Geleceğin Tahmini
1088 Okunma, 1 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

16.03.2013

 

- PKK ile müzakereler, iki düşman arasında imiş gibi yapılıyor. Muhalefet çözüm

üretmiyor.

- Müzakere PKK ile değil, Öcalan’la değil, BDP ile yapılmalıdır. O istediği kimseye danışır, emir alır, biz onun iradesine engel koyamayız.

 

- Düşmanı yenme söz konusu değildir. İç çatışmayı sona erdirmedir. Kaynaklarını bulmalıyız.

-Kaynak tarım dönemi hukukunun sanayi dönemine yetmemesidir. Sanayi döneminin sorunlarını çözecek hukuk düzenini getirmeliyiz. Tarım dönemi, kişisel mülkiyet dönemidir. Artık işletme mülkiyeti vardır. Kişiler işletmenin yararlanma mülkiyetine sahiptirler. Sorun yalın değil, tüm dünyada savaş veya iç çatışma şeklinde devam ediyor.

 

-PKK sorunu büyük güçlerin ürettiği sorundur. Kendileri çözmezler.

-PKK artık sermayenin işine gelmiyor, Türkiye’ye tasfiye ettiriliyor. Seçileni asıp yenisini kuracak. Belki de başka yerde istihdam edecek. Oradakileri burada istihdam eder.

 

-Görüşmeleri kim sürdürdü? İki taraf da bundan zarar gördüğü halde olayı birileri yönetiyor.

-Hapishanede olan kimseye avukat tayin edilir, onun işlerini o yönetir. Şimdi hapishanedeki Türkiye’yi yönetiyor. Öcalan öldürülmeli yahut serbest bırakılmadır. Hapishanede tutup kahraman yapma sağlıklı politika değildir.

 

-Geleceğin tahmini zordur. İmkânsız değildir.  İngiltere Osmanlı’yı yıkmıştır.

-Osmanlı’yı yıkan İngiltere değildir. Tekel sermayedir. Bu gün sermaye eski gücüne sahip değildir.

 

-Etkin güçler değişik alanlarda mı olacak yoksa tek elde mi toplanacak?

-Geleceğin etkin gücü ilim olacaktır. Müspet ilmin verileri ile geliştirilmiş hukuk olacaktır. Değişik ekollerin içtihatlarını siyasiler ve ilim adamları seçip uygulayacaktır. İlim hükmetmeyecek, etkin olacaktır.

 

-Türkiye teknoloji üretiyorsa ekonomide söz sahibidir. Gelecekte süper güç olabilir.

-Türkiye batı sayesinde teknoloji üretemez. Mühendis olarak bunu daha ilk yıllarımda keşfetmiştim. Proje sanayinin yerine, usta sanayi devam etmektedir. Taklidin ötesinde Türkiye’de bir şey yapılmamaktadır. İnsanlığın ihtiyacı teknoloji değildir, hukuktur. Adil Düzen’dir.

 

-İleri teknolojiye sahip olmadıkça zengin olma bir şey ifade etmez.

-Sermayenin dünyayı sömürmesi karşılıksız paranın sahibidir. Dünya senaryo hakkını eline geçirmiştir. Bugün dünyayı sermaye yönetiyor. Emek yönetmelidir. Sermaye sahte tanrıdır. Kırılmalıdır.

 

-Kahramanlık etkilidir, yeterli değildir. İleri teknoloji gerekir.

-Mahir Bey’in bu kadar hata yapacağını düşünemezdim. Sebahattin Zaim “Tarım ürünleri bizde ama fiyatları biz koymuyoruz o koyuyor.” diyor. Savaşı ne ilim, ne din, ne de siyaset kazanıyor. Savaşı ekonomi kazanıyor. Karşılıksız parayı karşılıklı hale getirdiğimizde savaşı kazanmış oluruz.

 

Tamamı için http://haber.stargazete.com/yazar/gelecegin-tahmini/yazi-736454

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum :

Batının Çözemedikleri

Haçlı seferleri ile müspet düşünceyi öğrenen batı İslam’ın şerî kıyasını sanayiye uyguladı ve çok büyük başarılar ulaştı. Teknolojiden yararlanarak müspet ilimde de çok ileri adımlar attı. Bunun yanında batının çözemediği alanlar vardır.

 

Önce hukukta hiçbir ilerleme kaydedemedi. İnanarak söylüyorum. Avrupa hukukta İslamiyet’ten 1000 sene çok gerisindedir. Bir usulü fıkhı bile yoktur. Bugün en büyük sıkıntı buradan gelmektedir. On bin senelik tarım döneminin hukuku ile sanayi dönemi yönetilmek istenmektedir.  Bununla üçüncü bin yılın sorunlarını çözmek mümkün değildir. Biz Adil Düzen’e göre İnsanlık Anayasası’nda muasır medeniyetin en az yüz senelik hukuki sorunları çözmüş bulunuyoruz. Türkiye bunu uygularsa batının üstünde olabilir.

Batının halledemediği başka bir konu da tarımdır.  Merkezi yönetimle sanayi sorunu çözülür. Batı çözmüştür. Şimdi yazdığım bilgisayar onların başarısıdır. Oysa tarım hala ilkel durumdadır. Merkezi işletmelerle çözmeğe çalışmaktadır. Bu da tarımı mahvetmektedir. Tek tip sanayi, tarım yanlışlarında dejenerasyon meydana getirmektedir. Bizim sanayide çözeceğimiz fazla bir şey yoktur. Ama tarımda aile tarımını geliştirmek suretiyle tarımı ilmileştirmektedir.

Batının başka geriliği felsefede olmuştur. Batı analiz yapmakta füruda sorunları çözmektedir. Ama bütüne gidememektedir. Ayrı ayrı konularda çalışanların birbirlerinden haberleri olmamaktadır. Biyolojide DNA’lar keşfedilmiştir. İhtimaliyet hesapları ile insanların çok anne babadan oluşması mümkün değildir. Ama biyologlar antropologlar hala 19. asrın mantığı içinde saçmalıkları savunmaktadırlar. Biz yeni hikmet üzerinde çalışarak birbirinden kopmuş ilimleri bütünleştirmek gerekmektedir.

Batının çözemediği başka sorun da yargıdır. Hâkimlik sisteminin yerine hakemlik sistemi olmalıdır. Böylece insanlar arasında barış sağlanacaktır.

Bugün, insanlığın sorunu teknoloji değildir. Kimin bulduğu önemli değildir. Hatta ürettiği bile önemli değildir. Biz buğday yetiştirelim onlar bilgisayar üretsin. Yeter ki saatlik ücretlerimiz eşit olsun. Dengeli olsun. Bunu da yeni hukuk düzeni ve adil yargı sağlayacaktır. Yeni para sağlayacaktır. Selem senedi sağlayacaktır.

Batı düzeninde köyler boşalmıştır. Düz alanlarda makine tarımı yapılanlar bugün yetmemektedir. Ama insanlığın sağlıklı besin üretimi yapamamaktadır. Tekrar olarak söylüyorum sorun teknolojideki geriliğimiz dildir. Sorun ekonomidir. Biz traktörsüz yaşarız ama onlar ekmeksiz yaşayamazlar. Enerjinin besinin, giyimin ve hayatın kaynağıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
22.03.2013
16:09

Yeni Papa'dan tüm dinlerle diyalog çağrısı Yeni Papa Franciscus, insanlar arasında barış köprüleri kurmanın, dinlerin temel rollerinden olduğunu söyleyerek tüm dinlere diyalog mesajı verdi. 22.03.2013 Papa Franciscus, Vatikan'a akredite büyükelçileri kabul etti. Papa, yaptığı konuşmada, tüm dinlerle diyalog mesajı verirken, "Ben özellikle İslam dini başta olmak üzere, Papalık ayinime katılan çok sayıda dini ve sivil otorite olmasını takdir ettim" dedi. Papa konuşmasında, gerek İslam gerekse inanmayanlarla diyaloğun yoğunlaştırılmasının önemine vurgu yaptı. Papa Franciscus, ülkelerin temsilcilerini, hem maddi hem manevi anlamda yoksullukla mücadeleye ve barışı inşa etmeye çağırdı. 180 büyükelçinin hazır bulunduğu kabulde Papa, "Doğruluk olmadan gerçek barış tesis edilemez. Benim ismini aldığım Aziz Franciscus bize diyor ki, barışı inşa etmek için çalışın. İnsanlar arasında barış köprüleri kurmak, dinlerin temel rollerindendir" ifadelerini kullandı. Ruhani lider, Papa olmasıyla aynı zamanda ''Roma Piskoposu'' unvanını aldığını, bunun da Tanrı ile insanlar arasında köprü kuran anlamında olduğunu hatırlatarak, "Bildiğiniz üzere benim ailem de İtalyan orijinli. Bunun getirdiği, kültürler arasındaki diyaloğu hep yaşıyorum. Bugün bir dünya lideri de diğeriyle buluşmalı ve gerçek kardeşlik için alan yaratmalı" dedi. -Büyükelçi Gürsoy- Törene katılan Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Papa'nın kabulü ve konuşmasında dikkati çeken hususları, AA muhabiriyle paylaştı. Gürsoy, yeni seçilen Papa ile bugün yapılan toplantıyla resmi anlamda ilk defa tanıştıklarını belirterek, kendisine iyi niyet dileklerini sunduklarını dile getirdi. Papa Franciscus'un, konuşmasında, misyonun ne şekilde gerçekleşeceği konusunda genel hatlarıyla bilgi verdiğini ifade eden Büyükelçi Gürsoy, konuşmada iki şeyin dikkatini çektiğini kaydetti. Vatikan Büyükelçisi Gürsoy, Papa'nın konuşmasına ilişkin, "İslam ülkeleriyle münasebetlerini iyi bir şekilde gerçekleştirmeye çalışacağı mesajını verdi. Rölativizm diktatörlüğüne, fakirliğe, yardıma muhtaçlar için olan maddi anlamdaki yoksulluğa ve maneviyatsız bir dünyaya karşı bir tavırlarının olması gerektiği hakkında değerlendirmede bulundu" dedi. Papa Franciscus'un sadeliğine yakından tanıklık ettiğini aktaran Gürsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen dönemdekinden farklı bir kabul vardı. Papa, diğer Papaların yaptıkları gibi yüksek bir tahta oturmamıştı. Aşağı yukarı herkesle aynı seviyede olan bir yerdeydi. Ufak bir yükseklik vardı. Bu tabi dikkati çekiyor. Kıyafeti de son derece sadeydi. Aynı zamanda büyükelçilerle çektirdiği fotoğrafta da aynı özeni hissettik." KAYNAK: Barış Seçkin / AA





Sayı: 196 | Tarih: 17.03.2013
Ahmet Hakan
Bir de baktık ki
Daha çok bakacaksınız
1250 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Avrupa'nın pagan ve "barbar"psişesi yeniden hortl
İslam'a karşı İslam mı?
1112 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Geleceğin Tahmini
Batının Çözemedikleri
1088 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Hüseyin Gülerce
Başörtülü Penguen
Unutulmayacaklar
1026 Okunma
Zafer Kafkas
Mehmet Barlas
İslam dünyası acaba nelere öfkelenmelidir?
Kılavuzunu Kaybeden Müslüman’ın Hali
993 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Din Konusunda 61 Önemli Madde
İmkanları Değerlendirmiyoruz
970 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler