Ruşen Çakır - rcakir@gazetevatan.com
12.05.2011
DÜN, üç büyük partinin lideri Trakya’daydı. Kırklareli, Tekirdağ, Edirne ve bu illerin önde gelen bazı ilçeleri Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’den en az birini ağırladılar. Dün ben de o civarlardaydım. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan dostum ve meslektaşım Nedim Şener’i ziyaret ettim. Nedim’in sağlığı ve morali yerinde, selamları var, ancak kendisiyle yaptığım yaklaşık bir saatlik görüşün izlenimlerini yarına bırakıp bugün Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde izlediğim MHP mitinginden ve Bahçeli’den söz etmek istiyorum.
MHP geleneksel olarak Trakya’da çok güçlü değildir, bu nedenle Çorlu mitingi bu parti hakkında genel bir değerlendirme yapmak için çok da isabetli olmayabilir. Bununla birlikte Çorlu’da, bu seçimlerde MHP diye bir partinin de varolduğunun tescillenmiş olduğunu gördüm. Evet, cümlemin biraz acayip kaçtığının farkındayım, fakat ister genel, ister yerel olsun, son dönemlerde yapılan seçimlerde MHP, özellikle medya tarafından sanki yokmuş gibi algılanmıştı. Bu durumda medyanın payı daha ağır olmakla birlikte, başta Bahçeli olmak üzere, gazetecilerle aralarına epey mesafe koyan MHP kurmaylarının da payı büyüktü. Fakat bu seçimlerde bir süredir farklı bir olguyla karşı karşıyayız, çünkü MHP kampanya süecinde adı en fazla geçen partilerden biri olmuş durumda. Bunun iki ana nedeni var:
1) Dört ayrı MHP kurmayı (ve seçilebilecek yerlerden milletvekili adayının) hakkında internet üzerinden dolaşıma sokulan kasetler.
2) Bahçeli’nin bir mitingte “bisküvi” yerine “püskevit” demesinin sosyal medyada yaygın bir şekilde dolaşıma sokulması.
Devamı için TIKLAYINIZ
Yorum:
“Püskevit” memnuniyeti”
Haziran genel seçimleri yaklaşırken tüm partilerde bir hareketlilik hakim. Miting alanları dolup taşıyor. Siyasiler tüm ülkeyi dolaşarak oy toplamayı sürdürürken görünen o ki medya da malzeme sıkıntısı çekmeden kolayca haber yapabiliyor. Acaba?
Acaba hiç malzeme sıkıntısı olmayan medyanın işi o kadar kolay mı? Halka ulaşmayı bekleyen onca parti ve politikalarını ve projelerini anlatmaya hazır onlarca bağımsız adayımız varken, acaba medya bunların kaçta kaçına yer veriyor? Yer verirken bir önceliği veya kısıtlaması oluyor mu? Haberi neye göre yapıyor? Yani vatandaşın geçim sıkıntısına ilgi çekmek isteyen bir başkanın bu soruna getireceği çözüm önerisine mi yoksa halk diliyle kendisini ifade eden başkanın medyanın yüksek iletişim kalitesine erişememe talihsizliğine uğrayıp düştüğü varsayılan gülünç duruma mı odaklanıyor?
Medya belden aşağı oynuyor!
Bir insanın haber olacak kusuru ‘bisküvi’ kelimesine ‘püskevit’ demesiyse o zaman herkes etrafında dalga geçip alay konusu edecek onlarca insan bulur. Dahası tek tesellisi buysa o zaman durum daha da vahim.
Belden aşağı haberciliği ilke edinen medyanın yeni modası kaset serisiyken, bir dil sürçmesi bile bunu geride bırakabildi. Ahlaki hassasiyetimizi hangi arada bu kadar kaybettik? Yapılan kaset şantajları zaten başlı başına bir rezalet, bunlar kullanılarak siyaset veya haber yapılması ve bu şekilde rant oluşturmaya çalışılması yeterince utanç vericiyken buna bir de hor görme basitliğini katmayalım. Ne diyor Kuran?
Allah kötü sözün açığa çıkarılmasını sevmez ancak zulmedilen başka (Nisa-148)
Kötü sözün bile açığa vurulmasını sevmeyen Allah daha da özele inilmesinden razı olur mu hiç. Birilerinin yaptığı ahlaksızlıkları gün yüzüne çıkarmak ilkeli habercilikse, örtbas edilip gizlenen gerçeklere ne demeli?