26/ 01/ 2013
-Siyasi kararlar ekonomiye yön verir, ekonomik veriler siyasete etki eder. Şimdi siyaset hakim.
-500 yıldır ekonomi siyasete hakim olmaya çalışıyor. Tepe noktasına ulaştı. Şimdi siyaset ekonomiye hakim olmaya başlamıştır.
-Enerji sorunu siyaseti ve ekonomiyi birlikte harekete geçirmiştir.
-Sermaye, enerji kaynaklarını elinde tutarak ekonomiye ve siyasete hâkim olmak istemektedir. Makroda bu başarılı olmaktadır. Mikroda enerji ile hâkimiyet zor sağlanmaktadır. Enerji kaynakları yaygın olduğu için tekel tam oluşturulamıyor.
-Türkiye Kuzey Irak’a neden yaklaşıyor?
-Sermaye savaşlarla bu işi başaramayacağını anlayınca şimdi barış yolları ile hakim olmayı denemektedir. Türkiye’nin Kuzey Irak’a yaklaşması onun arzusu ve etkin güçlerin de işine gelmesi dolayısıyladır.
-İnsanlar yalnız ihtiyaçlarını gidermek için değil de idealleri için de çaba gösterirler.
-Topluluğa uyum sağlama ve düşmanları yenme arzuları da, ekonomi de ihtiyaçtır.
-Kürtlere “Siz vatandaşsınız, değişime katkı için değiştirin.” dedim. Alkışlandım.
-Ülkemizin iç sorunları yoktur, dış sorunları vardır. Bağımsızlığımızı daha tam kazanmış değiliz. Ekonomide kendi kendimize yeterli hale gelememişiz. Kürt sorunu yoktur. Siyasi ve ekonomik sorun vardır.
-Bir kesimin parasal geliri artırma gelir dağılımını düzeltmez. Artan para kadar üretim artmazsa bu arz talep dengesini bozar. Satın alma gücü yerine üretme gücünü artırırsak hem halkın eline para geçer, hem de karşılıklı mal üretilir.
-Adil Düzen’de halka sipariş kredisi verilir. Sipariş verirse bu krediyi kullanabilir. Ayrıca işsize çalışma kredisi verilir. İstediği işverende çalışma ücretini devletten al, işveren borçlansın deniyor.
-Tasarrufların tüketimde harcanması yanlıştır, yatırım yapılmalıdır.
-Nakdin tasarruf, altının para olduğu zamanda söz konusu idi. Şimdi artık emek söz konusudur. Bir yıllık yaşamak için gerekli emek ile üretim yapılacak ve orda dağılım dengesi sağlanacaktır. Artık emekle yatırım yapılacak, yapıların beşte biri kamuya ait olacak, beşte biri de yatıranlara pay olarak dağıtılacaktır. İşletme mülkiyeti ile yararlanma mülkiyeti ayrılacaktır.
Karar vermek
01/06/2013
-İnsanlar kendi hareketlerine ya çevrenin isteklerine göre ya da hakim gücün isteğine göre karar verirler. Kendi isteklerini onların istekleri ile ambalajlatırlar. CHP için Atatürkçülük, MHP için milliyetçilik böyledir.
-Bir ulus devlet içinde yaşayan herkes milliyetçidir. Muasır medeniyetin fevkine çıkmaya çalışan herkes Kemalist’tir. Sorun bu idealler etrafında gruplaşarak grup çıkarlarını korumadır. Bu Saadet Partililer için de AK Partililer için de böyledir.
-Küçük güçler, tarafsız olamaz olmazlar. Bir tarafa katılarak onların kazanmasını sağlayabilirler. Önü kapalı bir politika sonunda zararlı olur. Halkı işle barışık bir iktidarın yanında olmak gerekir.
-Halkın yanında iktidarın yanında olmak gerekir. İhtilal ile ve isyanla bunlar elde edilemez. Aksine gelen gideni aratır. İstiklal savaşımız saltanata karşı olmamıştır. Kaybedilmiş toprakları kurtararak devletimizi kurduk. Saltanatı biz yıkmadık. Kendisi yıkıldı. Bu sebepledir ki Cumhuriyet sağlam temel üzerinde oturuyor. Türkiye’nin Suriye politikası yanlıştır. Tarafsız olmalıdır.
-Suriye’de er geç halk hâkim olacaktır. Yeni iktidar etkin güçlerden birinin desteği ile bunu kazanacaktır. Türkiye etkin güç değildir. Etkin bir gücün yanında yer alırsa Suriye halkını iktidar edebilir. Kürtler ayrı devlet kuramazlar. Kursalar bile bir etkin devletin etkisinde kuracaklardır. Bu da bizi birbirimizden ayırır.
-Gelecekte insanlık etkin güç olmayacak, olamayacak. Etkin denge unsuru olacaktır. Gelecekte bugünkü bloklaşma olmayacaktır. Bugünkü etkin devletler ilahi kitapların etrafında birleşerek tüm insanlığa Adil Düzen getireceklerdir. Bu üçüncü cihan savaşından sonra olabilir, önce olabilir. Bu olacaktır. Dolayısıyla Suriye bağımsız bir devlet olacak ve insanlık içinde varlığını sürdürecektir. Kürtler ile henüz devlet oluşturacak bir aşamada değildirler. Bize göre Irak Kürt devleti haline gelmelidir.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
YORUM:
Kürt Devleti
Gerçekleri kabul etmek zorundayız. Kürtler, süratle çoğalmaktadırlar. Kürtler, süratle aktif hale gelmektedirler. Bunların gelecekte devlet olmaları mukadderdir. Ayrıca Kürtlerin oturduğu yerler, tarihte büyük uygarlıkların bulunduğu yerlerdir. Oradakilerin yeniden uygarlık sahnesine çıkmaları kadar doğal bir şey yoktur.
Kürtler nasıl devlet olabilirler. Türkiye’de Türklerin nüfusu gittikçe azalmaktadır. Kürtlerin nüfusu gittikçe çoğalmaktadır. Yüz veya 200 sene sonra Türkiye nüfusunun çoğu Kürt oluyor. Eğer o zamana kadar kültürlerini geliştirmiş, Kürtçeyi Türkiye’de hâkim kılmışlarsa Türkiye bir Kürt devletine dönüşebilir. Bunun için Kürtlerin yapacağı iş Türkiye devletini güçlendirmektir. Çünkü geleceğin Türkiye’si Kürdiye olacak demektir. Oysa PKK Türkiye devletini yıkmaya çalışıyor. Kürtler bugün devlet değiller ki sonuçta Türkiye’yi düşmanlarına yem yapmaktadırlar.
Kürtlerin bu hedeflerine ulaşmaları için koyu Sünni mezhepçi olmaları gerekir. Çünkü İran zaten Kürtlerle aynı ırka sahiptir. Güçlü devlettir. Devam etmektedir. Şii olarak onlarla rekabet etmek mümkün değildir. O halde Kürtler İran’ı Kürt devleti haline getirme şansına sahip değildirler. Türkiye’yi Kürt devletine dönüştürme bir kaç asır gerektirmektedir.
Suriye’nin Kürt devleti olması Türkiye’den daha kolaydır. Çünkü Suriye henüz kendisini bulmuş bir devlet değildir. Kürtler barışçı uygarlıkçı bir politika takip ederlerse, nüfuslarını süratle artırırlarsa, Türkiye’dekinden önce Suriye Kürt devleti olabilir. Arap devletleri çok sayıda oldukları için insanlığın uygarlığında bir eksiklik olmaz.
Asıl kolayca Kürt devletini oluşturma şansı Irak’ta vardır. Irak’ta Kürtler uygarlıkta başarı göstermelidirler.
a) Samimi Sünni dindar olmalıdırlar. Araplardan daha fazla İslamiyet’e hizmet eden bir kavim olmalıdırlar.
b) Bugünkü batı ilimlerini ve İslami ilimleri Arapça olarak Araplardan daha ileri götürmelidirler. Tarihte Türkler böyle yaptı da hâkimiyet onlara geçti.
c) Ekonomik faaliyetlerde başarı göstermelidirler. Sömürü düzeni dışında başarılı işletmeler kurmalıdırlar. Adil Düzen’i yaşama koymalıdırlar.
d) En önemli husus; Iraktaki Şiilerle, Iraktaki Arap ve diğer halklarla çok yakın bir ilişki içinde olmalıdırlar. Herkes onları sevmelidir. Türklerin dünyaya hâkimiyeti bundandır. Hiç bir Türk kendisini diğer halktan üstün görmez. Arapların dostlarına ve düşmanlarına eşit olması gerekir.
Türkiye Kürtlerinin yapacağı şunlardır:
-Dünya Kürtleri ve Türkiye Kürtleri Irak Kürtlerini desteklemelidirler. Onların Sünni İslami eğitim almalarına imkân sağlanmıştır.
-Dünya Kürtleri ve Türkiye Kürtleri, bin dil üniversitesini kurmalı ve orda bugünkü ilmi Arapça araştırılmalıdır.
-Dünyadaki Kürtler ve Iraktaki Kürtler ekonomik bakımdan desteklenmeli ve Irak’ın gelişmesine yardımcı olmalıdır.
-Irak devletinin siyasi ve ekonomik bağımsızlığına kavuşması için Adil Düzen’in Irak’ta benimsenmesi hususunda tüm Müslümanlar, Şiilere destek vermelidir.
Bugün bilinçli olarak Türk aydınları bu programı benimserse elli sene sonra, Irak orta doğuda etkin bir Kürt devleti olur.
Dünya dengesinin oluşması için Türkiye, İran, Irak, Suriye birlik oluştururlar. Suriye’de Şii İslam devleti olabilir. Oradaki Sünni Araplar ve Türkler isterlerse ülkelerine göç ederler. Dünyadaki Arap Şiiler de oraya göç ederler. Dört güçlü devlet; iki Sünni, iki Şii İslam devleti orta doğuda, uygarlıkta merkez oluştururlar. Tarafsız kalırlar ve dünya dengesini de kurmuş olur.
Sonuç olarak Türkiye’nin takip edeceği politika:
1- Halkla iktidar arasında tarafsız olmalıdır. Arabulucu olmalıdır. İki tarafa da barış için yardımcı olmalıdır.
2- Irak’ın Sünni bir Kürt devleti olması için sadece fikren destek vermelidir.
3- Suriye’nin bir Arap devleti olması için fikren destek vermelidir.
4- Orta doğuda bir birlik oluşturmalıdır. Osmanlıların yerine bir devlet değil, eşitlik içinde bir orta doğu Birliği kurulmalıdır. Bu birliğe İsrail devleti de alınmalıdır. İsrail’in geleceği karanlıktır. Kuran’a teyit edilmiş arzı mevutlarını onlara ayırmalıyız. Ve artık Sermayenin sömürüsünden kurtarmalıyız.