http://www.zaman.com/yazar.do?yazino=1326263
Doğru dış politika, iç bütünlüğe bağlıdır. İç bütünlük ise; birbirinin konumuna saygılı, biri diğerini ötekileştirmeyen, özgürlükleri sadece kendisi için değil, başkaları için de isteyen, hoşgörülü, çatışmadan değil uzlaşmadan yana olan bir zihniyetin hâkim olmasına bağlıdır. Bunu sağlayamayan Türkiye'nin, doğru bir dış politikası olamaz. Somut olarak söylersek, Kürt meselesini, Alevi meselesini çözemeyen, kutuplaşmaları azaltamayan, siyasi çekişmelerin beslediği tansiyonu düşüremeyen bir Türkiye, doğru dış politikadan da mahrumdur
Yorum:
Yaptıklarımızın Sonucuna Katlanmak
Allah, kanunlarını koyarak alemin ahenk içerisinde devamlılığını sağlamaktadır. Her şey yerli yerindedir, bir eksiklik bir kusur bulmak imkansızdır. O’nun koyduğu bu kanunlar sayesinde canlılar hayatlarını sürdürebilmektedir. Bu fiziki kanunların yanında insanların hem bireysel hayatlarında hem de topluluk içerisinde huzurlu, güvenli olabilmelerinin yolunu da koyduğu sosyal kanunlara bağlamıştır. İnsanlar Allah’ın koyduğu bu kurallara uydukları ölçüde barış içerisinde, güven içerisinde yaşama imkanına sahip olabileceklerdir.
Ülkemizin terör, işsizlik, hukuk gibi sorunlarını, ilahi düsturlar çerçevesinde düşünüp pratiğe aktarmadan çözebilmemiz mümkün değildir. Hakeza komşu ülkeler ve diğer dünya ülkeleri ile ilişkilerimizde de ilahi düsturlara kulak vermeden oluşturulan her politika, her strateji sonuçta hem bizim hem ilişkide olduğumuz ülkelerin zarar görmesine sebebiyet verecektir.
Suriye konusu da bu çerçevede değerlendirilmesi gereken bir sorundur. İçi boş bir hamaset üzerine kurulmuş politika yüzünden Suriye’de binlerce insanın ölmesine zemin hazırlanmış ve son gelinen durum ile kendi güvenliğimiz dahi tehlike altına girmiş durumdadır. Muhalif olarak adlandırılan gruplar alenen desteklenmiş, bazı söylentilere göre yeri geldiğinde silah desteği dahi verilerek çatışmaların şiddetlenmesinde pay sahibi olunmuştur. Oysa Kuran’a kulak verip iktidara karşı ayaklanmış olan gruplara sukunet telkin edip tarafsız kalınmalı ve sınırlarımızı açarak Suriye’de yaşamak istemeyenlere sığınma hakkı verilmeli idi. Nasıl ki insanların başına gelen kötülükler kendi yaptıklarının sonucu ise toplulukların başına gelenler de yine kendi hatalarının sonucudur. Hem bireysel olarak hem topluluk olarak Allah'ın kanunlarına uyduğumuz ölçüde sorunlardan arınabiliriz. Umarım ülke olarak çok daha fazla zarar görmeden doğruya yönelir ve gerekenleri yaparız.