SP’ye yazık oluyor
1054 Okunma, 0 Yorum
Ruşen Çakır - Vatan
Tayibet Erzen

17.07.2010

Bir gün Erbakan soyadlı birisine, bu soyadını taşımanın sonuçlarını sorduğumda “1-1 berabere. Yani seveni de, uzak duranı da eşit diyebilirim” cevabını vermişti. Anlaşılan Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih, bu soyadıyla her zaman kazanacağını düşünüyor. Eğer maçları sürekli Milli Görüş sahasında ve kendi aranızda yaparsanız, bu soyadla açık ara şampiyon olmak zor olmayabilir. Ancak deplasmana çıktığınızda, Milli Görüşçü olmayan kişilerin de alkışına ihtiyaç duyduğunuzda Erbakan soyadı yetmeyebilir, hatta aleyhte sonuçlar bile verebilir.

Bir gazeteci olarak yıllardır Milli Görüş hareketini izlerim. Bu süre zarfında Fatih Erbakan’ın, Necmettin Erbakan’ın oğlu olması dışında herhangi bir özelliğine vurgu yapılmış olduğunu hatırlamıyorum. Akşam Gazetesi’nden Nebahat Koç’a verdiği mülakatı okuyunca, babasının adının üstüne kendinden pek bir şey koymadığını, koyamadığını da görmüş oldum. Normal şartlarda genç (bu arada yaşı 30’u da aşmış) Erbakan’ın zehir zemberek sözleri Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un işine yaraması gerekirdi. Ama Milli Görüş hareketi onca zorluklara rağmen 40 yılı aşkın süredir varkalmışsa, bunun bir nedeni de fazla normal olmamasıdır.

Kurtulmuş ne yapacak?

Nitekim, normal koşullarda oğlunu uyarması ve kongre sonuçlarına saygılı olmaya davet etmesi beklenen Erbakan yazılı bir açıklamayla “kongre önümüzdeki seçim çalışmaları döneminde birlik, beraberlik, kardeşlik, sevgi ve heyecanla çalışmayı temin bakımından istenen neticeyi vermemiştir” diyerek olağanüstü bir kongre toplanması talimatını verdi.

Kurtulmuş ve ekibinin yeni kongreyi engelleyebileceklerini sanmıyorum. Artık ilk merak edilen Kurtulmuş ve ekibinin SP’de kalıp kalmayacakları olacak. Kalırlarsa ne gibi görevler üstlenecekleri de ayrı bir merak konusu. Ama hiç kuşkusuz en can alıcı sorulardan biri şu olacak: Kurtulmuş ve arkadaşları SP’yi terk ederlerse ne yapacaklar? Başka bir partiye mi gidecekler, yeni bir parti mi kuracaklar, dışardan SP’deki gelişmeleri mi izleyecekler yoksa siyasetten mi kopacaklar?

Küçük olsun, benim olsun

SP, Kurtulmuş’un liderliğinde 21. yüzyıla uygun bir İslamcı söylem ve eylem geliştirme konusunda hayli yol katetmişti ve parti dışı çevreler de SP’deki bu gelişmeyi yakından ve ilgiyle izliyordu. Erbakan’ın son müdahalesinden sonraysa SP’nin, bir tür “Soğuk Savaş İslamcılığı”na, yani yeni bir Milli Selamet Partisi olmaya doğru evrilmesi kuvvetle muhtemeldir. Bu da SP’nin hızla etkisiz bir partiye dönüşmesine yol açabilir.

Tekrar yazının başına dönecek, Numan Kurtulmuş SP’yi, bu partiye yabancı çevrelere ciddi bir şekilde açmış, ama bunu yaparken Milli Görüş çizgisinden de sapmamaya özen göstermişti. Onun başına gelenlerden sonra SP’nin, kendisinden olmayan kesimlerin oyunu alabilecek genel başkan ve yönetim kadrosu bulması imkansız gözüküyor. Kimbilir belki böyle bir niyetleri de yoktur.

Sonuçta ...

Devamı için TIKLAYINIZ.

 

Yorum:

İşi ehline vermek?

إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تُؤَدُّوا الْأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ أَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ إِنَّ اللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ سَمِيعًا بَصِيرًا

“Muhakkak ki Allah görevleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmederken adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki Allah size ne güzel öğüt veriyor. Muhakkak ki Allah işitendir, görendir.”  (Nisa-58)

İşi ehline vermek?

Hiç şüphe yok ki, bu ayet herkes tarafından doğru anlaşılıyor. Belki de hatayı anlayışta aramak yanlış. Bekli de kavramlar üzerinde durmalıyız. Ehil kimdir? Görev verilir mi, alınır mı? Buna kim karar verir? Kim değiştirebilir? Görev taksiminde otorite şart mı?

Ehil olacak kimsede belli bir bilgi, birikim, kalifikasyon aranacaksa eyvallah. Yok tamamen irade dışı gerçekleşen biyolojik kazanımlarla bir yerlere varılmaya çalışılıyorsa, bu tıpkı kartvizit masrafından kaçınmak adına isim değiştirmeye benzer, içi de bir o kadar boş olur.

Junior Erbakan’ın veliaht sıfatıyla partiye dahil edilmek istenmesi, doktorculuk oynayalım sen doktor ol, ben hemşire, misali ancak çocuk oyunlarında geçerliliği kabul edilecek saçma bir mantık.

Her şeyden önce veliahdın yeterliliğini kim ölçtü? Bilgisi ve deneyimi yeterli mi? Bildiğim kadarıyla 30’lu yaşların başında olan kendisinin Erbakangillerden olmak dışında pek bir meziyeti yok. Erbakan’ın damadı ve partiye dahil edilmesi istenen diğer yakınlarının ise adlarını bile duymadım. Bu insanlar gerçekten parti kadrosunda yer alacak kadar yeterliyseler ve bir şeyler başarma gayreti içindelerse bu mutlaka bilinirdi ve bir şekilde kendini gösterirdi ancak sırf Erbakan’ın başarılı bir siyasetçi olmasından yola çıkarak oğluna gazı verenler, Fatih Erbakan’ı SP için “Babamın partisi” ifadesini kullanacak kadar hak sahibi kılan insanlar, hangi ata oynuyorlar bilemem ama Milli Görüşçü olmamama rağmen, SP’yi düşürdükleri durum sebebiyle samimiyetsiz ve basiretsiz olduklarını söyleyebilirim.

 

 

 

 

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 58 | Tarih: 18.07.2010
Ahmet Hakan
Ben bir Erbakancı idim
1280 Okunma
3 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ebubekir Sifil
İslami İlimler ve Müslümanlığın Kıvamı
1251 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Mehmet Şevket Eygi
Kurt Medeniyet
1204 Okunma
Emine Hocaoğlu
Derya Sazak
Özel ordu
1102 Okunma
Serdar Turan
Mahir Kaynak
Siyasete sitem
1101 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
SP’ye yazık oluyor
1054 Okunma
Tayibet Erzen
Oktay Ekşi
Yeni Bir Dönem mi?
1002 Okunma
Vahap Alma


© 2024 - Akevler