30.11.2013
MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye’nin her bölgesinde düzenlediği “dershanecilerle buluşma” toplantılarının tümü olaylı geçti.
Yapılan düzenlemelerden memnun olan bir tek dershaneci bile yok.
*
Sınav aynı sınav... Sistem aynı sistem... Yarış aynı yarış... Sadece dershane kapatılıyor.
Bu durumda veliler de soruyor: Bizim çocuklar sınava nasıl hazırlanacak?
Yani veliler de memnun değil olaydan.
*
“Dershaneler kapandığında dershane öğretmenleri ne olacak” diye soruluyor.
Cevap veriyorlar:
“Onları kamu okullarına alacağız.”
Bu durumda atanmak için bekleyen onbinlerce öğretmen adayı soruyor:
“Madem dershane öğretmenlerini kamu okullarına alacak gücünüz var, bizi neden bekletiyorsunuz?”
*
“Cemaat’i cezalandıracağım” diye dershaneleri kapattığınızda cezalandırılan sadece “Cemaat” olmuyor.
-Dershane sektörünün yüzde 75’ini de cezalandırıyorsunuz.
-Velileri de cezalandırıyorsunuz.
-Atanamayan öğretmenleri de cezalandırıyorsunuz.
Allah’tan reva mı bu?
Yazının tamamı için Not supported field expression!
Yorum:
Dershane kapatma zulmü
Dershanelerin kapatılması konusu gündemin zirvesinde. Cemaati sevmeyen “kapatılsın” diyor, seven “kapatılmasın” diyor.
Herkes meseleye taraftar olarak bakıyor. Oysa bir fiil kime yapılırsa yapılsın fiilin hak olup olmadığı önemlidir.
Şu noktalara bakmalıyız. Serbest teşebbüs hürriyeti vardır. Bir adam medyumluk yapıyor. Müşterilerine fatura kesiyor. Hayal satıyor. Bu adama serbest, eğitim yapana yasak.
Adam İngilizce kursu açıyor, Fransızca kursu açıyor. Onlar serbest, Matematik, Fizik, Kimya yasak.
Devlet berbat olan mevcut eğitim sistemini düzelteceğine, eğitim sisteminin açığını kapatan dershaneleri kapatıyor. Kendisi iyi olsaydı zaten dershanelere ihtiyaç kalmayacağından kendiliğinden kapanacaklardı. Bunu beceremiyor. Sadece bir hırs uğruna dershaneleri kapatıyor.
Yarın hükümet özel hastaneleri de kapatacağım derse hak mı bu?
Yapılan yalnızca zulümdür. Zulmün kime yapıldığı önemli değildir.
Zulmeden hesabını elbette Allah’a verecektir.