BOYLARI DEVRİLSİN!
1102 Okunma, 4 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

 

03 Haziran 2013

MÜSLÜMAN yalan söylemez. Yalancılar gözümüze görünmesin.

Müslüman savaş hileleri dışında aldatmaz. Bizi aldatanlar bizden değildir. Aldatanlar defolsun, kahrolsun.

Müslüman rüşvet almaz ve vermez. Rüşvetçilerin Allah belasını versin, tepe üstü düşsünler.

Müslüman haram yemez. Haram, kara, kirli, pis, necis gelirler elde edenler, bulaşık servetlere sahip olanlar gerçek Müslüman değildir. Biriktirdikleri ateştir. Cehennem ehli, kendilerini yakacak ateşin odununu dünyadan götürürmüş, bunları Allah kahretsin.

Müslüman ekmeğe saygısızlık etmez. Müslüman bir ülkede her gün altı milyon ekmeğin çöpe atılması nankörlüktür, büyük günahtır, büyük israftır, büyük küfran-ı nimettir. Bu nankörleri Allahü Teala ıslah buyursun.

Müslüman kendi anasına, karısına, bacısına, nişanlısına şehvet gözüyle bakılmasından nasıl hoşlanmıyorsa; başka Müslümanların analarına, karılarına, bacılarına kötü gözle bakılmasını, onlara laf atılmasını, fırsat bulunca onlarla zina yapılmasını da hoş görmez. Böyle yapanlar ahlaksız, iffetsiz, şerefsiz, haysiyetsiz rezillerdir. Boyları devrilsin.

Müslüman, halka eziyet etmez, rahatsızlık vermez, insanların kurdu olmaz. Komşularına eziyet edenler, trafik kurallarını çiğneyenler, halka sağlığa zararlı bozuk maddeler satanlar iyi Müslüman değil alçak Müslümandır. Islahlarına dua ederiz. Islah olmazlarsa zarar veremeyecek hale düşmelerini temenni ederiz.

Müslüman, Allah’ın ayetlerini ucuza veya pahalıya satmaz… Müslüman din sömürüsü, mukaddesat bezirgânlığı yapmaz. Böyle yapanlar İslam’ın hizmetkârları değil, dini hedm eden=yıkan münafık, fasık, facir, şerir, şaki kimselerdir. Allah onların şerlerinden Ümmet-i Muhammedi (Salât ve selam olsun ona) muhafaza buyursun.

Hizip, fırka, cemaat, grup, sekt, klik, parça holiganlığı, militanlığı, fanatizmi yapanlar hasta ruhlu kimselerdir. Onlar İslam birliğine, mü’minlerin kardeşlerine büyük zarar veriyor. Onların uyarılması, aydınlatılması, bilgilendirilmesi gerekir. Bu uyarma ve aydınlatmayı yapmayanlar sorumludur.

Bir Müslüman için en kolay şey ilmihalini öğrenmektir. İlmihal bilgileri nelerdir:

(1) İnançla ilgili doğru bilgiler…

(2) İbadetlerle ilgili bilgiler…

(3) İslam ahlakıyla ilgili doğru bilgiler…

(4) Nikah, alışveriş gibi muamelatla ilgili bilgiler… (5) Bütün mü’minlerin ehliyetli ve gerçek dindar bir imam-ı kebire biat ve itaat etmesiyle ilgili bilgiler…

Müslümanları uyarmakla vazifeli ve yükümlü kişi ve kuruluşların halka ilmihal öğretmek için var gücüyle çalışmaması, bu konuda bir eğitim seferberliği başlatmaması, konuyla ilgili küçük ve çok faydalı yayınlar yapmaması büyük bir vazife ihmalidir. Cahil kalan halkın vebali onlar üzerinedir.

 Yazının devamı için;

http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/BOYLARI_DEVRILSIN/15218#.Ua4bEm1rPIU

 

Yorum:

Sistem İslam Olmalı

Kuran'da sadece namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin dışında bir çok hüküm ve kıssalar anlatılır. İşte bu anlatılanlar bizim İslam düzenini nasıl kurmamız gerektiğini anlatmaktadır. Kuran'da anlatılanlardan yola çıkarak bir sistem oluşturunca zaten Müslüman'ı, Hıristiyan'ı, müşrik olanı, kafiri vb. herkesin rahat yaşayacağı bir topluluk kendiliğinden olacaktır.

Yukarıda yazılanları her kim yaparsa ve zararı kendine ise bir şey yapılmaz. Fakat yaptığından eğer topluluk veya başka insanlar zarar görüyorsa ceza kim olursa olsun yani  Müslüman veya Hıristiyan fark etmez, ona ceza hemen verilir. İşte Kuran sistemi budur.

İnsanları ahlak yönünden iyi etmeye her ne kadar çalışsak da bazıları buna uymayacaktır. Ama sistem öyle kurulmalı ki, uymayanlar ceza alacağını bileceğinden onlar da istese de istemese de ahlak kurallarına uyacaklardır.

Geçtiğimiz salı 28.05.2013 babamı kaybettim. O gün Gemerek'e gitmek üzere yola çıktık. Ertesi gün babamı toprağa verdik. Pazartesi İstanbul'a döndük. Çok üzgünüm, acısı çokmuş. Allah'tan sabır ve dayanma gücü diliyorum...

 

 

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
Ali Bülent Dilek
06.06.2013
01:06

allah rahmet eylesin.sizlerede sabırlar...

Reşat Nuri Erol
06.06.2013
11:19

ALLAH RAHMET ETSİN...

ALLAH MEKANINI CENNET EYLESİN...

ALLAH SİZLERE DE SABR-I CEMİL BAHŞEYLESİN...

SELAM VE DUA İLE..

REŞAD

Reşat Nuri Erol
06.06.2013
11:32

Hakan Aksay Yazar 'AKP kaynıyor,

Erdoğan özür dileyecek

ve tatile çıkacak' 06.06.2013

Moskova-İstanbul uçağına biner binmez bunaltıcı bir havanın etkisi altında buluyorum kendimi. Zaten sabahtan beri kendi esnemelerime kızsam da engel olamıyordum, şimdi iyice ağırlık çöküyor üzerime. Acaba yol boyunca uyusam mı? Birkaç dakika sonra kara yelkenli bir korsan gemisi gibi koltukları ve insanları yara yara ilerleyen iri yarı, şişman bir adam görünüyor. Bu havada koyu takım giyip kravat takmış; renkleri de oldukça uyumsuz. Koridorda ona buna çarparak yaklaşan bu adamı, ürkerek ve içimden "N'olur benim yanıma oturmasın!" duası ederek izliyorum. Ama korkunun ecele faydası yok. Küstah bakışlı ve kaba saba tavırlı adam, tam yanıma oturuyor. Daha doğrusu "çoğunlukla" yanıma... "Kendinden taşan" kısımlarının bir bölümü de benim koltuğum üzerinde hak iddia ediyor. Nefes almam zorlaşıyor. Az sonra - Türklerin nedense tanımadıkları insanlarla "ilişki kurmanın en geçerli yöntemi" saydıkları - "Nerelisiniz? / İçinden mi?" saldırısı ile zoraki bir sohbetin içine düşmüş buluyorum kendimi. Adam biraz huylu; kısa cevaplardan asla hoşlanmıyor ve hemen gerisi gelsin diye deşmeye başlıyor. Ayrıca ilgisiz bir tavır içine girersem derhal müdahale ederek kendisine dikkat göstermemi sağlıyor. Mesela, uzun süre yüzüne bakmazsam, zaten epeydir üzerime dayadığı sol koluyla dirsek hizasından itme ile vurma arası hareketlerle beni "samimiyetle" taciz ediyor. Yan yana oturarak giden iki erkeğin o mesafeden durmadan birbirine bakması doğrusu benim için çekilmez bir işkence. Adamdan dirsek darbeleri yedikçe acaba kavga mı etsem, yoksa hostese uçakta boş yer olup olmadığını mı sorsam diye kara kara düşünüyorum. Bir taraftan da göz kapaklarım iyice ağırlaşıyor... * * * Adam konuştukça konuşuyor. Önce Rusya'nın hakkından geliyor; Putin'in neler yapması gerektiğini anlatıyor. Sonra sıra Türkiye'yi ve Gezi Parkı'nı kurtarmaya geliyor. Bir sürü iddialı laflar ederek neredeyse uykumu açmak üzere olan bu acayip adamı incelemek için başımı olabildiğince geriye çekerek dikkatle bakıyorum. Bu bakışım onu huylandırıyor mu, memnun mu ediyor, tam anlamıyorum. Ama - eminim susmaya zorlukla sabrederek - hissedilir bir sessizlik molası verdikten sonra bana iyice yaklaşıyor ("yaklaşmak" ne demek; artık neredeyse tek vücut olduk!) ve kulağıma fısıldıyor: - Aslında benim büyük bir şirketim var. Rusya'ya da işadamı olarak geldim. Fakat daha mühimi, ben AK Parti'nin yöneticilerinden biriyim. Hani kamuoyunun fazla tanımadığı yöneticilerden biri. Tayyip Bey'le neredeyse çocukluk arkadaşıyız. Birlikte top koşturduk. Gömleklerimizi aynı terzide diktiririz... Bunu duyunca bende uyku falan kalmıyor tabii. Adama istediğinden çok daha fazla ilgi gösteriyorum. Özellikle de yağmur gibi yağan sorular "şeklinde". Aldığım cevaplar arasında oldukça ilginç cümleler var: - Tayyip Bey, çok zeki bir adam. Bu olaydan mühim dersler çıkardı. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak... Gerçi karizması hâlâ hiç kimseyle kıyaslanamayacak kadar yüksek. Ama bu olay, 12 yıldır karşılaştığı ilk ciddi sorun. Ders çıkarmaması düşünülemez... - Parti içinde de tepkiler var artık. Daha düne kadar Başbakan'dan çekinenler, bugün eleştiri getirmeye başladı. En azından "böyle giderse, hepimiz açısından tehlikeli sonuçlar çıkabilir" diye mühim uyarılar geliyor... - Gül ve Arınç'ın yumuşatıcı tavırları iki yanlı: Birincisi, Erdoğan'la koordinasyon içinde yapılan "hep birlikte durumu düzeltme" planında paylaşılan rollere bağlı. İkincisi, bu liderler, parti ve devlette farklı bir ses oldukları için doğal olarak tepki gören Başbakan'a kıyasla güçlerini arttırıyorlar... - Başbakan Afrika dönüşü sertleşmeyecek. Tersine "balkon konuşmaları" tarzında, hatta daha da kucaklayıcı mühim bir konuşma yapacak. Polisin sertliği için özür dileyecek. Emniyet'e, valiliklere yönelik eleştiriler getirecek... - Ama bununla kalmayacak. Başbakan asıl sorumluluğu kendi üzerine alacak. Son zamanlarda halkın tümünü kucaklayamadığını, farklı hayat tarzlarını savunan yurttaşlara karşı sert ve kırıcı bir üslup takındığını kabul edecek. Alkol yasasını ve Topçu Kışlası'nı tekrar ele alacaklarını açıklayacak... - En mühim mesajlardan biri sansasyon yaratacak: Aylardır ve yıllardır neredeyse 7/24 çalışan, haliyle çok yorulan ve sinirleri gerilen Erdoğan, kısa zamanda bir tatile çıkacağını, bu sürede hükümeti Arınç'ın yöneteceğini, kendisinin de tatil sırasında yapacağı çalışmalarda özellikle Kürt sorunu ve "süreç" konusunda yoğunlaşacağını bildirecek. Barış ve demokrasiyi birbirinden ayırmadığını belirtecek... Bu kadar "mühim" açıklama beni sersemletiyor. Doğru olabilir mi, yoksa uydurma mı? Bütün bunları söyleyen ve şu anda yanımda kaygısız bir tavırla oturan adam kim? Bütün bunlar gerçek mi?.. Yine dirsek darbeleri yemeye başlıyorum ve "Yeter artık!" diye bağırmak için oturduğum yerde doğruluyorum. * * * - Haydi, uyansana! Uçak kalkmadan uyudun, uçak indi, hâlâ uyuyorsun!.. Ne? Uyudum mu ben yol boyunca?..

...

TAMAMI VE DEVAMI;

http://t24.com.tr/yazi/akp-kayniyor-erdogan-ozur-dileyecek-ve-tatile-cikacak/6828

Emine Hocaoğlu
06.06.2013
18:37

Amin... Allah razı olsun.





Sayı: 207 | Tarih: 2.06.2013
Mahir Kaynak
Ekonomik Değişim
Kürt Devleti
1688 Okunma
11 Yorum
Süleyman Karagülle
Yusuf Kaplan
Avrupanın geleceği neresi,geleceğin Avrupası nere
Yerlisi ne yapıyor ki Avrupalısı yapsın
1209 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Başka türlü bir şey
Ekseriyeti beğenmeyen ekseriyetçiler
1152 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
BOYLARI DEVRİLSİN!
Sistem İslam Olmalı
1102 Okunma
4 Yorum
Emine Hocaoğlu
Mehmet Barlas
İnsanlar, keçiler, ağaçlar ve bazı öncelikler...
Çözümü Sokakta Arayanlar
1080 Okunma
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
Gerilim,belalara davetiye çıkarabilir...
Çatışmaya bel bağlamak...
1051 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler