İçi Ateş Dolu Uçurumun Kenarında
1008 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

07 AĞUSTOS 2012


İÇİ ateş dolu korkunç bir uçurumun kenarındayız... Terör gittikçe yayılıyor ve kuvvetleniyor. Her gün yeni şehitler, yaralılar. Suriye'deki durum berbatın da ötesinde. Komşumuzun kuzeyinde ikinci Kürt devleti kuruluyormuş. İslam dünyasının nice ülkesinden kötü, yürek parçalayan haberler geliyor.

Bu Ramazanda İstanbul'da havalar çok sıcak ve rutubetli. Ortalık oruç yiyen kimselerle dolu.

Geçen gün iki Müslüman gençle konuşurken, "İkindi namazını Sultanahmet'te kıldık. Caminin kapısının önü, avlusu bir sürü mini etekli, uygunsuz dekolte kıyafetli kadınlarla doluydu" dediler. Cami helaları darphane gibi para basıyormuş.

Ben de Ramazandan birkaç gün önce ikindi ile akşam arasında Beyazıt camiine gitmiştim. İçeride açık saçık kadınlar vardı. Güvenlik memurlarına sordum: "Bunları önleyemiyor musunuz?" Maalesef, dediler, turistlere az çok laf anlatabiliyoruz ama yerliler başlarını örtmek istemiyor.

Beyazıt meydanında Ramazan konserleri veriliyor, arada Beyoğlu şarkıları da yüksek sesle icra ediliyormuş. İftardan sonra caminin içinde namaz kılanlar çok rahatsız oluyormuş. Belediye şikâyetlere kulak asmamış. Öyle ya Ramazan etkinlikleri, Ramazan şenlikleri...

Medya tam bir curcuna. Şehitler, yaralılar, korkunç trafik kazaları, cinayetler, darplar, sahtekarlıklar, sağlığa zararlı sular... Bu haberlerin yanında aynı miktarda, belki daha fazla magazin dedikoduları... Mankenler, futbolcular, şarkıcılar, türkücüler, gurmeler, dondurmalar, dolmalar, seksî karı resimleri, yatak odası hikayeleri... Bir kısım medya şehvet kokuyor...

Bazı Müslümanlar gözünde acaba oruç mu daha önemli, iftar mı?

Türkiye fokur fokur kaynayan bir kazan.

Sünnilerle Alevileri birbirine düşürmek ve iç savaş çıkartmak için şu eski Sivas tezgahı gibi provokasyonlar yapılıyor.

Dinde reform, uyduruk fetvalar ve saçma sapan içtihatlar gırla gidiyor.

Fısk, fücur, günah, nifak, şikak, isyan, tuğyan, yalan, aldatma, haram yeme, alavere dalavere dorukta. Günde beş kez cami hoparlörlerinden yüz küsur desibel şiddetinde ezanlar okunuyor.

(Ses kirliliğinin tespitinde, ses şiddetinin ölçümünde birim olarak desibel (dB) esas alınır. İnsan için 35-60 dB sesler normaldir.

65-90 dB şiddetinde sesler devamlı işitildiğinde zarar verecek kadar risklidir. 90 dB'nin üzerindeki sesler tehlikelidir, işitme kaybına, sağırlığa, sebebiyet verir.)

Bir grup genç bir meydanda mütevazı iftar sofraları açarak beş yıldızlı içkili mekanlarda verilen israflı, günahlı, lüks, şatafatlı, ihtişamlı, debdebeli, benim iftar ziyafetim mi daha lükstü seninki mi iftarlarını protesto etmişler.

Beyoğlu'nda iftara doğru patlamalar olmuş. Elveda Beyoğlu!..

Sabataycılar, Pakraduniler, Kripto Yahudiler, Kripto Haçlılar, bilumum Dönmeler bu toz duman, bu hengame, bu karmaşa içinde kıs kıs gülüyor bıyık altından.

Bir iki günlüğüne köydeki bağ evime gitmek istiyorum. Köprülerin tıkanıklığı gözümü korkutuyor, gidemiyorum.

Tam bir "Yurtta sulh, cihanda sulh..." havası içindeyiz vesselam...

Yazının devamı için; http://www.milligazete.com.tr/makale/ici-ates-dolu-ucurumun-kenarinda-246600.htm

Yorum:

Her Yerde Hoşgörü

M.Şevket Eygi gündemi çok iyi özetlemiş.Bir tarafta şehit haberleri diğer taraftan İstanbul'un sıcak günleri ve en önemlisi bu ramazan ayında birçok kişinin oruç tutmamaları...

Öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet ve ailelerine de sabrı diliyorum. Ayrıca bu ayda oruç tutmayan ve saygı göstermeyenleri etrafımızda çok görür olduk. Kişisel olarak sevabı da günahı da kendisinedir ama bu toplumumuzun birlikte hareket etmediğini göstermektedir.

Eygi caminin içerisine açık saçık kadınların olmasından  yakınmaktadır. İslam'ın diğer dinlerden farkı işte burada başlamaktadır. Başı kapalı değil diye  eleştirmesini ben de eleştiriyorum. O gelen kadınlar belki de başı kapalı olanlardan daha üstün olabilirler. Bu yüzden bir kimseyi sadece dış kıyafetiyle yargılamamak gerekir. Kimin nasıl ve samimi olduğunu yalnızca Allah bilir.

Son yıllarda her belediye Ramazan dolayısıyla Ramazan şenlikleri adı altında tiyatrolar, konserler düzenlemektedir. Bu tür etkinliklere isteyen, seven kişiler her zaman gidebilirler.Bu ayda eğlenceden çok ibadet etmek varken yine eğlence ağır basmaktadır.

Akraba, arkadaş ve sevdiklerimizle israf olmadan iftar sofralarında birlikte olmak dileğiyle...

 

Emine Hocaoğlu






Sayı: 164 | Tarih: 5.08.2012
Yusuf Kaplan
İslamcılık;varoluş yolculuğumuz
İslamcılar!nerede hata yaptı
2064 Okunma
20 Yorum
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Muhalefet
Yeni Dünya Dengesi
1286 Okunma
9 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Sibernetik ölümsüzlük neleri değiştirirdi ki?
Ölüm ancak kurtuluştur!
1254 Okunma
4 Yorum
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
Yeni Türkiye'ye yeni dış politika
Kendi Yaptıklarımızın Sonucuna Katlanmak
1231 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas
Ahmet Hakan
‘Toplumda karşılığı yok’ putunu yıkalım
Gayba iman etmemek
1197 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
İçi Ateş Dolu Uçurumun Kenarında
Her Yerde Höşgörü
1008 Okunma
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler