16 MAYIS 2011
İki sene kadar önce kıdemli bir savcı ile görüşüyordum, bana "Düzenin 50 bin dinleme elemanı varmış..." demişti.
O günden bugüne belki de yüz bin olmuştur.
Başta İstanbul olmak üzere ülke gizli ve açık kameralarla donatıldı.
Yatak odalarına kadar kameralar konuldu.
Umumi tuvaletlerde bile halk gözleniyor.
Telefonlar dinleniyor... Bilgisayarlar izleniyor...
Dijital arşivler... Zinalar fuhuşlar... Günahlar ayıplar... Yatak odalarındaki müstehcen sahneler...
İslam dini bunlara nasıl bakıyor?
Dinimiz aşikare fısk ve fücuru, herkesin arasında açıkça ve küstahça işlenen günahları hoş görmez...
Buna karşılık insanların gizli günah ve ayıplarının araştırılmasına da izin vermez.
Siyaset pazarına birtakım gizli günah kasetleri sürülüyor. Böyle şeyler hukuka da ahlaka da aykırıdır.
Hazret-i İsa aleyhisselam öfkeli bir kalabalığın bir kadını sürükleyerek götürdüğünü görünce sormuş:
- Bu kadını nereye götürüyorsunuz?
- O bir zaniyedir recm etmeye götürüyoruz demişler.
- Ona ilk taşı içinizde hiç günah işlememiş biri atsın buyurmuşlar...
İslam dininde, Şeriatında, fıkhında zina suçunun ispatı çok ama çok zordur. Evli olmayan bir erkekle bir kadın aynı yatakta yatarken görüldü... Bu görülmeyle zina suçu sabit olmaz. Dört şahidin cinsel münasebeti gözleriyle görmüş olması gerekir. Suçlular evliyse ondan sonra recm cezası tatbik edilebilir.
Bir kadına zina suçu isnad edip de bunu ispat edemeyene kazf haddi (cezası) tatbik edilir, seksen sultani sopa vurulur. Bunlar onun canını bile çıkartabilir.
Gizli kameralarla çekilmiş yatak odası sahneleriyle siyasi rakiplerini vurmak iyi ve meşru bir yol değildir. Bu dünya etme bulma, men dakka dukka dünyasıdır. Böyle silahlar bumerang gibidir. Döner dolaşır şu veya bu şekilde ilk atanın başına iner.
Müslümanlar bu gibi belden aşağı vurmalara, gizli kameralarla çekişmiş kasetleri piyasaya sürmelere iltifat ve rağbet etmemelidir.
Ahlaksızlık, pislik, fuhuş, zina, fısk, fücur, isyan açıkta herkesin ortasında küstahça yapılırsa o zaman iş değişir.
Kur'an tecessüsü, gizli ayıpları araştırmayı yasak ediyor ama açıkça yapılan münkeratın ve günahların nehyini (önlenmesini, yasaklanmasını) emir buyuruyor.
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) "Bir kimseyi bir ayıbından dolayı ayıplayan kimsenin başına aynı ayıbı vermeden Allah onun canını almaz" buyurmuşlardır.
Müslümanlar bugünkü pislik, kazurat, çirkef, sidik müsabakalarına katılmamalıdır. Böyle bir şey onlara yakışmaz.
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
İyilik-Kötülük
İnsanların siyaset için ya da başka şey için olmayacak şeylere başvurmaları olur şey değildir. Dinimiz kötülüklerin açıkça söylenmesini ve gösterilmesini yasaklamıştır. Bunun sebebi diğer insanlara örnek teşkil edeceğindendir. Gerçektende bugünlerde özellikle siyasetle uğraşanlar için ayarlanmış bu kaset görüntüler işe yaramış, medyaya sunulan bu kaset görüntülerle insanlar siyasetten uzaklaştırılmışlardır. Böylece bunu yapanlar amacına ulaşmışlardır.
Unutulmasın ki kim böyle şeyleri yaparsa ona da yapılmayacağının garantisi yoktur. Mutlaka onlara da bu veya buna benzer şeyler yapılır. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. İyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan kötülük bulur. Ayrıca bu dünyada olduğu gibi ahrette de kötülüğün ve iyiliğin karşılığı vardır. Kuran bunun için kötülüğün karşılığını aynısı olarak, iyiliğin karşılığını ise on katı olarak söylemektedir.
Kim, bir iyilikle gelirse; ona, onun on katı vardır. Kim de bir kötülükle gelirse; o, ancak misliyle cezalandırılır. Ve onlara haksızlık edilmez.(En’am-160)
Buradan aklıma annemin sıkça kullandığı, çok sevdiğim güzel sözünü söylemek istiyorum. “İyiliğe iyilik her adam işi, kötülüğe iyilik er adam işidir.” İnsanlara yapılan kötülüklere iyilikle cevap vermek gerçekten çok zor olup, erdemli ve olgun kişilerin işidir.