http://www.zaman.com/yazar.do?yazino=1313025
Terör ve darbe suçlarında tutuklamanın azami süresi 10 yıl olarak korunuyor. Böylece söz konusu davalarda toplu salıverilme ve davaların özünü zedeleme, Ergenekonculara cesaret ve psikolojik avantaj sağlama yanlışına düşülmemiş oldu. Yine tekrar edeyim. Uzun tutukluluk sürelerini savunmuyorum. Davaları hızlandıracak tedbirlerin alınarak muhtemel haksızlıkların önüne geçilmesi başka şeydir. Bir yasa değişikliği ile "taviz veriliyor, pazarlık yapıldı" propagandalarına malzeme sağlamak başka şey...
Yorum:
Değişen Bir Şey Yok..
Hangi kesimden olursak olalım , hepimiz güven içerisinde yaşayacağımız bir hayat arzuluyoruz. Bu amaca ulaşmak için adaletin tam olarak tesis edilmesi gereklidir. Adaletin tesisi için de bağımsız ve tarafsız yargının hakim kılınması kaçınılmazdır. Bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşabilmesi de ancak hakemlik sistemi ile mümkündür. Merkezden atanan savcı ve hakimlerin kendisini atayanların arzuları dışında hareket etmesi mümkün değildir. Bu da doğal olarak bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine halel gelmesi demektir.
Uzunca bir süredir tartışılan özel yetkili mahkemeler hususuna bu gözle bakıldığında ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkacaktır. Bundan 10-15 yıl önce bu ülkenin okullarından mezun olan savcı ve hakimler dindar halkın aleyhine iken şimdilerde yine aynı okullardan mezun olanlar laik kesimlerin fiillerini sorgulamaktalar.
Sadece kendimizi, kendi güvenliğimizi düşünerek bir takım gayri adil oluşumlara destek olmak, savunmak bizleri ancak zalim yapar. Zalimlerden olmak istemiyorsak kitaba kulak vermemiz ve ona göre hareket etmemiz gerekir. Kitabın istediği kurumları tesis edebilirsek hem biz güvende oluruz hem de bizim gibi düşünmeyen ve yaşamayanlar güvende olurlar. Bu da barış ortamının kurulması demektir.
Hakemlik sistemi kurulmadıkça ne yapılırsa yapılsın aslında değişen bir olmayacak.