- Genelde farklı partilere yönelişin her birinin dünya görüşü, yaşam biçimi hakkındaki düşünceleri olduğu kabul edilir. Gerçekte farklılığın iki temeli vardır ve diğerleri buna göre şekillenir. En önemli farklılık ülkenin izleyeceği dış politika, dünya üzerindeki konumu ve buna bağlı olarak izlenecek ekonomi politikalarıdır.
- Dünyada dört temel görüş vardır: Dinci görüş, ırkçı görüş, sermayeci görüş, devletçi görüş. Partiler görüş ayrılıklarından veya kadrolardan dolayı farklılaşırlar.
Türkiye’de kadro çatışmacı partiler vardır. Görüşler istismar edilmektedir. İktidarın değişmesiyle bir şey değişmiyor.
- Bu açıdan bakıldığında Turgut Özal’ın ANAP’ı ile Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı aynı parti değildir. Özal bölgesel bir güç olmak ve bu amaçla ABD ile ortak politikalar yürütmek isterken Yılmaz’ın yönü AB’ye ve bunun içindeki merkez ülkelere yönelikti.
- Tekel sermaye önceleri İslamiyet ile Hıristiyanlığı savaştırdı, onları çökertti. Sonra kapitalistler ile sosyalistleri savaştırdı. Onlar da çöktü. Şimdi ABD ile AB’yi savaştırmak istiyor. Türkiye arada. Henüz başaramadı.
- Saadet partisinde Erbakan ile Kurtulmuş arasındaki çekişmenin sebebi birbirinden farklı hayat tarzlarını savunmaları, biri daha dindarken diğerinin laik bir yaşamı benimsemesi değildir. Yani her ikisinin hitap ettiği kitlelerin ve her birini destekleyenlerin dünya görüşleri birbirinin aynıdır. Öyleyse onları birbirinden ayıran nedir?
- İslamcı olan Millî Görüş partileri gittikçe bozulmakta ve güçlenmektedir. Bugün gücünü kaybetmiş olan sömürü sermayesi AK Parti’nin kucağına düşmüştür. Nûrcuları kullanmaktadır. AK Parti’yi emrinde gezdirmek için karşı güce ihtiyaç duymuştur. Bu güç ancak Millî güç olabilir. Ancak Erbakan’ın devre dışı edilmesi gerekir. Başaramadı. Erbakan’ındakiler de ihanet edebilirler.
- AK Parti ile Erbakancı Saadet arasında benzerlik yoktur. Geçmişte ANAP’ta olduğu gibi farklılıktan öte zıtlık içeren politikaları vardır. Mesela, Erbakancı bir yönetim olsaydı; ne küreselci bir ekonomik politika izlenir ne de bölgede ABD ile işbirliği yapılırdı.
- Sermaye sözünde gezdirebilmesi için partilerin güçlü olmasını istemez. Bir de alternatif güçler oluşturulmalıdır ki gerektiğinde istediğini iktidar etsin. AK Parti’nin parçalanmasını istiyor. Ama iktidarda kalmasını istiyor. Bunun için Ak Parti’nin oyları azalmalı ama başka partiye gitmemelidir. Saadet partisi budur. Numan budur.
- Saadet partisinin özelliği AK Parti’den herhangi bir nedenle uzaklaşanların diğer muhalefet partilerinin dünya görüşüyle uzlaşamamaları halinde bu partiye yönelmelerini sağlamaktı. Yani kaçan balıkların önüne serilmiş bir ağ görevi üstleniyordu. Eğer ülkede ekonomik ya da siyasi bir kriz yaşanırsa iktidar partisinden uzaklaşanlar burada toplanacaktı.
- Sorun İslam düzeni sorunudur. Sermayeyi korkutan budur. Adil Düzen’in unutturulması için Saadet varlığını sürdürmelidir. Yeniden Adil Düzen Partisi’nin kurulmasını istememektedir. Kaçanları tutma değil Adil Düzen Partisi’nin kurulmasını önleme görevi vardır.
- Böyle bir krizin yaratılması ise iç dinamiklere değil dışa bağlıydı ve dünya üzerindeki rekabetin bir sonucu olarak ortaya çıkıyordu.
- Partiler bir artist gibi sermayenin yazdığı oyunu oynuyorlar. Ne var ki sermayeye o senaryoyu yazdıran Allah’tır.
- Dünya görüşü ve izleyecekleri dış politika ve buna bağlı olarak yürütecekleri ekonomik politika açısından Kurtulmuş AK Parti’ye yakındı. Bu aralarında bir rekabet olmadığı anlamına gelmezdi. Rekabet sadece farklı politikalar uygulayacaklar arasında değil aynı politikaları uygulayacaklar arasında da olur. Ana istikamet aynı olsa bile konulacak bazı nüanslar farklılık imajı yaratabilir.
- Yukarıda Numan ile Saadet’in aynı görüşte oldukları ifade edilmiştir. Saadet’in Ak Parti’den farklı olduğu söylenmişti. Şimdi de Numan’ın AK Parti’ye yakınlığı söylenmiştir. Çelişki var. Numan Tayyip ile aynı dünya görüşünü paylaşmıştır, Tayyip gibi taviz verirse iktidar olacağını sanıyor. Zavallı
- Bu açıdan bakıldığında Saadet partisi içindeki ayrışma köklüdür ve taraflardan birinin tasfiyesiyle sonuçlanmak zorundadır. Yani tarafların uzlaşmaları beklenmemelidir. Eğer mücadeleyi Erbakancı kanat kazanır ve yeni bir parti kurulursa bu AKP’nin değil Saadet’in rakibi olacak ve kaçan balıkları toplamak için kurulan ve başkasının ağına gitmesini engelleyen bir parti olacaktır.
- Özal gitti başarılı oldu. Ama Türkiye Adil Düzen’e yaklaştı. Tayyip gitti başarılı oldu. Ama Türkiye Adil Düzen’e daha çok yaklaştı. Şimdi Numan gidiyor, duamız başarılı olsun Türkiye Adil Düzen’e daha çok yaklaşır. Adil Düzen ise arkasından gelecektir.
- Bu arada merkez sağı toparlayacak bir parti arayışı sürmektedir. DP bu oluşumu gerçekleştirmek değil engelleme görevi yapmaktadır. Geleneksel büyük sermaye, onun kontrolündeki medya ile böyle bir oluşum gerçekleşebilir ama olmuyor. Çünkü merkez sağın eski önderleri AK Parti’den şikayetçi değiller ve büyük sermaye ve medyasını CHP’ye yönlendiriyorlar. Yani değişen dünyaya uyan bir yapı yerine geçmişte kalan ve başarı şansı olmayan bir dünya görüşünü savunarak sonlarını hazırlamaları sağlanıyor ve böylece dünyadaki güç dengeleri ile uyumlu yürüyen politikalarımız devam ediyor.
- Merkez sağ dediğimiz Batıcı dünya görüşündeki partilerdir. Batı’da sermaye etkisini kaybetmiştir. Kendi derdindedir. Türkiye ile meşgul değil. Türkiye de bölünmüştür. İslamiyet’e gerçekten sahip çıkmayan Türkiye de varlığını sürdüremez. Bu sebeple merkez sağda bugün AK Parti oturmaktadır. Sol, dinlere yol vermeden sermayenin hakimiyetini istemektedir. Merkez sağ ise sömürüye imkan veren dini kabul etmektedir. AK Parti böyle bir partidir. Oylar ise İslamiyet’in oylarıdır. AK Parti halkla beraber olunca dindardır, sermayeyle beraber olunca da onlardandır. Bu oyun bitmek üzeredir.
• Saadet Partisi 26 Eylül 2010 Pazar
Partilerin programları dış politika ve ekonomide farklılaşır. Özal Amerikancı, Yılmaz Avrupacı idi. Ayrı parti idiler. Numan ve Erbakan aynı dünya görüşüne sahiptirler. AK Parti Erbakan’dan farklıdır. Erbakan Amerikancı değildir. Küresel ekonomiyi benimsemiyor. Saadet partisinin işi Ak Parti’den kaçacakları yolda yakalayıp Millî Görüşçü tutmaktı. Bu kaçma dış dinamiklerin isteğiyle olacaktı. Saadet’teki ayrılık köklüdür. Numan görüşü Ak Parti görüşünde idi. Rekabet de vardır. İkinci parti kaçanlara ikinci ağ oluşacaktır. DP sağı toparlayamıyor.
Özet Yorum: Türkiye’de dört dünya görüşü vardır: Devletçi görüş. (Osmanlıcılık ve Cumhuriyetçilik), İslamcılık , Türkçülük, Batıcılık. DP ve ANAP batıcı partilerdir. MHP Türkçü partidir. CHP devletçi partidir. Millî Görüş partileri İslamcı partidir. AK Parti dinde İslamcı, düzende Batıcı olan partidir. Saadet’te İslam düzenini benimseyen Erbakan ile İslamiyet’i sadece din olarak anlayan görüşler arasındaki ayrılık bölücülüğe götürür. İl seviyesinin altındaki teşkilat Erbakancıdır. Merkez ve il başkanı Numancı yani Ak Partilidirler.
• Yenerek değil anlaşarak 2 Ekim 2010 Cumartesi
Ülkemizde yenmek için tartışma ve hoşa giden habere sahip çıkma vardır. Haberler operasyonlara destek olsun diye uydurulmaktadır. Doğru haberlere de inanılmaz karşı tarafta haber uydurulmaktadır.. Geçmişte haksızlıklar yapıldı. İntikam alırsanız siz de ahlaksızlık yapmış olursunuz. Kimin ne söyleyeceği belli. Olaylar şartları içinde değerlendirilir. Olay bitince tarafsız düşünmeliyiz. Hasımların davranışlarını olumlu karşılarım. İhaneti affetmem.
Özet Yorum: İnsanlığın dört sorunu vardır: İşsizlik, borç, yargı işlemezliği ve basın yayın. Operasyonların emrinde yayın yapan medyayı ancak gerçek basınla durdurabiliriz. Bir tek yayın organı gerçekçi olsa onların hepsi etkisiz hale gelir.