13 EYLÜL 2011
Biz Müslümanlar adam olur muyuz?.. Soruyu daha kesici bir üslupla sorayım: Biz Müslümanlar, doğru ve gerçek Müslümanlar olur muyuz?
Elbette Müslümanların içinde doğru ve sâlih olanları vardır ama yüzde kaçtır?
Sabah ezanları okunur camiye gitmeyiz.
Cuma ezanı okunur, iş yerimizi dükkanımızı kapatmayız.
Somali'de milyonlarca Müslüman aç kalır, biz beş yıldızlı otellerde lüks iftarlarımıza ara vermeyiz.
Ceza Kanunundan zina suçu çıkartılır, biz kılımızı kıpırdatmayız.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı değiştirilmek, yerine BOP Müslümanlığı konulmak istenir, biz aldırmayız.
Bazı büyük tv'lerin ekranlarından evlerimize fuhuş, zina, işret, fısk, fücur, isyan, günah, edepsizlik, ahlaksızlık, pislik lağımları akar, nicemiz koltuklarımıza kurulur hiç utanmadan zevkle seyrederiz.
Kur'an ve sünnet bize tek bir Ümmet olmamızı emr eder, biz yüzlerce birbirinden kopuk fırkaya ve hizbe ayrılır, tefrikaya düşeriz.
Dinimiz bize haram yemeyin der, nicemiz, şeytandan alınmış fetvalara dayanarak haram yer.
Kur'an ve Sünnet israfı yasaklamıştır. Bizim imkanlılarımız ise gırtlaklarına kadar israfa batmıştır. Hem Müslüman geçiniriz, hem israf ederiz.
Din kitapları alırız okumayız.
Okursak manasını iyice anlamayız.
Anlasak bile öğrendiğimiz bilgileri hayata uygulamayız.
Bozuk düzene iyi deriz.
Kimimiz din baronlarını erbab haline getirir, onları uyarmayız.
Dinde çıkartılan bid'atlerle mücadele etmeyiz.
Doğru dürüst zekat vermeyiz.
Fakir ve miskin Müslümanlar sürünürken biz keyf ve safa içinde lüks hayat süreriz.
Doğru dürüst emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayız.
Beş vakit namaz kılanların oranı yüzde 10'a düşmüştür ama biz Ümmet çapında (Ümmet nerede?) bir namaz seferberliği başlatmayız.
Bir kısmımız tesettürü bile ne hallere, ne boyalara soktu.
Kimimiz hahamlarla, papazlarla bir araya gelir, öpüşür, kucaklaşır, muhabbet eder ama on İslam büyüğü bir araya gelmez.
Çoğumuz Kur'an'ın yap dediklerini yapmaz, yapma dediklerini yapar.
Ahir zaman yangınları, zelzeleleri, kasırgaları, selleri içinde piknikler yapar, keyfimize bakarız.
Dünya yıkılsa zevk u safamızdan vaz geçmeyiz.
Lüks meskenlerimiz, lüks otolarımız, lüks yazlıklarımız, lüks giysilerimiz, lüks sofralarımız gurur ve kibir verir nicemize.
Vur patlasın, çal oynasın.
Keyfe mâ yeşa... Oh kekâh!..
Biz bu kafayla nasıl adam oluruz?
Nasıl olgun ve uyanık Müslüman oluruz?
Ey bu Ümmeti uyarmakla vazifeli münâdiler, nerdesiniz?
Niçin nefirlerinizi kulakları sağır edecek bir avazla ve devamlı olarak öttürmüyorsunuz?
Niçin bizi hâb-ı gafletten uyandırmıyorsunuz?
Bu Ümmetin hali ne olacak?
Ne olacak?
Ne olacak?..
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Tebliği Edilirse Neden Olmasın!
Biz Müslümanların hali tebliğ edilmedikçe ne yazık ki böyle kalacak. Müslüman, mümin olmadığı müddetçe yukarıda yazılanları yine yapacaklardır.
Ayrıca istediğiniz şeyleri kaç kişi bilmektedir. Bilenler de konuşmamaktadır veya konuşturulmamaktadır.
Bunların en güzel çözümü tv’lerde “Kuran’a göre çözümler” adlı bir program yapılmalı ve oraya ne olursa olsun bilgili ve doğruları anlatan eğitimli kişilerin konuşmaları, tartışmaları olmalıdır. Tartışılan konulara verilen çözümlerin de Kuran’dan verilen ayetlerle olmalıdır. Böylece izleyenler bilgi sahibi olurlar.
Bu tür programlara da çok sık yer verilmelidir.