14 ŞUBAT 2012
EVET büyük, önemli, hayatî soru budur: Ey Müslüman!.. Allahla barışık mısın? Bu soruyu bir ateiste, inkarcı bir kafire sormuyorum, önce kendime, sonra mü'min kardeşlerime soruyorum.
Sakın gaflet ile, yahut riya ve nifak ile Allah'a ve Resulüne savaş ilan etmiş olan o beyinsizlerden olmayalım?.. Kur'an "Ribacılar Allaha ve Resülüne savaş ilan etmişlerdir" buyurmuyor mu?
İtikadında (inanca ait inanç ve bilgilerinde) vahim, öldürücü bozukluklar varsa Allah ile nasıl barışık olabilirsin?
Allah kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzehtir. O zamandan, mekandan, cisim ve şekil olmaktan, yaratılmış şeylere benzemekten münezzehtir.
Kur'anda üzerinde en fazla durulan ibadet beş vakit namazdır. Resul (Salat ve selam olsun ona) kendisine "yakîn" yani ölüm gelinceye kadar namaz kılmıştır. Bizim namazla aramız nasıldır?
Allah, kendisi ile olan bütün işlerimizde ihlası emr ediyor. Biz ihlaslı Müslümanlar mıyız? İhlas olmadan Allah ile barışık olmak mümkün müdür?
Allah biz mü'min kullarına istikameti/doğru ve dürüst olmayı emr ediyor. Biz doğru Müslümanlar mıyız?
Allah bize adaleti emr etmiş, biz adaletli Müslümanlar mıyız, zalim Müslümanlar mı?
Allah bizi iman eden, namaz kılan, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapan bir Ümmet olarak tanımlıyor. Biz şu anda Ümmet miyiz, yoksa birbirinden kopuk şaşkın sürüler haline mi düşmüşüz.
Allah mü'min, sâlih, âbid, günahlarına tevbe eden kullarına müjdeler veriyor; azgınları, sefihleri, haddi aşanları uyarıyor, tehdit ediyor. Bunlardan haberimiz var mı?
Allah mü'minleri israfa karşı uyarıyor, Kur'anda "Müsrifler (israf edenler) şeytanın kardeşleridir" buyuruyor. Biz bunca uyarıya rağmen hâlâ gaflet ederek, şeytana ve nefsimize uyarak israf ediyorsak Allah ile barışık olabilir miyiz?
Allah bize hepiniz toptan Allah'ın ipine (Kur'ana, Şeriata) sarılınız, sakın ayrılıp parçalanmayınız, parçalanırsanız gücünüz elden gider mealinde apaçık bir ayet göndermiştir. Bizim bu konuda durumumuz nedir?
Allah, Kur'anında, Resulüne itaat etmemizi kesin şekilde emir buyuruyor. Biz Resulün Sünnetine, talimatına uyuyor muyuz?
Allah bize kafirleri dost ve velî edinmememizi bildirmiş, biz ne yapıyoruz?
Allah, Kendi katında İslam'dan başka makbul, hak, geçerli din olmadığını bildirmiş, bizim bir kısmımız ise üç ibrahimî hak din vardır, üçünün bağlıları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir bozuk inancına takılmış...
Allah Kur'anda zekatın kimlere verileceğini açık ve seçik şekilde belirtmiş, biz zekatlarımız dosdoğru veriyor muyuz? Kur'ana, Sünnete Şeriata uygun şekilde veriyor muyuz?
Kendisine uymamız, emir ve öğütlerini dinlememiz farz olan Peygamber bilhassa sabah namazlarının cemaatle kılınması konusunda çok kesin emirler vermiş. Biz seher vakitlerinde o emirleri tutup camilere gidip cemaatle namaz kılıyor muyuz; yoksa ya yatak kıyafetimizle evde münferiden mi kılıyoruz, yahut yatağımızda leşler gibi uyumak suretiyle hiç mi kılmıyoruz?
Allah, kendisine nimetler verdiği kullarının bu nimetleri yoksullarla paylaşmasını istiyor. Biz böyle yapıyor muyuz?
Allah bizden, dünya hayatıyla ilgili faaliyetlerimizi soracağını bildirmiş. Resul "Rüşvet alan da veren de ateştedir" buyuruyor. Bizim rüşvetle, fesatlı ihalelerle; haram, kara, kirli servetlerle, necis gelirlerle, gayr-i meşru komisyonlarla aramız nasıl?
Allah "Onlar mü'min kardeşlerine karşı merhametli, yumuşak, şefkatli, harbî kafirlere karşı serttir" mealinde ayet göndermiş. Bizim bazımız mü'minlere karşı pek yavuz, harbî ve militan kafirlere karşı pek muhabbetli. Nasıl oluyor bu iş.
Daha yazmayayım, soruyu tekrarlıyorum: Biz Müslümanlar Allah ile barışık mıyız?
Onun emirlerini tutuyor, yasaklarından kaçınıyor muyuz?
Resulüne itaat etmemizi, O bize ne getirdiyse almamızı, O'nun izinden gitmemizi, O'nun bizim için en güzel bir örnek olduğunu, binaenaleyh O'nun Sünnetine sarılmamızı, O'nun ahlakı ile ahlaklanmamızı emr ediyor.
Biz ne yapıyoruz? Bu emirlere uyuyor muyuz?
Yazının devamı için http://www.milligazete.com.tr/makale/allah-ile-barisik-olmak-230100.htm
Yorum:
Maun Suresini Unutmayalım
Kuran’da anlatılan emir ve yasakları kendimiz öncelikle uygulamalıyız. Bu kişisel olarak yapılan şeydir. Üstelik şimdi tüm Müslümanların yaptıkları da bunlardır. İslam adına başka bir şeyde yapmamaktadırlar.
Topluluk bazında insanların sorunlarına Kuran’dan çözümler aranmalıdır. Sayın Eygi’nin söylediği emirleri ve yasakları kişiler yapıyor. Topluluk olarak yaptıkları söylenemez. İslam düzeni için de çalışılmalıdır.
Kuran’da yalnız ahlaki yönde bilgiler ve uyulması gereken yasak ve emirler yoktur. Topluluğun adil bir şekilde düzenlerinin olmasını da anlatmaktadır.
Kuran’da anlatılan maun suresinde olan yoksulu ve miskini doyurmaları için çalışmayanların namazlarının boşuna olduğunu söylemektedir. Bunun için kişisel yardımlar bir yere kadar olur. Bu sistemini oluşturmamız için çalışmalıyız.