Yolsuzluk yapan bakanlar meselesi
1117 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

19.05.2011

ESKİ bakanlardan Kürşad Tüzmen, Odalar Birliği Genel Kurulu'nda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanına yaklaşıp, “Benimle ilgili yolsuzluk yaptı demişsiniz. İşte karşınızdayım. Hangi yolsuzluğu yaptıysam yüzüme söyleyin” demiş.
Kemal Kılıçdaroğlu da bu meydan okuma karşısında “Ben sizi kastetmedim” demiş.
Ve ortalık toz duman.
“Yandaş” cephe, “Kemal Kılıçdaroğlu bir kez daha çark etti” başlıkları için ellerini ovuşturuyor.

* * *

Bu hayhuy içinde kulak veren olur mu bilmem ama işin aslı şöyle:
Kemal Kılıçdaroğlu, “Yolsuzluk yapan bakanlar” iddiasını, Başbakan Erdoğan'ın bir açıklamasına dayandırdı.
Başbakan Erdoğan şöyle diyordu:
“Benim bir bakanım bunu (yolsuzluk) yapamaz. Bugüne kadar bazı bakanlarla alakalı atılmış adımlar varsa bunun gerekçeleri vardır, bugün birçoğu milletvekili adayı olamadıysa nedenleri vardı.”
Kemal Kılıçdaroğlu da bu açıklamadaki boşluğu yakaladı.
Ve şöyle dedi:
“Milletvekili adayı yapmadığınız bakanlardan hangileri ne tür yolsuzluklar yaptı da aday olamadı? İsimlerini açıklayın o bakanların?”

* * *

Yani Kürşad Tüzmen, Kemal Kılıçdaroğlu'na hesap soracağına Başbakan Erdoğan'a soru sormalıdır. Demelidir ki:
“Bizi töhmet altında bıraktınız. Lütfen hangi bakanların hangi gerekçelerle milletvekili adayı yapılmadığını açıklayın da töhmetten kurtulayım.”

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

Yorum:

Kişiler ve sistemler

Meydan kalabalık, lideri bekliyor. Lider geliyor ve "Onlar şöyle kötü, bunlar böyle kötü, biz böyle iyiyiz" diyerek söze başlıyor, söze böyle devam ediyor ve sözü bu şekilde bitiriyor.

Bu manzara artık o kadar rutinleşti ki kanıksandı. Siyaset, başkasının kötülüklerini ortaya sermek, kendisinin ne kadar iyi olduğunu anlatmak haline geldi. Gelişen teknoloji ile başkasının kötülüklerini ortaya dökmenin başka yolları da ortaya çıktı. En tipik teknolojik yöntem internette kaset yayınlamak oldu.

Hakkın gelip batılın gitmesinin yolu kötü insanların yönetimden uzaklaştırılıp iyi insanların yönetime gelmesi midir? Bir çok insan buna "elbette evet" diye cevap verecektir. Ama genellikle ilk akla gelen cevap doğru cevap olmaktan uzaktır. Bunun cevabının hayır olma sebebini bir örnekle açıklayalım. Bir kazanda yemek olsun. İçine sadece bir çay kaşığı mikroplu yemek ekleyin. Ne olacağı gayet açıktır. Bütün yemek bozulacaktır. Bu sefer içine temiz yemek ekleyelim ve mikropları azınlık haline getirip seyreltelim mi? Herkes gayet iyi bilir ki kattığınız yemekler de bozulacaktır. İşte bozuk düzen içinde iyi insanları yönetici yaparsanız onlar da böyle bozulacaklardır.

Çevrenize bakın, böyle olduğunu göreceksiniz. Ben çok açık ve net görüyorum, beş vakit namazlı insanların nasıl rüşvetçi olduklarını. Çünkü rüşvet ve zulüm düzeni içinde onlar iyi insan olarak kalamazlar. Ya kötülüğe ses çıkarmayacaklar ya da kötülerle beraber hareket edeceklerdir.

Bir hastanemizde bir temizlik personelimiz vardı. Çok sessiz, saf ve iyi bir insan, şu an emekli oldu. Bana bir gün nöbette anlattı. Gümrükte memur olarak işe başlamış, bir zaman. Yeni işe başladığında diğer memurlar buna payını getirmişler. Bu almamış ve çok kızmış. Benim olduğum yerde buna müsaade etmem demiş. Sürekli baskı yapmışlar. Ya sen de rüşvet alacaksın ya da seni buradan göndereceğiz demişler. Sonunda göndermişler.

Zamanında çok iyi niyetlerle, Allah rızası için belediyelerde, devlet dairelerinde görevler alan mücahitlerin nasıl müteahhitlere dönüştüğü hepimizce malumdur.

Peki çözüm nedir? Yönetimi kötü insanlara mı bırakacağız? Elbette hayır. Çözüm düzenin değişmesidir. Bir su şebekesi içine sürekli temiz su katarak suyu temizleyemezsiniz. Ancak su arıtma tesisini kurarsanız ne kadar pis su katarsanız katın arıtma sisteminde hepsi temizlenecektir. Gün gelecek ve arıtma tesisi eskiyecek ve bozulmaya başlayacaktır. O zaman da çözüm yine için temiz su katmak değil arıtma tesisinin daha güzelini, daha iyisini geliştirmektir. Düzen bir arıtma tesisidir. Siz hak düzeni yani Adil Düzen'i getirirsiniz. O düzen arıtma işini yapar. Uzan yıllar geçer, günün şartlarına uygun hale gelmezse düzen bozulur ve o zaman da yeni Adil Düzen gelir ve sistem işler.

Çözüm iyi insanların bu düzen içinde başarılı olmak için değil düzeni değiştirmek üzere gelmesidir. Aksi halde o iyi insanların da bozuk düzen içinde, faizli, zinalı, acımasız, ahlaksız düzen içinde nasıl da bozulduğunu izlemekten başka bir şey göremeyeceksiniz.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 101 | Tarih: 22.05.2011
Ahmet Taşgetiren
Bahçeli'nin resti yetmezdi, yetmedi
Tek Eşlilik Baskısı
2055 Okunma
13 Yorum
Zübeyir Erol
Ruşen Çakır
Şantajla yaşamayı öğrenmek
Kuran'la yaşamayı öğrenmek
1255 Okunma
3 Yorum
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Kazurat ve Sidik Savaşları
İyilik-Kötülük
1180 Okunma
4 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Yolsuzluk yapan bakanlar meselesi
Kişiler ve sistemler
1117 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Kasetli siyaset
Kuklaların siyaseti
1060 Okunma
6 Yorum
Süleyman Karagülle
Zülfü Livaneli
kafalarımızın içindeki kilit
kafası kilitli müslimanlar
1049 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Ruhat Mengi
Öcalan'ın amacı ne?
Güneydoğu
1047 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma