04.07.2012
Osmanlı'nın askeri yenilgilerle başlayan iniş döneminden beri toplumsal bilincimize yerleşen ve kuşaklar boyudur süren "Batı hayranlığı", zaman zaman gerçekleri de görmezden gelmemize neden oluyor.
Bir örnek bu satırların yazarının da rüyası olan "Avrupa Birliği'ne tam üyelik" meselesinden verilebilir.
Sade biz Türkler değil tüm dünya Avrupa Birliği'nin, Amerika Birleşik Devletleri'ni dengeleyecek süper bir güç olacağını düşündük.
Nasıl New York'tan San Fransisco'ya uzanan alanda tek bayrak, tek para ve tek hukuk varsa, aynı durum Londra'dan Atina'ya uzanan alanda da gerçekleşecekti.
Üstelik bu kıta-devlette liberal demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler ve her alanda haklı rekabet üstün değerler olacaktı. Anlaşmazlıkları iki dünya savaşına neden olan Fransa ve Almanya, aynı para birimini kullanacaklardı.
Müflisler yönetimde
Şu anda bu hayal ne yazık ki yaralanmış durumda.
Ekonomiyi her AB üyesinin siyasetçileri aynı kriterlerle yönetemedikleri için, Güney ülkeleri müflis durumda. Bu da yetmezmiş gibi müflislerin en küçüğü olan Kıbrıs Rumları, 1 Temmuz'dan beri AB'nin yönetimindeler.
Yunanistan'da ve İtalya'da, Almanya ile Fransa tarafından atanmış, ülkelerine hem siyasi hem de ekonomik ipotek konulmasını kabullenmiş yönetimler getirilmedi mi?
İş bununla da bitmiyor.
Ekonomik kriz nedeniyle Kuzey ülkelerinde de yabancı düşmanlığı ve ırkçılık tırmanışta.
Euro sistemine girmeyen İngiltere'de ise "Acaba AB'den ayrılsak mı" diyenlerin sesleri duyulmakta.
Devamı için Not supported field expression!
Yorum:
Adil Düzen Semtleri
Hele şükür. Sonunda birileri Avrupa hayalinden bir şey çıkmayacağını, AB’nin abartıldığı kadar üstün ve ulaşılmaz olmadığını anladı. Bunu bilen biliyor ama asıl bilmedikler bir şey var o da artık yeni trendin Adil Düzen Semtleri olacağı. Artık buraya girmek önemli ve prestijli olacak. İnsanlar akın akın bu semtlerde yaşayabilmek için yarışacak. Evet, bunların hepsi olacak, illaki olacak.
Yakında insanlar ikiye ayrılacak; Adil Düzen’le tanışanlar ve hala uyuyanlar diye, haberleri yok. Adil Düzen’le tanışanlar bu semtlerde kendi oluşturdukları yaşam standartları ve kurallarla yaşarken, uyuyan güzeller hala pahalılık, enflasyon, sosyal baskı, adaletsizlik, emperyalizm, ırkçılık, hırsızlık diye…uğraşadursun.
Bu semtler yeni bir medeniyetin, 3. bin yıl Kuran medeniyetinin başlangıç noktası olacak. İnsanlık için bir ekol oluşturacak. Dünya; parasız ekonomiyi, mağdur etmeyen hukuk sistemini, insanlığa hizmeti hedefleyen yönetimi buradan öğrenecek. Fikri bile rüya gibi, taslağı bile heyecan verici, her anı için sonsuz emekle çalışmaya değer.