13.05.2011
- Yazdıklarından çok sohbetlerde söyledikleriyle dikkat çeken bir gazeteci: “Seçime kadar MHP'nin en az beş kaseti daha çıkar.”
- Manipülasyon yapmaya meraklı eski bir politikacı: “MHP'de turpun büyüğü heybede saklı.”
- Her konuyu bir espriye bağlamasıyla meşhur bir kanaat önderi: “Bu gidişle seçime kadar MHP'nin aday listesi tepetaklak olacak.”
- Yerini beğenmeyen bir MHP'li aday: “Allah'ın sopası yok, beni gerilere atıp yerime koydukları isimlere bakar mısın?”
- Habermas olmak için kastıkça kasan bir siyaset bilimci: “Kant'a göre doğru ahlakın ne olduğunu insanın kendisi belirler, gerisi laf ü güzaftır.”
- Sadece olgulara göre hareket etmeye özen gösteren siyaset gözlemcisi: “Yakalanırsan haram, yakalanmazsan serbest.”
- Komploculuğu tescilli bir milliyetçi yazar: “Bildiğin bütün süper güçleri yaz. Kasetlerin arkasında kimin olduğu ortaya çıkar.”
- Zaman gazetesinde yazan özgürlükçü liberal: “Türkiye'de asker etkinliğini yitirdi. Önemli olan budur.”
- Cemaatinin üzerine titreyen bir şakirt: “Okyanus ötesinde sadece Hocaefendi mi var?”
- Ruhunu Tayyip Bey'in ruhunda eritmiş bir kalem: “Bir şey oluyor da eşiyle mi oluyor?”
- Kasetten mağdur olan siyasetçi: “Keser döner sap döner / Bir gün gelir hesap döner.”
- “Cemaat” ile çatışmaktan çekinen MHP'li: “Devlet Bey ‘okyanus ötesi' derken cemaat'i değil ABD istihbaratını kastetti.”
- Milli Nizam'dan beri Milli Görüşçü olan zat: “Önce ahlak ve maneviyat.”
- Açık konuşmayı seven özgürlükçü kadın yazar: “Kimin kiminle seviştiğinden bize ne?”
- Yandaşlığı meslek edinmiş gazeteci yazar: “AK Parti'nin de kasetleri var diyorlar ama dini nikah olgusunu gözden kaçırıyorlar.”
Yazının tamamı için tıklayınız.
Yorum:
Haramı helal, helali haram etmek
MHP'nin ortaya çıkan kasetleri insanların bakış açılarını çok güzel ortaya koydu. Her şeyden önce başka birisi hakkında casusluk yapmak, kötü düşünceleri ortaya koymak ne derece doğrudur? Bunun cevabını ayetle verelim.
Ey iman edenler zannın çoğundan kaçının. Kesinlikle zannın bir kısmı kötüdür. Ne casusluk yapın ne de gıybet edin. (Hucurat 12)
Allah'tan başkasını rab edinmek:
" Doğru ahlakın ne olduğunu insanın kendisi belirler " cümlesi insanın Allah'tan başkasını nasıl rab edindiklerinin güzel bir göstergesi. Rabbin Allah değil de Kant olursa Kant'ın dediğiyle yaşıyorsundur ve o senin rabbin olur. Ahlakın ne olduğunu insanlar kendisi belirlerse batının yozlaşmış ahlakı ortaya çıkar. Bekarken her şey serbest. Evlenince haram. Hatta aynı gün birden çok erkekle yatabilen kadın normal karşılanabilirken evlendikten sonra birden bire haram hale geliyor. Oysa doğru ahlakı insan kendisi belirleyemez. Allah belirler. Allah insanların nasıl ahlaklı olacağını anlatır. Kimin kiminle evlenebileceğinin sınırlarını çizer. Bunun içinde Hz. Muhammed'in hayatını örnek olarak gösterir.
Haramı helali bilmek ama günahtan kaçamamak:
" Yakalanırsan haram, yakalanmazsan serbest " cümlesi de günümüz Müslüman toplumunda geçerli olan ahlak sınırı. Erkeklerin ezici bir çoğunluğunun uzun süreli veya kısa süreli, bazıları ise tek gecelik olan ilişkileri var. Bu gayet normal. Hanımları öğrense bile eğer duyulmazsa ne kadar rahatsız olursa olsun açığa çıkarmıyor, sabrediyorlar. Eğer aynı erkekler yakalanırlarsa sevgilisi olan diğer erkekler o erkeğe hücum ederler ya da ses çıkarmazlar.
Allah'ın haram ettiğini helal etmek:
" Kimin kiminle seviştiğinden bize ne? " cümlesi de Allah'ın haramlarını tanımayan kimsenin sözüdür. Allah'ın haram ettiğinin helal olması gerektiğini söylemek küfürden başka bir şey değildir.
Allah'ın helal ettiğini haram etmek:
" AK Parti'nin de kasetleri var diyorlar ama dini nikah olgusunu gözden kaçırıyorlar " cümlesi de çok eşliliğe karşı olan alerji ve Allah'ın bu helalinin nasıl haram edildiğini gösteriyor. Allah izin vermiş ama bugün olmaz demek haram etmenin ta kendisidir. Nikah dahilinde bir erkeğin birden fazla kadınla aynı dönem içinde ilişkide bulunması analarının ak sütü gibi helaldir. Bunu ama şöyle, ama böyle gibi değişik gerekçelerle "açıkça haram demeden" haram hale getirmek de küfrün ta kendisidir.