Son yıllarda Türkiye’de olanlar bir hayli değişkeni barındırır hale geldi.Hükümet tüm yaşadıkları ile beraber Devlet Bey ve Doğu Beyin angajmanları ile iç ve dış siyasette çok farklı noktalara savruldu.Çok kısa süre önce savunulan görüş ve eylemler farklı mecralara yöneldiğinde eminim ki asker ve sivil bürokrasi ayak uydurmakta zorlanmaktadır.
Gelelim meselenin aslına, Fırat kalkanı harekatıyla başlayan Suriye sınır içine müdahale bizce terörist kabul edilen tüm unsurlara rağmen çok istenen noktaya gidemedi.Buradan da anlaşılıyor ki Rusya ve ABD aslında Suriye federasyonu konusunda bir hayli yol almış ve bizim hareket alanlarımızı bilinçli olarak tıkıyorlar.ABD’nin YPG ordusu açıklaması zımmen Fıratın doğusunun ABD’ye bırakıldığı batısının ise Rusya’nın kontrolüne devredildiğinin ve kuzey Suriye Kürdistan’ının tanındığına delildir.Her ne sebeple olursa olsun Türkiye bu alana müdahalede çok geç kalmış ve yeni risk tanımlamasını yapamamıştır.Şimdi ne olur ,yaşayarak göreceğiz.
Gerçi son zamanlarda Türkiye tüm resmi ağızlardan bu alanda ABD ile iş tutmak istediğini haykırsa da sanırım bir zamanlama hatası var ve hedefi tutturmakta zorlanıyoruz.Tüm ısrarlı müdahale tarihi açıklamalarımıza rağmen bu gün Pentagon “Afrin” bizim sorunumuz değil orayı Rusya,İran ve Suriye ile halledin,biz Fıratın doğusu ile alakalıyız deyiverdi.Neticede coğrafi olarak daimi İsrail toprakları ve potansiyel Lübnan toprakları ABD’nin kullanımına açık olarak iş görmekte.Suriye’nin batısı güney komşularımızdan biri olan Rusya’nın kontrolüne terk edilmiş görünüyor.Doğu ve güney Arap yarımadası uzun yıllardır ABD’nin emrinde.Irak topraklarında da müşahade ettiğimiz hali ile yarının nasıl şekilleneceği hakkında bir kanaatimiz var.
Çok uzak olmayan bir zamanda yazdığım bir yazımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilerek ve kasten yalnızlaştırıldığından bahsetmiştim.Tüm memleket sathında ısrarla kararların tek başına Cumhurbaşkanınca alındığı izlenimi topluma pompalandı.Gerçi kendiside bu halden pek şikayetçi görünmüyor. Kurumların varlık nedeni görmezden gelinerek belirlenen tüm uygulamalar aslında kimin üstüne yıkılırsa yıkılsın taşınamaz bir yüktür.Rahmetli Adnan Menderes’in gelini hocam Profesör Doktor Münevver Menderes ile yaptığım bir sohbette Demokrat Parti iktidarının tüm sırlarına vakıfsınız o günden bu güne nispet edersek durum nedir, dediğimde yaptığı yorum beni çok ürkütmüştü.Belli bir dönemden sonra Menderes’in kuşatıldığını ve kendisine çocukları olarak bile ulaşamadıklarını söylemişti.
Neticede zor dönemlerin hak iddia edicileri tüm sorumluluğu Menderes’e yıkarak kendilerini temize çıkardılar.Bunu neden anlattım,biz ABD ile kapışır görünürken aslında Rusya’nın etki alanına müdahale edeceğiz.Son günlerin tüm açıklamalarında ABD ile birlikte hareket etme isteğimizi seslendirmemiz yada rest çekmemiz nasıl bir sonuç doğuracak doğrusu ben bunu kestiremiyorum.Yani memleket artık hamasi söylemlerle bir çıkmaza yönelmesin tek dileğim budur,yoksa bizim ABD ile çatışmayı kaldıracak enerjimiz zaten yok.Olanı da 15 Temmuz denemesi ile elimizden aldılar.Adamlar vekalet savaşlarını başlatırken anlaşılan tüm bu opsiyonları düşünmüş.Acilen ortak akıl bir araya getirilerek memleket bekamızı çok yakından ilgilendiren bu olay hakkında bir karara varılmalı ve daha önemlisi risk ve sorumluluk tüm paydaşlara dağıtılmalı.