05 MAYIS 2012
Siyonistler, Kripto Yahudiler, Masonlar, ateistler, Kemalistler, tüm İslam düşmanları, vesayetçiler; Türkiye'de icazetli ve vasıflı din alimi, fakih, din görevlisi yetiştirecek İSLAM MEDRESELERİ'nin açılması istemiyor?
Böyle medreselerin açılması insan haklarına aykırı mıdır, suç mudur??.. Kesinlikle değildir. Aksine insan haklarının ve din hürriyetinin olmazsa olmaz şartıdır.
Öyleyse soruyorum:
Türkiye'de yaşayan on milyonlarca Sünnî Müslüman niçin bu medreselerin tekrar açılması için gereği gibi, etkili şekilde, yeterli miktarda çalışmıyor, iktidara baskı yapmıyor?
Niçin Ankara'daki ilgili makamlara en az bir milyon dilekçe verilmiyor?
Niçin, siz bizim medreselerimizi açmazsanız gelecek seçimde biz de size oy vermeyiz denilmiyor?
Yine niçin tarikat ve tasavvuf tekkelerinin, zaviyelerinin, dergahlarının tekrar açılması için milyonlarca sûfî vatandaş harekete geçmiyor, yasal sınırlar içinde baskı yapmıyor?
Yine, Diyanet'in devletten bağımsız özerk bir kurum haline getirilmesi istenmiyor?
Niçin, Tevhidî eğitim yapacak İslam mektepleri kurulması için harekete geçilmiyor?
Niçin bu devletin, bu halkın, bu ülkenin bin yıldan fazla kullanmış olduğu İslam/Kur'an yazısı üzerindeki yasakların kaldırılması; Osmanlıca gazete, dergi ve kitap çıkartılmasına imkan verilmesi için milyonlarca vatandaş harekete geçmiyor?
On milyonlarca Müslümanın üzerine ölü toprağı mı serpilmiştir?
Müslümanlar en tabiî ve temel haklarını arayamayacak kadar afyonlanmış ve sersemletilmiş midir?
Heybeliada'daki Rum Ortodoks Ruhban mektebinin açılması gündemde ama İslam medreselerinden bahs eden yok.
Çeşit çeşit masonik dernekler tam ve engin bir hürriyet içinde rahatça toplanıyor, ritüellerini, âyinlerini icra ediyor ama Müslümanların tasavvuf müesseseleri hâlâ resmen ve kanunen yasaktır. Niçin seslerini çıkartmıyorlar?
Bu memlekette İngilizce, Fransızca, Rumca, Ermenice ve diğer bütün dil ve alfabelerle yayın yapmak serbesttir ama Osmanlıca gazete, dergi, kitap çıkartmak yasaktır. Bu zalimane yasağın kaldırılması için uyanık, şuurlu, vicdanlı, kültürlü, vazifeli, sorumlu Müslümanlar niçin harekete geçmiyor?
Evet tekrar bağırıyorum: Müslümanların üzerine ölü toprağı mı serpildi?
Müslüman kesim ayakta mı uyuyor?
Bugünkü gafletin, ihmalkarlığın, nemelazımcılığın yarını hiç iyi olmaz!..
Bu gerçeği bir söyleyen bulunsun...
Yazının devamı için;
http://www.milligazete.com.tr/makale/muslumanlarin-uzerine-olu-topragi-mi-serpildi-238103.htm
YORUM:
Seçmeli Ders Olarak Osmanlıca
İslam medreselerinde Kuran ilmi yanında pozitif ilimlerinin de öğretilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.Çünkü Kuran her iki ilimle anlaşılabilir.
Lise eğitiminde en azından seçmeli ders olarak Kuran ilimlerinin ve Osmanlıca derslerinin öğretilmesinden yanayım. Sadece bunlar değil, pozitif ilimlerle birlikte öğretilmelidir.Şu ana kadar ya pozitif ilimler ya da Kuran ilimleri öğretilmiş.İkisi birlikte öğretilmesinden yanayım.
Her ne kadar M.Şevket Eygi de tüm yazılarında Kuran'dan çıkarılan yeni yorumlara katılmadığını belirtse de ben böyle düşünmüyorum.Kuran'ı sadece Hanefi zamanında anlaşıldığı kadarıyla yetinmeyi yeğliyor ve yeniliklere karşı çıkıyor. Tabi bu yenilikler kafamıza göre değil, Kuran gramerine uygun bir şekilde yorumlanmasıyla olmalıdır.Yoksa isteyen istediği gibi yorumlamalara gidebilir. Bu yüzden de M.Şevket Eygi'de başta olmak üzere yeni içtihatları kabul etmeyeceklerdir.
Eskiden Osmanlıca yazısının yasaklanmasının sebebi Latin harflerine geçişin olamayacağını düşündüklerinden kaynaklanmış olabilir. Günümüzde ise serbest olması gerekir. Bir zararının olacağını düşünmüyorum. Çok rahatlıkla seçmeli ders olarak okutulabilir. Çocuklarımıza okullarda nasıl ki en az iki yabancı dil eğitimi veriliyorsa Osmanlıca da verilebilir.Yabancı dil öğreten okulun daha önemli olduğu bu zamanda bu çok rahatlıkla yapılabilir.