23 OCAK 2011
BU yazımın altında internetten indirdiğim bir yazı parçasını okuyacaksınız.Konu şu: İkisi kız, bir oğlan 3 lise öğrencisi bir jinekologa (kadın ve doğum uzmanı doktor) gitmişler, kızlardan birine çok acele kürtaj yaptırmak istemişler, jinekolog acele yapamam, kanama olabilir demiş. Onlar da çekmişler, başka bir doktora gidip kızın çocuğunu aldırtmışlar.
Memleket ne hallere düştü. Lise çocukları kürtaj yaptırıyor. Bazı doktorlar bu cinayeti işliyor.
Bazen de bazı kızları, bizzat anneleri getirip yaptırtıyormuş.
Acaba bu hadiseler çok istisnai ve münferit midir, yoksa yaygın mıdır?
Elbette ki, bütün liseli kızlarımızı suçlamak aklımın köşesinden geçmez. Lakin böyle kürtaj hadiseleri vukuat-ı âdiye durumuna düştüyse çanlar bizim için çalıyor demektir.
Senelerce önce yakın bir dostum, ilköğretim okuluna giden çocuğundan öğrendiği şu bilgiyi bana aktarmıştı:
İlköğretim öğrencisi beş oğlan bir kızla anlaşmışlar, okulun kalorifer dairesinde, kızın rızasıyla birlikte olmuşlar, aradan birkaç ay geçmiş, kızın karın tarafı şişmanlamış. Anne-baba doktora götürmüşler, muayene sonunda hamile olduğu anlaşılmış. Mesele resmiyete ve medyaya intikal etmeden kapatılmış.
Toplumumuz bilhassa gençlik cinsellik konusunda çok serbest hale gelmiştir. Bizim sosyal ve kültürel yapımız bunu kaldırmaz. Türkiye İsveç'e, Danimarka'ya, Fransa'ya, Almanya'ya benzemez. Cinsel serbestlik o toplumları yıkmaz, bizimkini yıkar.
Onbeş yaşındaki bir kızın jinekologa gidip çocuk aldırtmak istiyorum demesi çok vahim bir durumdur. Böyle bir şey, kanunen suçtur.
Anne ve babalara okula giden çocuklarına mukayyet olmalarını tavsiye ediyorum.
Kız "Anneciğim, Sevgi'lere ders çalışmaya gideceğim" dediği vakit, hemen inanmasınlar, kontrol etsinler.
Okullarda uyuşturucu ve seks azgınlıkları çok yayılmıştır.
Herkes üzerine alınmasın. Terbiyeli, efendi, iffetli, ahlâklı, edepli, erdemli çocuklarımızı tenzih ederek yazıyorum.
Bir çürük incir, bir küfe inciri bozar ve çürütürmüş... Bazen üç beş yaramaz çocuk bütün bir okulun disiplinini altüst eder, dengesini bozar.
Ülkemizdeki bir kısım Derin ve Gizli güçler çocukları ve gençleri kasıtlı olarak ahlâksız ve iffetsiz yetiştirmek istiyor. Dindar olmasınlar da, ne olurlarsa olsunlar felsefesi.
Bilinen bir fıkra ama tekrarlamama izin veriniz:
Çağdaş kodamanın sâdık ve yakın adamlarından biri huzuruna çıkmış, alı alına, moru moruna kıvranıp duruyor: "Ah efendim, vah efendim, nasıl söylesem efendim..."
Kodaman haykırmış: "Herif ne söyleyeceksen çabuk söyle, ne oldu!.." Beriki yine kıvranıyor: "Ah, vah!.. Kızınız... Efendim..."
Kodaman:"Adam şimdi seni parçalarım. Ne söyleyeceksen çabuk söyle!.." demiş.
"Efendim! Kızınız randevu evinde basılmış!.."
Kodaman rahatlamış, gülmüş ve "Ben de önemli bir şey sanmıştım, ya başını örtüp namaza başlasaydı..." demiş.
İnternetteki konuyla ilgili yazı şudur:
"Aslında bu kazı-kazan (kürtajı kast ediyor) kimseye kazandırmıyor. Bu oyundan ne çocuk yaşta gayr-i meşru yoldan hamile kalan ve daha ceninken bebeğini kazıtan küçük anne, ne buna müsaade eden baba, ne de bu "kazı-kazanı", keselerini doldurmak için gerçekleştiren doktor müsveddeleri kazanıyor. Hiç kimsenin bu kumardan kazancı yok. Çünkü üzerine oynanan şey, bir bebek; korumasız, minicik bir bebek. Annesi/babası tarafından istenmeyen ve kendisini parçalatmak için para ödenen bir bebek.
Her ne kadar tatsız bir şey olsa da ortada bir gerçek var; hem de çok acı bir gerçek.
Türkiye'de kürtaj yaşının 14'e düştüğüdür. Ülkemizde yapılan kürtajların yaş gruplarına göre dağılımı ise şöyle; 15-19 yaş % 6, 20-24 yaş % 7'dir.
Küçük kızlar 18 yaş altı, aile imzası istendiği için devlet hastahanelerine gidemiyorlar. Bu nedenle kendi sınırlı ekonomik imkânları ile operasyon yaptıracak kişi ve kurumlarca istismar ediliyorlar.
Bir an önce bebeğinden kurtulmak isteyen genç kız ve varsa erkek arkadaşı gayr-i resmi ve uygun olmayan yerlerde gizli kürtaj yapan bazı doktorların, keselerini kanlı para ile doldurmalarına imkân sağlıyorlar.
Maalesef bazı aileler, bu talihsiz olay karşısında çaresiz kalarak, çocuklarını toplum baskısından korumak için, işlenen bu korkunç hataya ortak oluyor, kürtaj olayını örtbas ediyorlar.
Hatta kızlarında doğum izi belli olmasın diye sezaryen ile kürtaj yaptıran ailelere bile rastlanıyor.
Küçük kızları bu hallere düşürenlerin ve bebeklerine kıyanların vay haline!!!!"
20.12.10 (haticeeroglu@yahoo.comHatice Yıldız)
http://www.haber365.com/Haber/Kazi_Kazan_Bataginda_Kucuk_Kizlar/
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Yazar, bu yazısında çok önemli bir konuyu ele almış. Gerçek ve çok acı olan bu konu toplumumuzun bozulduğunu göstermektedir. Bana göre bu olayların en önemli sebebinin televizyon dizileri olduğunu düşünüyorum. O diziler de erkek arkadaşının olması ve onunla evlenmeden beraber olunmasının gayet normal bir şey olarak gösterilmesinden kaynaklanmaktadır. Ergenlik dönemindeki gençler için bu dizilerin çok ilgi çekici olduğunu düşünüyorum. Bu dizilerin izletilmemesi ya da çocuklarına bu olayların yanlış olduğunun anlatılması gerekir. Gençler iyiyi değil her zaman kötüyü örnek alırlar. Bu konuda yazar çok güzel demiş.
“Ülkemizdeki bir kısım Derin ve Gizli güçler çocukları ve gençleri kasıtlı olarak ahlâksız ve iffetsiz yetiştirmek istiyor. Dindar olmasınlar da, ne olurlarsa olsunlar felsefesi.”
Yazarın bu sözüne katılıyorum. Çocuklarının dizilerde olduğu gibi erkek arkadaşlarının olmasını normal karşılamayı ilericilik, çağdaş olarak düşündüklerinden daha böyle olaylarla çok karşılaşılacaktır.