Bir; maalesef laik kesimi tahrik eden, onları hâlâ statükonun bekçileri olarak sahaya sürmeye çalışanlar işbaşındadır. Konumlarını kaybetmekten, artık itibar görememekten ciddi rahatsız olan bu gibi yazarlar, sahneden inmek zorunda kalmayı bir türlü hazmedemiyorlar. 28 Şubat’ta, başörtüsü ve imam hatipler üzerinden yaptıklarını hâlâ unutmuş değiliz.
İki; laik kesimin “laikçi” diyebileceğimiz önemli bir bölümü, bu tür haberleri duymaya oldukça teşne. AK Parti iktidarı, onları öyle rahatsız ediyor ki, mevcut iktidarın yerine bir askerî darbeyi tercih ederler… Böyle bir kitle var olduğu sürece provokatör yazarlar, onları tahrik için kalem oynatmaya devam edecekler…
Üç; iyi şeyleri AK Parti’nin yapıyor olması hazımsızlık doğuruyor. Bu ülkede, “asrileşmek, Avrupalı olmaktan geçer” diye yıllardır dil dökenler, şimdi AB üyeliğini AK Parti gerçekleştiriyor diye rahatsız oluyorlar. Kürt meselesinin çözümünü en fazla önemseyenler, şimdi AK Parti çözüm süreci başlattı diye tekere taş koymanın bin türlü oyununu oynuyor. Serbest bırakılan kamu görevlileri için bile sevinemiyorlar.
http://www.zaman.com.tr/huseyin-gulerce/basortulu-penguen_2065366.html
Yorum:
Unutulmayacaklar
Bu düzen devam ettikçe her dönemin unutulmayacakları olacaktır. Biz 28 şubatı hiç unutmayacağız bazıları da sonuca ulaştırılamayan yargı süreçlerini unutmayacak. Bu döngü süregelip gidecektir.
Üzülmemiz gereken sıkıntı duymamız gereken esas nokta ise islami camianın sorunların çözümlerini Kuran yerine başka yerlerde aramasıdır. Daha kötüsü bunu normal karşılar hale gelmemizdir, Kuranı hayatın dışına atmak bu olsa gerek.
Unutmamamız gereken şey, herşeyin çözümünün Kuran'da olduğudur. Nihai ve kesin çözümün zalimlerin direktifleri ile değil Allah'ın direktifleri ile olacağıdır. Unutanlara hatırlatmak da sorumluluğumuz.