Öcalan’ın amacı ne?
Pek anlaşılmaz bir durum var ortada.. Bir yanda Başbakan terör konusunda kurulması mümkün olmayan bir bağlantı kurarak “Silivri-Kandil senaryoları oynanıyor” diyor. Öte yanda Öcalan arka arkaya açıklamalar yaparak kendini “hükümetten mümkün olduğunca uzak” göstermeye çalışıyor.
HABUR’DAN NASIL GELDİLER?
Sanki “açılım” günlerinden başlayarak “BDP-PKK ve Hükümet arasında” çeşitli görüşmeler, anlaşmalar yapılmamış, örneğin ‘Habur’dan gelen PKK’lılar kendi başlarına, akıllarına estiği için gelmiş’ gibi... Sanki referandum öncesi başlayan “terör örgütünün eylemsizlik kararı” da öylesine, PKK bir yıl boyunca eylem yapmak istemediği için alınmış” gibi..Peki Habur’dan gelenler neden “liderimiz Öcalan istediği için geldik” demişlerdi? Ve Öcalan buna “TEK BAŞINA, HÜKÜMET İŞİN İÇİNDE OLMADAN” mı karar vermişti?
HEYETİN DETAYLARI..
Eğer Böyleyse Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç neden “Bundan sonra başka PKK’lıların da gelmesini bekliyorum” demişti? Öcalan neden bu açıklamanın ardından; “Durun bakalım, önce vaatlerinizi tutun, taleplerimizi karşılayın, o zamana kadar başka kimse gelmeyecek” anlamında konuşmuştu?
Yakın zamana kadar da PKK terör örgütünün lideri “Devletten heyetlerle olumlu görüşmelerin sürdüğünü” İmralı’dan büyük bir coşkuyla anlatıp duruyordu. Sonra seçim yaklaştıkça bir şeyler oldu; Başbakan “Kürt sorunu yok” diyerek BDP-PKK ikilisini halka şikayet etmeye başladı, Öcalan bir yandan “savaş çıkar” şeklinde,hükümetle gerilim ortamı yaratacak söylemlere girişti, bir yandan da hiç gerek yokken “kendisiyle görüşen heyeti detaylarıyla tarif”e..
HEP AYNI TARİH..
Dün yayımlanan son açıklamasında Öcalan “Başbakan sorunumuzun çözümüne yeşil ışık yakmazsa sonrası isyandır. 15 Haziran’a kadar çıksın konuşsun ve ‘silahlı güçlerini bir yere çeksinler. Biz demokratik anayasal çözüm geliştireceğiz’ desin. O zaman savaşı durdurmuş olur, yoksa..” dedikten sonra “başkaldırı”dan, “isyan”dan söz ediyor.
Yine “15 Haziran” son tarih.. Biz de yine soralım; mesela neden 11 Haziran olamıyor da hep 15 Haziran tarihini veriyor Öcalan? Madem ki bu “ne olduğu açıklanmayan” anayasal çözümden emin değil, neden hala o tarihi hiç değiştirmiyor? Çok garip bir durum.
BAĞIMSIZ MI, NASIL YANİ?
Devamında, görüştüğü heyetin “ne tam hükümet memuru, ne de kandırmaca bir devlet ekibi olduğunu, ‘bağımsız bir ekip’le görüştüğünü,bu heyetle görüşmenin ciddi olduğunu” bildiriyor ama en vurucu cümle sonda:
“Ancak hükümeti ikna güçleri var mı? ABD’ye rağmen bir şey yapabilecekler mi?”. Bu cümleyle PKK lideri bizi “devlet heyeti denen heyetin hükümetle ilgisi olmadığına ve olayın ABD’ye de karşı gelişeceğine” ikna etmiş oluyor, ya da kendisi “herkesin buna inanacağına” ikna olmuş. Ama işte bu bomba açıklama da diğerleri gibi hiç inandırıcı değil.
Bir kere Türkiye’de şu anda “bir devlet heyetinin, özel veya devlet kuruluşunun, medyanın, yargının Başbakan’ın bilgisi dışında kuş bile uçuracağına” kimse inanmaz. Ondan habersiz heyet filan olmaz. Aynen “ABD’den habersiz bir Güneydoğu kararı verilemeyeceği” gibi.. Büyük Ortadoğu Projesi ne oldu, Türkiye bunun dışında mı, buna mı inanacağız?
YEŞİL IŞIK İSTEYECEĞİNE..
Hayret edilecek şey, Öcalan’ın “yeşil ışık” isteyeceğine aylardır “yeni anayasadaki ilgili değişiklikleri” sormayışıdır. Oysa ne kadar kolay olurdu; hükümet açıklardı, onlar öğrenirlerdi ve bu tehditlere gerek kalmazdı. Bunu yapmayışlarının nedeni “seçimden sonrası için verilen sözler ve o zamana kadar ortalığı bulandırmamak ama bir yandan da çekişiyor görünmek” olabilir mi? Bunu bir ay içinde anlayabileceğiz ancak! Muhalefet partilerinin aklına bu sorular gelmiyor mu, yoksa onlar da oy hesabıyla mı susuyorlar?
Yorum:
Güneydoğu
Yazarın söyledikleri genelde yorum değil bilgi niteliğinde.Aktardıkları oyun değil ciddi de olabilir. Ama her ne olursa olsun Güneydoğu yine karışıyor. İnsanlar huzurun tesisinde endişeli. Karmaşa ve kaos hakim olmaya çalışıyor. Birkaç yıldır var olan istikrar ortamı kırılmaya başlıyor.
Çıkarılması öngörülen Anayasa'da ne varsa inşallah hayırlısı olur. Çünkü Güneydoğu çok bedel ödedi. Barış ve istikrarın hakim olması şart. Başka ihtimaller ürkütüyor insanı.