BİSMİLLAH...
GEMİLER
Gemi Yeryüzündeki denizlerde(sularda) yüzsün,can ve malları kurtarsın diye ilk defa Hz.nuh’a vahyolunmuştur.Yapılan bu gemi Hz. Nuh ve kavmini Kur’ân’ın bildirdiğine göre tufandan kurtarmak içindir.Yoksa denizlerde zevk sefa,eğlence olsun diye değildir.. “Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemi yi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemi ye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.” Yine başka bie ayette“ Görmedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen gemi leri sizin hizmetinize verdi. Göğü de, kendi izni olmadıkça yer üzerine düşmekten korur. Çünkü Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir”buyruluyor...
Nuh’a gemiyi öğreten (yapmasını öğreten) Allahtır.“Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemi ye bindirdik.”
Fakat Hz.nuh’Un bu çağrısına kulak vermeyenlerde oldu ve bizler sularla savaşacak güce sahibiz,şü yüksek tepeye çıkıp sulardan kurtulabilirz diyen ahmak insanlar da oldu.Nitekim bunlardan birisi de Hz.nuh un oğludur..Hz.nuh’un çağrısına kulak vermeyerek sapıtanlardan ve azap ehli olanlardan oldu. “Gemi , dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nuh, gemi den uzakta bulunan oğluna: oğul! (Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma! diye seslendi” fakat ahmak oğlu bu çağrıya kulak vermedi ve böbürlelenlerden oldu...Fakat Allah bu karşı gelenlere meydan okuyor ve sonlarının ne olacağını bizlere bildiriyor “
Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemi yi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme! Onlar mutlaka boğulacaklardır!”Bu sadece gemiye binmedikleri için değilidir.Bu boğulma da sadece sularda değilidir.Aynı zamanda dalalet sularının içerisinde de boğuldukları gibi bu dünyada ahirette de dehşet verici ateşin içinde boğulacaklardır.Ve Allah kur’an-ı kerim’in tamamında bizlere itaate uymayanların sunlarının böyle olacağını bildiriyor..Nuh yeryüzünde Hakkı üstün tutmak için,Allah’ın adını yeryüzünün her yerine taşımak için ve nesillerin devamını sağlamak(hayvan ve insan) için gemiyi yapmıştır.ve buna tüm samimiyeti ile inanmıştır,teslim olmuştur.Allah kur’an da isyan edenlerin sonlarını bildirdikleri gibi teslim olanlarında sonlarını bildiriyor ve onlara düşünemeyecek kadar güzel nimetler vereceğini vaad ediyor..Bütün bu güzel nimetler Hakkı üstün tutanlar ve tüm benliği ile rablerine teslim olanlar içindir.Hz.nuh tufana karşı gemi yaptı ve inananlarla bindi.şimdi İhh mavi marmara gemisini siyonistlere karşı yapıyor ve inananlarla beraber biniyor..(bu binme gerek bizzat binme gerek se yürekle binmedir)...
Allah bu gemi sayesinde nuh ve kavmini sulardan kurtardı ve yeryüzünün halifeleri yaptı.çünkü kur’an bizlere bunu bildiriyor“Yine de onu yalanladılar, biz de hem onu hem de onunla beraber gemi de bulunanları kurtardık ve onları (yeryüzünde) halifeler kıldık;”.bizler işte o halifelerin torunlarıyız.Yine yeryüzünde gemiler yapıyoruz,yine dalalette boğulanlara karşı savaşıyoruz.Elbette bu gemiye binenler olduğu gibi,dalalaet suları içinde boğulanlar da olacaktır..
Ve en son gemimiz Mavi marmara özgürlük gemisi.Filistine hz.nuh’un topraklarına özgürlük götürebilmek için 7 ayönce yola koyulmuştu fakat uluslar arası sularda yahudilerin saldırısına uğradı.işte 7 ay sonra (dün)tekrar kaltığı yere geri geldi,daha coşkuluydu,başı dimdikti fakat içerisinde 9 şehidin hüznü vardı..Cennete uçan 9 şehid.Ah keşke onlardan biride ben olsaydım...
Yeryüzü karanlıklarına aydınlık gemileri yollamaya devam etmemiz gerekir ,Allah’ın yardımının bizimle olduğuna bütün kalbimizle inanmamız gerekir işte bu bizi zafere ulaştırır.kendimize şu sözü vermemiz gerekir ki her daim kalbimiz diri kalsın “Bizler elhamdulilllahinançlı insanlarız ve bütün kalbimizle inanıyoruz ki Allah bize yardım eder.Eğer o bize yardım ederse (ki eder)ancak bizler galip geliriz kimse bize galip gelemez.”
Abdulvahhab KÖSESOY