seçimden sonra onları unuttu, gerçekleştirmek için elinden geleni yapmadı. O, vaadini tutmayan bir sahtekardır.
Milletvekili olarak Meclis içinde ve dışında birtakım vazifeleri ve hizmetleri vardır. Bunları yerine getirmezse, ihmal ederse, kaytarırsa yine hain olur. Vazife haini...
Yaranmak, göze girmek için liderine yalakalık yapıyor, sayın başkanım sayın başkanım diye diller döküyor... O, hadiste bildirilen, "suratına toprak saçılası bir meddahtır."
Milletvekili seçilmek kolay değildir. Seçildikten sonra vazifesini yapmak, o unvanın hakkını vermek, seçilmekten bir kere daha zordur.
Bu T.... sistem ve düzende bir Müslümanın milletvekilliği yapması ancak ve ancak sahih ve geçerli bir fetva ve ruhsatla olur.
Bu işe fetvasız, izinsiz, ruhsatsız, istişaresiz, istiharesiz atılanların işi zorlaşır, hali ve akıbeti kötü olur.
Sırf Allah rızası için, tam bir ihlasla (zaten ihlasın tam olmayanı olmaz), İslam'a ve Ümmet'e hizmet için, gereken fetva, izin ve ruhsatı alarak, salih ve kamil kişilerle istişare ederek, istihare yaparak, talip olarak değil, matlub olarak bu işe girişen ehliyetli ve liyakatli kardeşlerimize ve bacılarımıza hayır dua eder, başarı dilerim. Allah onlara rahmet eylesin...
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Yazarımızın yukarı da bahsettiği gibi milletvekili olma şartları çok güzel fakat eğer onun söylediği şartları ararsak çok az kişi milletvekili olur ki milletini doğru olarak temsil eden milletvekili sayısı azalır.
Üstelik bozuk düzene sahip olan Türkiye’de milletvekili olmak, dindar bir Müslüman için ateşten gömlek giymek gibidir demektedir. Bu şekilde korkutulursa Müslümanlardan hiç kimse aday olmaz ve yetersiz ve hırslı insanlar o makamı doldururlar ve sonuç hüsran olur.
Milletvekili halkı temsil eden olarak mecliste bulunması ve halk adına kararlar alan kişidir. Onun çok iyi olması veya olmaması kendisini ilgilendirir. Fakat bilgili olma şartı mutlaka olması gerekir. Ayrıca Kuranın dediği gibi emaneti ehline verin demektedir. O zaman halk, kendisini en iyi temsil eden çok bilgili, ehil kişiyi seçecektir. Dileğimiz bilgili ve ehil kişilerin olması dileğiyle…