‘Yeni İpek Yolu’ mu ‘Yeni Hac Yolları’ mı? (2 )
Bir taraftan bütün dünya tam bir zulüm, çatışma ve savaş dönemini yaşıyor…
Diğer taraftan ülkemiz ve bölgemiz bu hengâmede badireler geçiriyor…
Her şeye rağmen Hac mevsimi de başladı ve hacı adayları yollarda…
Üstad, önceki yazımda ifade ettiğim üzere, geçen hafta işte bu önemli konuyu, emsalsiz bir şekilde ele aldı ve bütün beşeriyetin ana sorunlarına çözümler içerecek şekilde yorumladı. Bugün sizleri işte o çözümlerin bir kısmı ile baş başa bırakmış olacağım.
Evet, ‘Yeni İpek Yolu’ savaşın merkezi güzergâhında ve Türkiye de ana merkezde.
***
Malum olduğu üzere, Kur’an Hac ibadetini farz kılmıştır. İslâmiyet’te dört temel ibadet vardır; Namaz, Oruç, Zekât ve Hac. Bugünlerde bu yılın Hac dönemi başladı…
Haccın hikmetleri şöyledir:
Herkes ömründe bir defa Hacca gidecek. Maddi imkânı yoksa olanın imkânı ile gider. Bedeni imkânı yoksa olanın imkânı ile gider. Yani ayrı ayrı yapılabilir. Maddi imkân birinin, bedeni imkân birinin olur. Sonra her biri diğer imkânı bulursa yalnız onu yapar.
Bunun için ‘Dünya Hac Yolları’ tesis edilir. Güvenliği devletler sağlar. Hacca veya Umre’ye giden kimsenin güvenliği sağlandığı gibi yol masrafları da yoktur. Kervansaraylar vardır. Tüm yol harcamaları Vakıf Kervansaraylar yapar. Araçlar bedavadır. Yiyecek içecek bedavadır. Dolayısıyla kişinin maddi imkânı yoksa da Hacca gidebilir. Mekke’ye kadar durum budur. Orada bulunanların kalma yerleri ve yiyecekleri Hac Vakfı tarafından karşılanır.
Hac Vakfı’nın gelirleri Hac Yollarındaki vergilerdir. Güney Amerika’dan başlar, Kuzey Amerika, Alaska ve Danimarka’nın Grönland’daki bölgesinden geçerek Moskova’ya uğrar. Avrupa’dan Afrika’ya geçer, Türkiye’de Afrika yoluyla birleşir ve Mekke’ye ulaşır. Kudüs de bu güzergâh üzerindedir. Avrupa ve Asya yolları Türkiye’de birleşir ve devam eder.
Hac Yolları’nın çevresi Hac Vakfı’na aittir. Güzergâh üzerinde kentler, garajlar ve işletmeler vardır. Buralar insanlığa ait olup devletlerin mülkü değildir. Tüm insanlar bu yollar üzerinde meskenler kurabilir, işyerleri açabilir, ocaklar ve bucaklar oluşturabilir. Buralardan yani bu yollardan yararlanmak için insan olmak yeterli olup buralar sadece yargı denetimindedir. Buradaki güvenlik, devletlerin insanlığın emrine vereceği askeri birliklerle sağlanır. Buralardaki vergiler beşte bir, onda bir, kırkta bir olarak Hac Vakfı’na aittir.
Artık çağımız dünyasında ‘Yeni İpek Yolu’ değil, bütün dünyayı kapsayacak şekilde ‘Yeni Hac Yolları’ esastır. Bu anlatılanları gerçekleştirmek için Hac Vakfı kurulacaktır.
Bu ‘Yeni Hac Yolları’nın, bugün dünya çapında cereyan etmekte olan çatışma ve savaşların ana ülkesi ABD için de önemi vardır. Güney Amerika’dan gelen yolcular ABD’den geçecektir. Bu ‘Yeni Hac Yolları’nın önemi, tüm dünyayı tek beden haline getirmesidir. İnsanların ulaşımı için taşıma ücretsiz olacak, onların yükleri de ücretsiz hâle getirilecektir. Bu sayede tüm dünyada dengeli fiyatlar oluşacak, üretim yapan ‘malımı satamadım’ demeyecek, ‘işsiz kaldım’ demeyecek. Çünkü bütün dünyadaki ‘Yeni Hac Yolları’nın bulunduğu güzergâhlarda ve oralardaki kentlerde gümrük yok, vize yok, dolaşma ve alışveriş serbest...
O halde…
İngiltere’den Çin’e kadar, Sermaye’nin gerçekleştirdiği fitnelerle, başta ABD olmak üzere pek çok emperyalist ülkeler itişip tepişirken yani çağımız dünyasını var olan zulüm düzeni ile sömürürken, biz Adil Düzen’e göre Hac Yolları Vakfı’nı kurmalıyız.
Bu Hac Yolları Vakfı, önce Bulgaristan’a, Balkanlar’a ve ‘Yeni Hac Yolları’nın ilk güzergâhına ulaştıracak… Sonra İran’a ulaştıracak, Gürcistan’a ulaştıracak, Suriye’ye ulaştıracak... Sonra bütün bu yolları Mekke’ye kadar götürecek...
Osmanlılar hükümran oldukları dönemde bütün bölgeleri ve özellikle Hac güzergâhını nasıl Vakıf Kervansaraylar ile donattılarsa… Sultan Abdülhamit nasıl Hicaz Demiryolu projesini hazırlayıp yapabildiği kadarını yaptıysa… Bizler de aynen ecdadımız gibi önce Adil Düzen’e göre Hac Yollar Vakfı’nı kuracağız… (Sonrası gelecek yazıda…)