Mısır’dan önce, Mısır’dan sonra
854 Okunma, 0 Yorum
Abdurrahman Dilipak - Vakit
Abdülvahap Kösesoy

Bismillah                                         

                                                                 Dört Örnek

      İslam ülkeleri artık zorba yönetimlerden, emperyalist güçlerin etkisi altında kalan yöneticilerden kurtulup tekrar gerçek demokrasiye doğru yol alıyor..Mısır ve Tunus’taki kutsal direnişler tüm islam ülkelerindeki müslüman topluluğa örnek teşkil etmektedir.Artık bu saatten sonra hiç birşey  eski haline dönmeyecektir.  İslam ümmeti  artık ne emperyalist güçlere boyun eğecek ve ne de emperyalist güçlerin kuklası haline gelmiş yöneticileri kendilerine başkan seçecek..Firavunun torunları olan Hüsnü (le) Mübarek  ile Zeynel bin Ali zihniyetindeki kişiler tarihin tozlu toprakları altına gireceklerdir ve girmeye de mahkumlardır.Her kim ki Allah’ın hükmü ile hükmetmek istemek istese ,insanlığın gerçek  düzeni için nefes harcasa Allah  muhakkak ona yardım edecektir.Onun vaadi  haktır...

      Hiçbir şey eski haline dönmeyecektir.Emperyalist canavarlar İslam ülkeleri üzerinde hakim olamayacaktır artık.İslam ümmeti de kuduz köpeklerinin ne olduğunu çok iyi anladı.Peki artık yeni kurulacak olan islam hükümetleri nasıl kurulmalı?Kimi .nasıl örnek almalıdır ?Bana göre tek yol vardır ;Hz. peygamber ve dört halifenin uygulamalarını kendisine rehber edinmeli ve kuracak olan hükümetlerde buna göre şekillenmelidir.İşte Hz. peygamberin  ashabının uygulamaları...

        Acaba Dört halife  döneminde kurulan düzen nasıl yönetiliyordu.?Bu dönemde batıda Trablusgarp,doğuda Horasan ve kuzeyde Kafkasya’ya kadar genişlemiştir;böylece Arap yarımadası dışına taşan islamiyet Asya ve A frika’daki çeşitli milletler tarafından benimsenmiştir.Kurulacak olan yeni islam devletlerinin siyasi ve hukuki temelleri bu dönmelerde atılacaktır.Sırası ile halife olan Ebu Bekr,Ömer,Osman ve Ali ,Hz peygamberin yolunu izlemiş ,Kur’an ahlakının hakim olduğu Adil düzeni daha geniş coğrafyalara taşımışlardır.Bu nedenle dört halife dönemi , “Doğru Yolda Giden Olgun Halifeler Dönemi ” anlamına gelen “Hulefe-i Raşidin Dönemi ”  olarak adlandırılır.Halifeler seçimle başa geldikleri için aynı zaman da bu döneme “Cumhuriyet dönemi” de denir...

       Hz. Peyganber vefat etmeden önce ,hastalığında  imamlık görevini evvela Ebu Bekr devretmiştir.Mescide gidemedi zamanlarda yerine onu yollamıştır. Ebu Bekr hilafete geçmeden önce Ömer ve arkadaşları tarafından  desteklenmiştir.Ebu Bekr halife olduktan sonra şu konuşması takdire şayandır.“Ey halkım! Ben size yönetici oldum. Halbuki sizin en hayırlınız değilim. Eğer iyi işler yaparsam, bana yardım ediniz. Eğer yanlış işler yaparsam bana doğru yolu gösteriniz. Doğruluk, emanettir. Yalancılık, hıyanettir. Sizin en zayıfınız benim yanımda güçlüdür ki, onun hakkını müdafaa ederim. En güçlünüz benim yanımda zayıftır ki, başkasının hakkını ondan alırım.” Hilafeti sürecinde adaleti,eşitliği ,demokrasiyi desteklemiş bir halifedir.. Hz. Ebu Bekir, güçlü imanı, dehası ve üstün devlet adamı vasfıyla İslam Birliği'ni muhafaza etmiş ve kendisinden sonra gelenlere güçlü bir devlet bırakmıştır.

     Ebu Bekr den sonra halife Ömer seçilmiştir.Ömer’in en önemli sıfatı hepimizin de bildiği gibi Adalettir..Ömer Kuran ahlakı ve adaletin uygulanması konusundaki çabalarıyla tanınır. Adaleti uygularken herkese eşit davranmış; soyluluk, zenginlik, akrabalık, makam gibi unsurların adaleti engellemesine kesinlikle izin vermemiştir. İdaresi altındaki topraklarda adaletin katıksız bir biçimde uygulanması için her türlü önlemi almıştır. Onun iktidarı döneminde sosyal adalet tam anlamıyla egemen olmuştur. Her zaman halkına karşı büyük bir sorumluluk duygusuyla hareket etmiştir.Ömer halife seçildikten sonra istişareye çok önem vermiştir. Hz. Ömer dönemi birçok yeniliğe sahne oldu. Zamanında ülke, yönetim birimlerine ayrıldı. Valiler ve Halife'ye bağlı olarak kadılar atandı. İlk kez adalet işlerinde kadıların görevlendirilmesiyle, yönetim ve adalet işleri birbirinden ayrıldı.İşte bakınız olgun halife dönemlerinde islam devleti böyle yönetilmiştir.Adalet ,eşitlik,demokrasi kavramları bu dönemlerde gerçek manası ile kavranmış ve uygulanmıştır...

Ömer den sonra halife Osman seçilmiştir.  Osman yaptığı çalışmalar sırasında, tayinlerde uygun kişilerin görevlendirilmesine özen gösterdi. İslam topraklarında yaşayan insanların refah seviyesinin yükseltilmesi için imar ve zirai gelişmelere önem verdi.. Onun döneminde İslam topraklarında yaşayan çok sayıda insan İslam dinini kabul etti. Bu döneme ait dikkat çekici bir gelişme ise, Müslümanların zenginleşmeleri ve geçmişe kıyasla daha da refah içinde bir hayat sürdürmeleriydi.Osman çok yumuşak kalpli biriydi,ömer ,ise çok sert karakter sahibi biriydi.Osman’ın  çok yumuşaklığı ve Ömer’in  çok sertliği bazen kötü sonuçlara neden olmuştur.Tarih ibret almak içindir.Devlet başkanları  islam tarihinden ibret alarak Ömer de ve Osman da  var olan bu özellikleri   kendilerinde varsa önlerine geçmelidir.Orta yolu bulmalıdır...

     Dördüncü halife ise karmaşıklar içerisinde Ali seçilmiştir..Ali halife oplduktan sonra karşıtları tarafından istenmemiştir ve çogu yerde muhalefet etmişlerdir kendisine .Fakat Ali  Kur’anın kendisine verdiği terbiye ile herkese eşit,adaletli davranmaya özen göstermiştir..Kendisini Hz. Peygamber ilmin kapısı olarak tarif eder . Ve onda müthiş bir ilmin var olduğunu vurgular...

       Hulefa-i Raşidin’in bütün bu ve bundan çokça geniş uygulaması önümüzde iken ,onları örnek almamız ve başımızda ki devlet başkanlarının bunları örnek alması  islam toplumu için daha hayırlıdır...İslam devletleri her  zaman emperyalist ,sömürgeci devletleri   kendisinden uzak tutmalıdır.Gönlü bu emelci devletlerden yana olan(bir örneği Hüsnü (le) mubarek) devlet adamlarına gerekli cezayı vermeli ve hiçbir zaman devlet başkanı yapmamalıdır.Geçmişte  yapılan yanlış uygulamaları da Mısır halkının  yaptığı gibi düzeltmeye başlamalıdır...

           Başta Mısır ve Tunus ta başlatılan kutsal direnişlerin meyveleri yakındır .Mısır da Tunus ta eski Mısır ve Tunus olmayacaktır.Halk artık zorba hükümetlerin ,baskıcı hükümetlerin uşaklarının ne olduğunu çok iyi öğrendi.İslam ümmeti gerçek demokrasiye doğru yol alıyor.Adaletli düzenler yeryüzünde yenibaştan kuruluyor.Kutlu Yolumuz mübarek olsun....

 

Abdülvahap Kösesoy






Sayı: 87 | Tarih: 6.02.2011
Mahir Kaynak
Tunus’taki olaylar
1272 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Zülfü Livaneli
Çoban
1034 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ruşen Çakır
Türkiye Mısır’a benzer mi?
1021 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Müslümanlıktaki Neş'e, Safa, Zevk...
952 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Tuttum Başbakan'ın bu yaklaşımını
943 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ebubekir Sifil
İslam Dünyasında Olup Bitenler
916 Okunma
Zafer Kafkas
Ruhat Mengi
Sınırsız güce karşı tek başına!
878 Okunma
Vahap Alma
Abdurrahman Dilipak
Mısır’dan önce, Mısır’dan sonra
854 Okunma
Abdülvahap Kösesoy