14 Mart 2013
1. Mükellef (yükümlü) bir insan olmak için akıl şarttır ama akıl dinin kaynağı değildir, zarurî âlettir.
2. Dinin temel kaynağı Allahın Kitabı olan Kur’andır.
3. Dinin ikinci ana kaynağı Allah Resulünün (Salat ve selam olsun ona) Sünnetidir.
4. Dinî hükümlerin ve fıkhın üçüncü kaynağı icmâ-i ulemadır.
5. Fıkıh hükümlerinin dördüncü kaynağı kıyas-ı fukahadır.
(Kitab, Sünnet, icmâ ve kıyas dörtlüsüne Edille-i Erbaa (Dört delil) denir.
6. Peygamberin Sünnetini inkar edenler veya hafife alanlar sapıktır. Sünnet müfesserdir. Sünnet olmadan Kur’an doğru şekilde yorumlanamaz.
7. Aklı olmayanın dini yoktur ama akıl tek başına yeterli değildir. Akıl, iyi kullanılmak şartıyla vasıta ve araçtır.
8. İslamda esas olan nakildir (Naslar, Kur’an ve Sünnet), akıl değildir.
9. Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı olan her şey sapıklıktır, yanılgıdır ve hederdir.
10. Kur’anda “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”buyrulmaktadır. Kur’anı ancak bilenler yorumlayıp, ondan din hükmü çıkartabilir.
11. Kur’anı doğru yorumlayabilmek için on dört âli (âlet) ve `âli ilmi ehliyetli bir üstattan öğrenmiş ve icazet almış olmak gerekir. Bu on dört ilmi öğrenen sâlih kuluna Allahü Teala bir on beşinci vehbî (Allah vergisi) ilim verir. Bunlara ek olarak yeterli genel kültüre sahip olmak gerekir.
12. Kur’anı re’y ve heva ile yorumlamak küfürdür.
13. Kur’andaki 300 küsur muhkem=kesin hükümlü ayetin tarihsel olduğu, bugün geçerli olmadığı iddiası küfürdür.
14. Kur’anı, manasını anlamadan okumak ve dinlemek de bile sevap ve ecir vardır.
15. Kur’an, içindeki emirlerin yerine getirilmesi, yasaklardan kaçınılması gereken bir Kitaptır. Kur’anın yap dediklerini yapmayan, yapma dediklerini yapan kimseler günahkardır, yanlış yoldadır.
16. Bize sadece Kur’an yeter, Sünnet bizi bağlamaz diyenler sapıktır. Çünkü Kur’an Resulullaha itaat etmeyi emr etmektedir.
17. İslamda din ve dünya ayırımı yoktur. İslam dünya işlerini tanzim eder.
18. Ehl-i Kitab ile Müslümanlar Âmentü’de birlik ve ittihad içinde değildir.
19. Tevhid ile Teslis inancı bir ve birbiriyle uyuşur değildir.
20. Ehl-i Kitab ile Müslümanlar Peygamberelere iman konusunda birlik değildir. Ehl-i Kitab Âhirzaman Peygamberi Muhammed Mustafaya iman etmez, aksine onu red ve tekzib eder (yalanlar).
21. Ehl-i Kitab ile Müslümanlar ilahî kitaplara iman konusunda birlik halinde değildir. Ehl-i Kitab Kur’anı red ve tekzib eder.
22. Resulullah Efendimizden sonra Ümmet maalesef yetmişüç fırkaya ayrılmış olup, bunların sadece biri ehl-i necattır, gerisi ehl-i nardır.
23. Ehl-i necat olan fırka Cadde-i Kübradır, Sevad-ıAzam’dır, Sünnet ve Cemaat ehlidir.
24. İnsanların şerlileri ilmiyle âmil olmayan fasık ve facir alimlerdir.
25. İnsanların hayırlıları ilimleriyle amel eden sâlih alimlerdir.
26. Her Müslüman kendini kurtaracak miktarda ilmihal (temel din bilgilerini) öğrenmekle vazifelidir.
27. İlmihal bilgileri icazetli sâlih alimlerden ders alınarak, yahut onların güvenilir ve muteber kitapları dikkatle okunup bellenerek öğrenilir.
28. Ümmetin en şereflileri, Kur’an ilimlerine sahip olan ve bunları uygulayan kimselerdir.
29. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, insanlar için en güzel örnek ve modeldir.
30. Resulullahın hedyi (yol göstermesi, kılavuzluğu) en doğru hedydir.
31. Bütün mü’minler tek bir ümmettir.
32. Ümmeti parçalayanlar, birbirlerine düşman ve rakip fırkalara ayıranlar, fitne ve fesat çıkartanlar haindir ve merduttur.
33. Ehliyetli ve icazetli alim olmayanlar dinî konularda ictihad yapamaz, fetva veremez.
34. M. Kemal Paşanın ölümünden sonra Dönmeler ve Kriptolar tarafından çıkartılmışKemalizm ideolojisi İslam ile bağdaşmaz ve uyuşmaz..
35. Feminizm İslam ile bağdaşmaz ve uyuşmaz.
36. Avrupa Birliğinin İslama aykırı bütün normları ve kriterleri bozuktur ve yanlıştır.
37. İslamı kendi bozuk zihniyet ve gidişatına uydurmaya çalışanlar sapıktır.
38. Müslüman, dini kendisine değil, kendisini dine uydurmakla yükümlü ve vazifelidir.
39. Bütün mü’minler ehliyetli, liyakatli, kiyasetli, dirayetli, dindar bir İmam-ı Kebir’e biat ve itaat etmekle mükelleftir.
40. Boynunda biat bağı olmadan ölen kimse, sanki cahiliyet ölümüyle ölmüş olur.
41. Beş vakit namaz amelî farzların birincisi ve en önemlisidir. Namazı yitiren dinin yıkmış olur.
42. Zekatını Kur’ana, Sünnete, Şeriata ve fıkrha uygunşekilde vermeyen kimse büyük günah işlemiş ve isyan etmiş olur. Derneklere, vakıflara, cemaatlere zekat verilemez. Zekat, Kur’anda zikr edilen sekiz gerçekşahsa temlik suretiyle verilir.
43. Allahü Teala hazretleri ihlasla, yani sırf Kendisi için yapılmayan ibadetleri kabul etmez.
44. İsraf büyük günahtır.
45. Cihad farz-ı ayndır.
46. Müminlerin Allah katında en üstünleri ve mükerremleri taqva sahibi olanlarıdır.
47. İslam her tür ırkçılığı kötü görmüş ve yasak kılmıştır.
48. Bütün insanlık Muhammed aleyhissalatü vesselamın ümmetidir. İman edenler Ümmet-i icabettir, henüz etmemiş olanlar Ümmet-i davettir.
49. Cahil ve fasık-ı mütecahir Müslümanlar İslamın önündeki en büyük engeldir.
50. Biz Müslümanlar dinimizi doğru şekilde hayata uygulasak insanlığın bir kısmı koşa koşa akın akın Müslüman olacaktır.
51. Mü’minler birbirlerine yumuşak, merhametli veşefkatli; harbî ve agresif kafirlere karşı sert ve yavuzdur.
52. Darülislam’da Müslümanların güvencesi altında yaşayan ehl-i zimmet, Darülharpteki hemcinslerinden daha hür, daha emniyetli ve daha huzurlu olmalıdır.
53. Müslüman, din kardeşinin kurdu değil meleğidir.
54. Bir İslam ülkesinde emanetler ehline verilmiyorsa o ülke batar.
55. Bir İslam ülkesinde adalet yoksa o ülke batar.
56. Namazı yitiren ve çeşitli şehvetlere uyan bir İslam toplumunun geleceği karanlıktır.
57. Müslümanlar günlük hayatı günde beş kez durdurmakla mükelleftir.
58. Cuma ezanı okununca iş yerlerini, dükkan ve atölyelerini kapatıp Allaha ibadet etmek için camilere gitmeyen bir İslam toplumunun durumu çok kötüdür.
59. Dünya hayatı bir imtihandır. Dünya zenginlikleri oyalanma ve oyuncaktır. Dünya fani ve aldatıcıdır. Gafiller büyük zarardadır.
60. Şeriata aykırı ve zıt bütün eğlenceler günahtır.
6l. Riba, kumar, piyango, çıplaklık, zina, fuhuş, israf, kadın erkek karışık şehvetli ve seksî etkinlikler, haram kazançlar, aşırı lüks ve israflar, aşırı ve lüzumsuz tüketim her türlü beyinsizlik (bunlardan tevbe ve rücu etmedikçe) kişilerin, toplumların, düzenlerin yıkılmasına ve felaketine sebep olur.
Yorum:
İmkanları Değerlendirmiyoruz
Akıllı insan, yaptıklarından sorumludur. Aklı olmayan kişilerden Allah herhangi bir şey sormayacaktır.
Kuran akılla algılanan, bilimsel verilere paralellik gösteren mucizevi bir kitaptır. Günümüzde ispat edilen bir konuyu Kuran öyle müthiş terimler kullanıyor ki işte biz şimdi çözebiliyor ve bunun için bu kelimeyi kullanmış diyoruz. Bunu söylemek için de Kuran'la uğraşmak, O'nu anlamak, O'nu hayatımıza geçirmemiz gerekir.
Yukarıda anlatılanlara zaten inanmış, dedelerinden gördükleriyle hareket eden kişiler uyguluyor veya uygulamaya çalışıyor.
70 yıl öncesine baktığımızda okuma yazma oranının çok düşük olduğu zamanlarda sohbetlerle Kuran'ın içeriği dilden dile anlatılarak öğrenilirmiş. Günümüzde böyle bir şey kalmadı. İsteyen her birey Kuran'ı Arapça başta olmak üzere Türkçe mealini de çok rahatlıkla okuyabilir. Ama maalesef bunu yapan o kadar az kişi görüyorum ki üzülmemek elde değil. Günümüzde bir çok imkan var. Bu imkanlardan yararlananlar oldukça az. Israrla atalarından öğrendikleriyle hareket etmeye devam ediliyor. Artık bu atalarımızda batılıların modeli olduklarından gelecek nesil yukarıda anlatılanları dahi bilmeden yetişeceklerdir.
Kuran geleneklerin arkasında olmamalı ve kişisel görüşüyle yorumlanmamalıdır. Nasıl ki Kuran Arapçası kurallı bir dil ise yorumları da o kurallara uygun olmalıdır. Yoksa isteyen istediği gibi yorumlar. Bu da bizi dalalete götürür. İlimlerle hareket etmek çok önemlidir.