Benim gibi soyu sopu çoban olanların arasında anlatılan bir darbımesel vardı.
Eğer bir yolcu kışın karlı ortamında bir kurt sürüsünün saldırısına uğrarsa en yakın ağaca çıkmalı ağacın altında ve etrafında dönerek kendisini bekleyen kurtlardan birini nişan alıp yanındaki çakıyla kestiği parmağından çıkan kanı üzerine damlatmalı.
Böylece üzerine kan damlayan kurdu diğerleri yaralı zanneder ve ona saldırır.
İşte böylece karnını doyuran diğer kurtlar ağaçtaki adama ihtiyaç hissetmez ve oradan uzaklaşır.
Son 23 Haziran hezimetinden cesaret alanlar artık yürek yemişçesine R. Tayyip Erdoğan’a sağlı sollu saldırıyor.
Hatta sistemi beraber kurduğunu söyleyenler en önde olmak kaydıyla.
En büyük gerekçeleri de tek adamlığın kabul edilebilir İslami yada liberal çizginin dışına çıkması.
Neden, çünkü öyle yada böyle padişah yada sultanların millete reva gördüğü sonların travması tarihi hafızamızda canlı duruyor da ondan.
Misal şimdilerde kanlı bıçaklı olduğu cemaat bir vakit abileri, ablalarıyla ev ev dolaşıp oy isterken, toplumun tüm kesimlerinden müridi olan tarikatlar hepsini dışlayıp sadece Ak Partiye oy isterken, kuruluşuna destek veren liberaller her türlü müsait ortamı kullanırken, akın akın yandaş sendikaya koşan memurlar bu günlere gelişte sorumlu değiller mi?
Ne oldu da hepsi bir anda hakperest olup hükumetin yanlışlarını sağda solda konuşur oldular?
Evet uzun zamandır Ak Parti ve yöneticileri memleketi idare edemiyor hatta büyük yanlışlara sebep oluyor.
Fakat daha düne kadar bu saydıklarım ve onun ötesinde saymayı unuttuklarım destekçi değil miydi?
Neden şimdi dini görev olarak R. T. Erdoğan’ın yanında duran zat dağılmayı destekliyor?
Neden yapılan bir çok yanlışın sahibi Ahmet Davutoğlu doğrucu Davut rolüne soyundu?
Yukarıda yazdığım darbımesel gereği diğerleri yaralı kurda saldırdı ve onu yok etme sürecindeler.
Oh diyebilirsiniz yada vah diyebilirsiniz.
Durum bu.
ŞİMDİ NE OLUR?
Tekrar edeyim ,Davutoğlu Ak Partide kalır ve süreci durdurma çabasını hızlandırır.
Ali Babacan her zaman olduğu gibi derinden stratejik olarak gittiği için merkez sağı toparlar.
Çünkü eğer çantada biri yoksa rol O’nun.
İYİ Parti ve Meral Akşener’e gelince ne yazık ki hala kendisi, partisi ve diğer dış argümanlarla imtihan oluyor.
HDP ile herkes iş tuttu ama fatura Akşener ve İYİ Partiye kesiliyor.
Meral Akşener hakkında bekletilen FETÖ dosyası bir anda açığa çıkıyor.
Ne yazık ki bazı kazanım süreçleri yanlış idare edildi ve seçim sonlanmasına rağmen tüm bu saldırılarda eklenince kendini anlatmak zor oluyor.
Oysa herkesin gördüğünü açıkça söyleseler bir sorun kalmayacak.
Çünkü bu parti illegal bir şey yapmıyor.
Bu aslında çeliğe su verilmesi olarak değerlendirilirse iş değişir.
Tüm bu süreç 3 Ağustos kurultayında toparlanırsa gelecek umut verici, yok dağ tavşan doğurursa Babacan işi götürür.
CHP bu dönemin kazanan yıldızı olarak bir oyun kurucu edasıyla etrafı seyredip seçim zaferinin keyfini çıkarıyor.
Bence süreç böyle devam ederse yakın geleceğin hükumeti CHP olur.
Saadet Partisine gelince, insafın ve itidalin partisi olarak vicdan ehlini etrafında toplar diğerleri de ona bakıp kendine çeki düzen verir.
Toplumsal vicdanın sesi olarak doğruları haykırmaya devam eder, diğer oluşumlar özellikle dini referansı yüksek olanlar yaşanacak seküler baskıya karşı bir vaha olarak görecekleri Saadet Partisini şenlendirecekler.
Ama bir farkla bu güne kadar yaşanan dini referanslı oluşumlara bir tepki olarak yeniden kamu yönetimine tercih edilmeleri uzun zaman alacak.
Not: Ortamı iyi izleyin yıllar önce yazmıştım şimdi sıra Selahattin Demirtaş’ta. Cezaevinden ilk erken seçimde Cumhurbaşkanı olarak çıkarsa ben şaşırmayacağım.