26.09.2010
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın tam da iki gün önce Adalet ve Kalkınma Partisi örgüt yöneticilerine hitaben yaptığı konuşmanın “Anadilde eğitim”le ilgili bölümüne içtenlikle destek verdiğimizi belirtmek niyetindeydik. Birbiriyle çelişen iki gelişme, konuyu ele alsak mı almasak mı diye tereddüt etmemize yol açtı.
Önce Başbakan'ın sözlerini aktaralım. Aynen şöyle demiş:
“Anadilde eğitimi konuşanlara sesleniyorum. Anadilde bir defa kendi bölgenizde nerede isterseniz isteyin kurslarınızı açabilirsiniz. Orada dilinizi öğretebilir, çalışmalarınızı yürütebilirsiniz, ama bizden resmi olarak anadilde bir eğitim beklerseniz, bunu bizden beklemeyin. Çünkü Türkiye'nin resmi dili Türkçedir.”
Biz gazeteciler bir sütun yazarı arkadaşımızın yazısı yayınlanmadan onun metnini görebiliriz. Çünkü teknoloji artık buna izin veriyor. Ama o yazıyı okuyucular görmeden, üzerinde görüş ifade etmeyiz. Çünkü profesyonellik bunu gerektirir.
Ama dün tam bu yazıyı kaleme alacağımız sırada Eyüp Can'ın bugün çıkacak yazısını gördük. O da “Anadilde eğitim”e değinmiş ve dün çıkan aynı konudaki yazısına açıklık getirmişti.
Eyüp Can dünkü yazısında Başbakan'ın yukarıdaki sözlerini eleştiriyor, “Sayın Başbakan, resmi dil Türkçe kalmak şartıyla, okullarda Kürtçe seçmeli ders olarak neden okutulmasın? Anadilde eğitimden niye korkuyoruz?” diye soruyordu.
Meğer Eyüp Can, Başbakan'ın medya yöneticileriyle yaptığı dün sabahki toplantıya katılmış ve orada Başbakan'a bu konuyla ilgili soru yöneltmiş.
Keza bir kısım okuyucuları da yukarıdaki satırlarına tepki göstermiş. Bugün çıkan -yani sizden önce okuduğumuz- yazısında onları anlatmış.
Bizim bunlardan haberimiz yoktu. Ama Hürriyet'in elektronik yazı sistemi içinde karşımıza Eyüp Can'ın “yukarıdaki satırlarının maksadını tam anlatmadığını” ifade eden sözleri çıkınca, şu anda okuduğunuz yazıyı mecburen bu gerçeğe de değinerek kaleme almak durumunda kaldık.
Bu olağandışı durum nedeniyle Eyüp Can'dan özür dilemek gerekir mi bilemiyoruz ama gerekirse lütfen hoş görsün.
Ama asıl mesele yani okullarımızdaki “eğitim” dili olan “Türkçe”nin yanında “Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması sağlanmalı mı?” sorusunun tartışılması yine de gereklidir.
Eyüp Can dün çeşitli ülkelerde çocuklara “anadilde eğitim” verildiğinden söz ederken ABD'yi, Almanya'yı, Fransa'yı sayıyordu.
Almanya'daki Türk çocuklarına Türkçelerini unutmasınlar diye verilen göstermelik derslerin Alman ulusal birliği yönünden bir tehdit teşkil edebileceğine ilişkin orada bir endişe var da bizim mi haberimiz yok?
Fransa'ya gelince, orada Fransızcanın tek eğitim dili olduğunu herkes bilir. Zaten bizim gibi “tekli” (üniter) bir devlet olan Fransa'da ikinci bir eğitim dilinin olması sistemin yapısına da aykırıdır.
ABD'nin İngiltere'nin neresinde İngilizceden başka bir “eğitim dili” var, biri söylesin de hiç değilse bilmediğimizi öğrenelim.
Yorum:
Anadil
Yasakların ve kırmızı çizgilerin çok olduğu yerlerde, bastırılmış duyguların çokluğu dikkati çeker. Belli bir dönem sonra da açığa çıkan bastırılmış duygular, insanların vazgeçilmez değerleri arasına girer. Kişi hiç yapmayacağı bir şeyin savunucusu konumunda bulur kendisini. Halbuki; ihanet dışında insanların yaşamak istedikleri hemen her konuda sağlanacak kurallı özgürlükler, kişileri daha normal ve sorunsuz bir hayata sürükler. Bu da bizi, kişilerin haklarının çiğnenmediği sonucuna vardırır.
Türkiye’deki yasaklar konusu yalnız ana dilde eğitimi değil, çok geniş kültür farklılıklarına sahip olmasına rağmen, çok kısıtlı bir kültür yaşamına elverişliliği de içeriyor.
Amerika, İngiltere, Fransa vs… Resmi dillerinin dışında başka dillerin seçmeli ders olarak verilip verilmemesi çok önemli bir durum değil. Türkiye’deki mevcut yapının gereklerinin içinde seçmeli ders olarak başka bir dilin verilmesi gereksinimi duyulabilir. Bunda anormal bir durum yok. Hatta faydası da görülebilir. Çünkü herkesin kendi yöresinde yaşayabilme ve kültürünü yaşatabilme olanağına sahip olabilmesi gerekir. Resmi Dil Türkçe, seçmeli ders Kürtçe. Hatta bırakın seçmeli dersi,-Süleyman Karagülle’nin deyimiyle- insanlar ilk ve orta öğrenimini kendi anadilinde, yüksek öğrenimini de yine Türkçe olarak tamamlayabilir.
Saygılar