29.11.2013
Devreye maddi çıkarlar ve özellikle siyasi iktidarı paylaşma meselesi girince aynı inancı paylaşan insanların da birbirlerine nasıl insafsızca saldırdıklarını, tarihteki din ve mezhep savaşlarından öğrenmiş olmamız gerekiyor.
Bu durum sadece İslam'daki yol ayrılıkları için söz konusu değildir.
Katolik Kilisesi'nin inananları istismar edip aşırı zenginleşmesi ve hatta "Endüljans" diye bilinen belgeleri parayla satarak günahları affetmesi, siyasetle ve dünyasal etkinliklerle aşırı ilgilenmeye başlaması gibi durumlar sonunda, Almanya'da Vatikan'a karşı başkaldırı eylemlerinin yolu açılmıştı.
Katolik Kilisesi'ne baş kaldırıp Protestan mezhebinin yolunu açan Martin Luther'in (1483-1546) Vatikan hakkındaki cümlelerini hatırlayın... Mesela şöyle yazmıştı "Hıristiyanların Özgürlüğü" üzerine:
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2013/11/29/kutsallar-kullaniliyorsa-maddi-cikarlar-da-devrededir
Yorum:
Müslümanlar
Dünyalık çıkarların Müslümanlar arasına nasıl ayrılık tohumları ektiğini dünya savaşlarının yanı sıra etrafımıza bakıp, Türkiye siyasetini takip ederek de pek tabi anlayabiliriz. Müslümanlar için Allah’ın ne istediği, Kuran’ın ne dediği önemli değildir. Önemli olan iktidara kimin geleceği, o koltukta kimin oturacağıdır. Kimse kimsenin yaptığı işi takdir etmez, sadece eleştirir asla beğenmez. Dahası öyle bir rekabet içine girer ki, İslam’la alakasız hatta İslam’a düşman bir parti bile diğer İslami partiye yeğlenir.
Bu acınası duruma Müslümanlar siyaset diyor, Allah böyle bir topluluğu nasıl muvaffak edecek ki? Kuran’ı yaşanamayacak kadar kutsal gören bu topluluk var olan düzende yaşamayı kabullenmiş, aksini düşünemiyor bile. Hak diye bir derdi olmadığı için de maddiyat ön plana çıkıyor ve amaç haline geliyor. Allah ıslah etsin.