HAKİKAT'SİZ İNSAN,İNSAN'SIZ HAKİKAT
1352 Okunma, 1 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Hakikatsiz insan, insansız hakikat

Yusuf Kaplan
ykaplan@yenisafak.com.tr

18 Mayıs 2012 Cuma

İmal-i fikirle iştigal eden bir yazarın, fikrinin –varsa fikriyâtının– bir kıymet ifade edebilmesi, hayatı, varlığı ve hakikati bir bütün olarak mesele edinebiliyor olmasında gizli: Hakikati hiçe sayan, hayatı ıskalayan, insanı gözardı eden bir fikrin –çaba'nın veya sanat'ın- ömrü, değeri ve anlamı, ıskalama, hiçe sayma ve gözardı etme eylemiyle doğru orantılıdır.

O yüzden, hakikati, bu bütün ışığında düşünemediğimiz zaman, "pis bir gerçek", onca emekle, çabayla, çileyle, göz nuruyla geliştirilen o "güzelim teori"yi bir anda yerle bir edebilir. Felsefe tarihinin, esas itibariyle, fikirler mezarlığı olmasının sebebi biraz da bu: Hakikatin izini sürememek: Hakikati, hayattan ve insandan bağımsız bir şeymiş gibi düşünmek...

Oysa hakikat, hayatla mukayyettir; hayat da hakikatle: Öyleyse, nerede, hayat hakikatten ve insandan kopuyor, sahtenin, sığlığın, ayartının peşinden koşuyorsa, bilin ki, orada, hayat için de, hakikat için de, insan için de "cenaze töreni" yapılıyor, demektir.

***

Günümüzde, hakikatin ve hayatın mezarı kazılıyor sürgit: İnsanlar, kendi hakikatleriyle de, hayatın can yakıcı hakikatleriyle de yüzleşmekten kaçıyorlar ve medyaların sahte dünyasına sığınıyorlar.

Oysa medyatik evren, hayatı ve hakikati de, hayatın hakikatini ve hakikatin hayatını da bir ânda tuzla buz eden, ıskartaya çıkaran, anlamsızlaştıran; anlamsızlığı, anlamsızlıkla birlikte gelen sahteliği ve ayartıyı hükümran kılan; böylelikle, insanın zihnini ve kalbini, vicdanını ve algılama biçimlerini, zevklerini ve düşünme yetilerini bitiren, özgürlüğünü yerle bir eden, insanı ontolojik evsizliğe mahkûm eden "pornografi"yi, "pornografik sürgün"ü hayatın ve hakikatin kendisi olarak takdim eden yeni paganların ve yeni barbarların istilâ ettiği sahte bir evrendir.

***

İşte tam da hayatın bittiği, hakikatin hayatımızdan çekilip gittiği bir zaman diliminde, hem hakikatin, hem de hayatın izini sürmek, imal-i fikir eden insanların boyunlarının borcu...

Yazı, hayata değmiyorsa; fikir, hayattan beslenmiyor, hayata taze bir ruh üflemiyorsa, sahtedir; sahici değildir. Hayat, ancak kişiyi, Hayy olan Yaratıcı'ya, Yaratıcı'nın hayat lûtfettiği âleme, âlemin ruhu olan insana ulaştırabildiği ölçüde sürdürebilir hayatiyetini ve hakikatini.

Yazı, yazı'dan fışkıran fikir, hayata bir tohum ekebilmeli ki, hayat/tan taze filizler yeşertebilsin: Hakikat, hayatın bu tohumların meyvelerinden yüzünü göstererek bize göz kırpabilsin: Bizi, sonsuz, doyumsuz yolculuklara çıkarabilsin.

***

Zaman zaman, "devam edeceğim" dediğim hâlde yaz/a/madığım yazılar oluyor. Bunun başlıca nedeni, okuyuculardan gelen itirazlar: Örneğin bir şehrin insana nasıl hayat bahşeden bir şehrâyin menbaı olduğunu yazacağım: Okuyucu, itiraz ediyor söylediklerime: "Hayır" diyor, "aslında benim yaşadığım tecrübe, söylediklerinizin tersinin geçerli olduğunu gösteriyor; yaşadığım, bir acıdan ibaret çünkü. Katlanılması zor bir acıdan."

İşte o zaman, duruyorum orada: Artık yakînen biliyorum ki, yazacaklarım, bu okuyucunun acısını katmerlendirecek: İşte o zaman, sonraki yazıyı yazmaktan vazgeçiyorum.

Yazıyı, neden yaz/a/madığımı sonraki yazışmalarımızda itiraf ettiğim okuyucu, bu kez, "lutfen yazın yazınızı; okuyucuya verdiğiniz sözü tutun" diyor, demesine de, benim vicdanım, yazıyı yazmama elvermiyor, hep o okuyucunun acısına kilitleniyor ve yazamıyorum.

………………………………………………

Aslolan insandır çünkü: İnsan yoksa, ıskalanıyorsa, hiçe sayılıyorsa, gözardı ediliyorsa, orada hayat da, hakikat de anlamsızlaşmış; anlamsız, hakikat olmuş; "anlamsız hakikat" de hayat hâline gelmiş demektir.

***

Bu satırları yazdım ve bir ânda, "acaba bu sütunda haksızlık yaptığım kişiler de oldu mu?" diye bir soru işareti beliriverdi zihnimde: Eğer olduysa, onlardan helallik diliyorum.

Yazı ve yazıyla gelen fikir, sanat ve sanatla üretilen dünya, sınır tanımıyorsa; insanı, hayatı ve hakikati ıskalıyorsa; sahteliğe, soytarılığa ve ayartıya prim veriyorsa; o yazı da, o fikir de, o sanat da olmaz olsun, diyorum.

Not-1: Sanat tartışmasında, Dücane Cündioğlu ile beni birbirimize düşürmeye çalışanlar olduğunu gözlemliyorum. Buna fırsat vermemek için son yazıları yumuşattım: Dücane, benim kardeşim çünkü. Esas itibariyle, aynı "yer"de olduğumuzu düşünüyorum. Farklılıklarımız olacak; bu da doğal. Ayrıca bu yazılarda, izaha muhtaç bazı "problemli" söylemleri tartışırken, aslında doğrudan Dücane'nin söylediklerini değil, –özenle vurguladığım gibi- Türk entelijansiyasının genel tutumunu tartıştım. Aksi takdirde isim verirdim. Kaygım, hakikat; gerisi teferruat: O yüzden bu notu düşüyorum.

Not-2: Bu yazı, aslında, bir İHH yazısıdır; İHH'nın olağanüstü, sınır-ötesi çabalarını anlamlandırmak, başarılarını kutlamak için kaleme alınmıştır.

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32448&y=YusufKaplan

 

Yorum;

PERGELİN SABİT UCU

Yazar okuyuculardan bahsederek bazen onlara göre bazı

yazılarımı yayınlamıyorum diyor.

Yani duvarımın bazı tuğlaları boştur demek oluyor yazarımıza göre.

Kur’an’a istinat etmeyen her yazı,söz ve çaba yıkılmaya

Yok olmaya mahkumdur.

Bu da usul ve usullerle mümkündür.

Bu konuda ilk ve tek örnek”Akevler Usulü”dür.

Bence Yusuf Kaplan mevcut inşaatı devretsin veya bıraksın.

Adil Düzen çalışanlarına katılsın biran önce.

Çünkü pergelin sabit ucu Allah(cc)tarafından “Akevler”olarak

seçilmiştir.

Yukarıdaki  dua bizim herkes için her zamandaki duamızdır…

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
25.05.2012
06:36

AMİİİN...





Sayı: 153 | Tarih: 20.05.2012
Ruşen Çakır
Fenerbahçe, Gülen cemaati ve medyamızın hali
Gülen Fobisi
2310 Okunma
14 Yorum
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Futbol Çılgınlıklar
E, bebeğim eee eee, eee...
1358 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
HAKİKAT'SİZ İNSAN,İNSAN'SIZ HAKİKAT
PERGEL'İN SABİT UCU
1352 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Osman Can da Kemalist olmuş
Yargı komedisi - Perde 17542
1331 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Yönlendirme
Alt kimlik ve yerel yönetim
1305 Okunma
8 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Altan
Uludere ve Yalanlar
Önyargı
1183 Okunma
3 Yorum
Vahap Alma
Hüseyin Gülerce
Peygamber Yolunun Müjdesi
Peygambere İman
1140 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler