Kürtaj Yaptıran Okul kızı
1219 Okunma, 6 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

23 OCAK 2011


BU yazımın altında internetten indirdiğim bir yazı parçasını okuyacaksınız.Konu şu: İkisi kız, bir oğlan 3 lise öğrencisi bir jinekologa (kadın ve doğum uzmanı doktor) gitmişler, kızlardan birine çok acele kürtaj yaptırmak istemişler, jinekolog acele yapamam, kanama olabilir demiş. Onlar da çekmişler, başka bir doktora gidip kızın çocuğunu aldırtmışlar.

Memleket ne hallere düştü. Lise çocukları kürtaj yaptırıyor. Bazı doktorlar bu cinayeti işliyor.

Bazen de bazı kızları, bizzat anneleri getirip yaptırtıyormuş.

Acaba bu hadiseler çok istisnai ve münferit midir, yoksa yaygın mıdır?

Elbette ki, bütün liseli kızlarımızı suçlamak aklımın köşesinden geçmez. Lakin böyle kürtaj hadiseleri vukuat-ı âdiye durumuna düştüyse çanlar bizim için çalıyor demektir.

Senelerce önce yakın bir dostum, ilköğretim okuluna giden çocuğundan öğrendiği şu bilgiyi bana aktarmıştı:

İlköğretim öğrencisi beş oğlan bir kızla anlaşmışlar, okulun kalorifer dairesinde, kızın rızasıyla birlikte olmuşlar, aradan birkaç ay geçmiş, kızın karın tarafı şişmanlamış. Anne-baba doktora götürmüşler, muayene sonunda hamile olduğu anlaşılmış. Mesele resmiyete ve medyaya intikal etmeden kapatılmış.

Toplumumuz bilhassa gençlik cinsellik konusunda çok serbest hale gelmiştir. Bizim sosyal ve kültürel yapımız bunu kaldırmaz. Türkiye İsveç'e, Danimarka'ya, Fransa'ya, Almanya'ya benzemez. Cinsel serbestlik o toplumları yıkmaz, bizimkini yıkar.

Onbeş yaşındaki bir kızın jinekologa gidip çocuk aldırtmak istiyorum demesi çok vahim bir durumdur. Böyle bir şey, kanunen suçtur.

Anne ve babalara okula giden çocuklarına mukayyet olmalarını tavsiye ediyorum.

Kız "Anneciğim, Sevgi'lere ders çalışmaya gideceğim" dediği vakit, hemen inanmasınlar, kontrol etsinler.

Okullarda uyuşturucu ve seks azgınlıkları çok yayılmıştır.

Herkes üzerine alınmasın. Terbiyeli, efendi, iffetli, ahlâklı, edepli, erdemli çocuklarımızı tenzih ederek yazıyorum.

Bir çürük incir, bir küfe inciri bozar ve çürütürmüş... Bazen üç beş yaramaz çocuk bütün bir okulun disiplinini altüst eder, dengesini bozar.

Ülkemizdeki bir kısım Derin ve Gizli güçler çocukları ve gençleri kasıtlı olarak ahlâksız ve iffetsiz yetiştirmek istiyor. Dindar olmasınlar da, ne olurlarsa olsunlar felsefesi.

Bilinen bir fıkra ama tekrarlamama izin veriniz:

Çağdaş kodamanın sâdık ve yakın adamlarından biri huzuruna çıkmış, alı alına, moru moruna kıvranıp duruyor: "Ah efendim, vah efendim, nasıl söylesem efendim..."

Kodaman haykırmış: "Herif ne söyleyeceksen çabuk söyle, ne oldu!.." Beriki yine kıvranıyor: "Ah, vah!.. Kızınız... Efendim..."

Kodaman:"Adam şimdi seni parçalarım. Ne söyleyeceksen çabuk söyle!.." demiş.

"Efendim! Kızınız randevu evinde basılmış!.."

Kodaman rahatlamış, gülmüş ve "Ben de önemli bir şey sanmıştım, ya başını örtüp namaza başlasaydı..." demiş.

İnternetteki konuyla ilgili yazı şudur:

"Aslında bu kazı-kazan (kürtajı kast ediyor) kimseye kazandırmıyor. Bu oyundan ne çocuk yaşta gayr-i meşru yoldan hamile kalan ve daha ceninken bebeğini kazıtan küçük anne, ne buna müsaade eden baba, ne de bu "kazı-kazanı", keselerini doldurmak için gerçekleştiren doktor müsveddeleri kazanıyor. Hiç kimsenin bu kumardan kazancı yok. Çünkü üzerine oynanan şey, bir bebek; korumasız, minicik bir bebek. Annesi/babası tarafından istenmeyen ve kendisini parçalatmak için para ödenen bir bebek.

Her ne kadar tatsız bir şey olsa da ortada bir gerçek var; hem de çok acı bir gerçek.

Türkiye'de kürtaj yaşının 14'e düştüğüdür. Ülkemizde yapılan kürtajların yaş gruplarına göre dağılımı ise şöyle; 15-19 yaş % 6, 20-24 yaş % 7'dir.

Küçük kızlar 18 yaş altı, aile imzası istendiği için devlet hastahanelerine gidemiyorlar. Bu nedenle kendi sınırlı ekonomik imkânları ile operasyon yaptıracak kişi ve kurumlarca istismar ediliyorlar.

Bir an önce bebeğinden kurtulmak isteyen genç kız ve varsa erkek arkadaşı gayr-i resmi ve uygun olmayan yerlerde gizli kürtaj yapan bazı doktorların, keselerini kanlı para ile doldurmalarına imkân sağlıyorlar.

Maalesef bazı aileler, bu talihsiz olay karşısında çaresiz kalarak, çocuklarını toplum baskısından korumak için, işlenen bu korkunç hataya ortak oluyor, kürtaj olayını örtbas ediyorlar.

Hatta kızlarında doğum izi belli olmasın diye sezaryen ile kürtaj yaptıran ailelere bile rastlanıyor.

Küçük kızları bu hallere düşürenlerin ve bebeklerine kıyanların vay haline!!!!"

20.12.10 (haticeeroglu@yahoo.comHatice Yıldız)

http://www.haber365.com/Haber/Kazi_Kazan_Bataginda_Kucuk_Kizlar/

Yazının devamı için tıklayınız.

Yorum:

Yazar,  bu yazısında çok önemli bir konuyu ele almış. Gerçek ve çok acı olan bu konu toplumumuzun bozulduğunu göstermektedir. Bana göre bu olayların en önemli sebebinin televizyon dizileri olduğunu düşünüyorum. O diziler de erkek arkadaşının olması ve onunla evlenmeden beraber olunmasının gayet normal bir şey olarak gösterilmesinden kaynaklanmaktadır. Ergenlik dönemindeki gençler için bu dizilerin çok ilgi çekici olduğunu düşünüyorum. Bu dizilerin izletilmemesi ya da çocuklarına bu olayların yanlış olduğunun anlatılması gerekir. Gençler iyiyi değil her zaman kötüyü örnek alırlar. Bu konuda yazar çok güzel demiş.

“Ülkemizdeki bir kısım Derin ve Gizli güçler çocukları ve gençleri kasıtlı olarak ahlâksız ve iffetsiz yetiştirmek istiyor. Dindar olmasınlar da, ne olurlarsa olsunlar felsefesi.”

Yazarın bu sözüne katılıyorum. Çocuklarının dizilerde olduğu gibi erkek arkadaşlarının olmasını normal karşılamayı ilericilik, çağdaş olarak düşündüklerinden daha böyle olaylarla çok karşılaşılacaktır.

 

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
26.01.2011
03:36

Peki çözüm adına ne öneriyorsunuz? Ne yapılabilir? Tv kapatmak, dizileri kötülemek bunlar ne kadar çözüm olabilir ki? Dahası çözüm bile olamayabilir, çünkü insanların yasaklara karşı garip bir isteği var. Bunun doğrudan dizi veya filmlerle ilgisi yok çünkü insanlık tarihine bakıldığında bir çok kavmin ahlaki olarak aşırılığa kaçtığı ve bu sebepten helak olduğu görülecektir. O zaman tv mi vardı? Hayır, ama insanlar Allah’ın düzeninden uzaklaşmıştı, şimdiki gibi.

İnsanları zincirle bağlayamazsınız veya karantinaya alamazsınız,onlara doğalarına uygun bir yaşam şekli sunmanız lazım. Gerçek alternatif oluşursa kötülük zaten yer bulamaz kendine. Ancak bunun salt ahlaki telkinlerle gerçekleşeceğini düşünmüyorum.

Emine Hocaoğlu
27.01.2011
14:23

Ben burada tv kanallarının bu tür dizilere eğilimlerinin aşırı olmasından, bu tür olayların çok olmasının sebebidir diyorum. Elbette ki her yerde ve her zaman çok mükemmel bir ortam olmayacaktır. Bu tür olaylara belki daha az rastlanacaktır. Ayrıca bana göre bunun diğer bir çözümü aileler çocuklarının ergenlik döneminde eğer isterlerse istedikleri kişilerle evlendirmeleri ve onlara bakmaları olduğunu düşünüyorum. Ama bunu zaten kendisine bakamayan aile çocuğunun o yaşta hiçbir kazancı olmadan evlendirmek istemediklerinden kaynaklanmaktadır. Bu da unutulmamalıdır.

Kazancı olan ve çocuklarını evlendirebilecek insanlar bile bu evlendirmeye sıcak bakmayacaklardır Ayrıca çoğu insanlar doğru olan evlendirmeyi yobaz bir davranış olarak göreceklerdir. Yine bu insanlar çocukların kız arkadaşı olan birisini de desteklemekte ve çağdaş bir davranış olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır.

Ayrıca ben bir eğitimci olarak ahlaklı insanlarında çok yetiştirilmelerinden bu tür olayların azalabileceğine inanıyorum.

Tayibet Erzen
28.01.2011
09:35

Ahlaki yapının çekirdeği olan ailenin sağlam temeller üzerinde kurulamamasından toplumda yozlaşma başlar. Bu ilk adımdır. Çözüme buradan başlamak gerekir. Aile nasıl kurulmalıdır. Her misalden darb eden Kuran’ı rehber edindiğimizde göreceğimiz aile modeli Hz. Muhammed’in örnek aile yaşamıdır. Evrensel olan Kuran’ın ışığında yaşayan peygamber bugünün teknolojik imkanlarından bihaberdi, dünün kavimlerinden ise haberdardı. O bunları baz almadı Allah’a kulak verdi ve doğruyu buldu. Biz ne yapıyoruz?

Bugün hemen hemen her evde en az bir tv var. Biri dizi saati, diğeri maç saati için. Bilhassa gençlerin kendilerine örnek edinmeleri açısından dizilerin uçuk karakterleri birer yıkıcı parametreyken, diğer parametreler çok daha ağır basmaktadır. Bunlardan biri internetken diğeri okullardır. İnterneti ele alalım. İstediğin her bilgi, görüntü ve videonun bir tık kadar uzakta olduğu bu platform adeta helak arenası gibi işlemektedir. Kim çocuğunu yeterince koruyabilir ki? Hiç kimse. Bütün vaktini Kuran üzerinde çalışarak geçiren bir aile olarak, siz bile bunu iddia edemezsiniz, diğer aileleri düşünmek bile istemiyorum.

Gerçekleşecek Kuran evlilikleriyle insanlar asıl haram-helal ölçüsünü bilecek, Allah karşısındaki pozisyonunu fark edip, kendi helal ve haramlarını oluşturma hadsizliğinde bulunmayacak. Gizli kapaklı, usulüne uydurulmuş ilişkilere gerek bırakmayan çok eşli evlilikler benim anladığım kadarıyla günümüzde ahlaki bozulmaya ‘dur’ diyebilecek tek mekanizmadır.

Emine Hocaoğlu
29.01.2011
14:36

Çocuğunu koruma bakımından siz bile diyerekten bizleri de içine aldığın konu ahlak bakımından her aile çocuklarına haram ve helali öğrettikleri takdir de bunun çözüleceğini yine de savunuyorum. Bunu bizler her zaman yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca ben buna çözüm olarak ailelerin çocuklarını istedikleri takdirde evlendirmeleriyle çok çok azalacağını söylemiştim.

Ayrıca konuyla alakalı olarak bulamadığım çok eşlilik konusuna gelmişsin. Gerçekten bunun çözüm yolu olduğunu düşünmekte samimiysen sözde değil de uygulamada yapmanı tavsiye ederim. Bir bekâr olarak önce evlenmeni sonra eşini evlendirmeni tavsiye ederim. Bu durumda bu görüşün daha sağlıklı olacağına inanıyorum. “Bekara karı boşaması kolay” sözün de olduğu gibi…. Çok eşlilik helaldir fakat farz değil. İnsanlar bu konuda çocuklarını değil de kendilerini mi? eşlerini mi? evlendirdiklerinde bu sorun çözülecek! Ben buna katılmıyorum. Zaten aileler kendisi yerine çocuklarını evlendirebilirse zaten bu sorun azalacaktır. Bunu yapmak istemiyorlar ya da yapamıyorlar.

Çevremizde yaşanan gizli kapaklı, usulüne uydurulmuş ilişki örnekleri ise bunu yapanların haram ve helal çerçevesinde düşünmediklerinden kaynaklanmaktadır. Bu da zaten ahlak açısından iyi yetiştirilmeyen ve Allah korkusu olmayan insanlardan kaynaklanmaktadır diye düşünüyorum. Bunu haram olarak gören zaten evlenir.

Günümüzde yapılan evliliklerin Kuran’a uygun değilmiş gibi de bahsetmişsin. Bunda da yanıldığını düşünüyorum. Yapılan evliliklerde herkes haram helal çerçevesini bilerek evleniyor ve eşlerinin üzerine evlilik yapacak şekilde evlenmiyorlar ve eşlerinin aldattıklarını duyduklarında da evliliklerini bittiğini biliyoruz.

Tayibet Erzen
29.01.2011
21:03

Konumuz ahlaki yozlaşma ve başlangıç noktamız aileyken çok eşlilik çözümle oldukça ilgilidir. Bunun bekar veya evli olmakla ilgisi yok çünkü kişisel değil, toplumsal bir meseleyi tartışıyoruz. Yazınıza yorumda bulunurken salt bu çerçeveden bakmıştım. Yoksa kendim iman etmemişken ve en yakınlarım için bile düşünmemişken, elin kadınlarına telkinlerde bulunmuş değilim. Bekar kadın sayısının fazlalığını algılamak için şöyle bir etrafa bakmak bile yeterli, resmi sayısal verileri geçiyorum. Sizin önerdiğiniz gibi aileler çocuklarını kolayca evlendirince bu denge düzelecek mi? Sorun bu değil ki. Ahlaki yozlaşmaya ailelerin direnci yüzünden evlenemeyen gençler değil, doğasına aykırı davranarak zina yolunu seçen insanlar sebep oluyor.

Etrafta bu kadar çok bekar-dul varken ve kadın tabiri caizse değersizken erkek niye evlensin? Her türlü ihtiyacını karşılayan adam evliliğin maddi-manevi sorumluluğunu niye yüklensin? Yüklenmez, çünkü tuzu kuru.

Düşünmek toplumsal bir sorumluluktur! Bu meseleyi kadın-erkek maçı veya kadınlar aleyhine tezgahlanmış basit bir erkek komplosu olarak görmemek lazım. Allah çok eşlilik hukukuna Kuranda niye yer vermiş, peygamber hiç de gerekli olmadığı halde niye bu kadar çok evlenmiş, bir düşünmek lazım.

Emine Hocaoğlu
30.01.2011
06:44

Ahlaki yozlaşmadan baktığımızda ben de çok evliliğin buna çözüm olmayacağını düşünüyorum. Sizin savunmanızdan ben sizin ve çevrenize de bunları telkin ettiğinizi algıladım. Evet, bekâr sayısı çok fakat bu tek taraflı değil, inanın kendi okulumda ve cemaatimizde bekâr erkek sayısının da daha fazla olduğunu çok rahatlıkla söyleyebilirim.

Evet, çocuklarını evlendiren aileler arttıkça bu çözümlenecektir. Ama maalesef buna çok küçük yaşta evlendirdin, siz de mi kalıyorlar? Keşke işini bulsaydı da evlenseydi? gibi sorularla aileler karşılaşacaklardır. Bu yüzden gençler istedikleri dönemlerde evlendirilmiyor, o gençte de Allah korkusu yoksa başka yerlerde ihtiyacını karşılıyor. Doğasına aykırı dediğimiz zinayı gençlerimiz zina yapmak için değil de evlenme vaadiyle yaptıklarını düşünüyorum.

Kuran da anlatılan çok eşliliğe ben bir şey demiyorum. Hâşâ karşı çıkmıyorum. O zaman Kuran’ı inkâr etmiş olurum. Elbette ki onu uygulanacak zamanlar veya durumlar olacaktır. O zaman uygulanır. Ayrıca çok eşliliğin amacı tek eşliliğe götürmektir. Sağlıklısı zaten tek eşliliktir. Tek eşlilikte bile çocuklarla ilgilenmenin az olduğu bir ortamda çok eşli olan insanların çocuklarla ilgilenme şanslarının daha da az olacağına ve bu durumun daha da artacağına inanıyorum.





Sayı: 85 | Tarih: 23.01.2011
Ebubekir Sifil
Kuran'ı Mehcur Bırakmak
1398 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Mehmet Şevket Eygi
Kürtaj Yaptıran Okul kızı
1219 Okunma
6 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Atatürkçüye hitabe
955 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
Hep aynı filmi seyretmek
938 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Seçime doğru
934 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
Hani bitaraf olan bertaraf olacaktı?
900 Okunma
Tayibet Erzen
Ruhat Mengi
Cevabını öğrenemeyeceğimiz sorular!
842 Okunma
Vahap Alma