15 Temmuz: Asıl sebebi anlamak ve gereğini yapmak
Osmanlı yıkılırken İttihat ve Terakki ile içten de devredeydik; yıkılmasının nedenleri ise Kur’an, ilim, tarih ve diğer sebepler açısından bakıldığında o kadar geniş ki…
Cumhuriyet dönemine ise 1950’lerden sonra darbeler tarihi diyebiliriz ve yine Kur’an, ilim, tarih ile diğer sebepler açısından bakıldığında o kadar çok sebepler var ki…
1960 yılında on yaşımdaydım, ne olduğunu pek anlamadım ama yaşadım…
1971 yılında öğrenci olarak Almanya’daydım ama ertesi yıl Türkiye’deydim ve yeni yeni başlan Millî Görüş Hareketi’nin bir çalışanı (MSP İzmir Gençlik Bşk.) olarak, siyasette müdahalelerin etkisini, siyasi hayatımızın daha ilk adımlarında yaşamaya başlamıştık… MNP kapatılmış, MSP etkili önlemlerle her adımında durdurulmaya çalışılıyordu…
1980 yılında, bence asıl hedef MSP yani Millî Görüş Hareketi idi ve süreci de MSP İzmir Merkez İlçe Başkanı olarak yaşamıştım ki; soluğu yurt dışında ikinci üniversite dönemimi yaşamak üzere öğrenci olarak alabildim ve o süreç de tam altı-yedi yıl sürdü…
1997 yılı yani 28 Şubat ve Refah Partisi’nin başına gelenleri ise 1988 yılından itibaren RP İstanbul İl Başkan Yardımcısı olarak yaşamaya başladım ki; bana göre 28 Şubat mağduriyetleri devam ediyor… Bizim açımızdan en büyük mağduriyet, başından itibaren çalışanı olduğumuz “ADİL DÜZEN” çalışmalarının engellenmesidir…
Erbakan Hocamızın ifadesiyle; Refahyol Hükümeti döneminde “Adil Düzen”in sadece kokusundan örnekler verebildik o kadarına bile tahammül edilemedi ve 28 Şubat müdahalesi gerçekleştirildi…
Ama Millî Görüş Hareketi pes edecek değildi; Erbakan Hocamız son nefesine kadar “Adil Düzen”İn aslını getİrmek için mücadele verdi ve bu mücadele HAK-BATIL mücadelesi olarak hâlen sürmektedir, kıyamete kadar da sürecektir…
***
15 Temmuz’a gelelim, gelmesine gelelim ama buraya kadar anlattıklarımdan kopmayalım; aksi halde 15 Temmuz’un ana ve asıl sebebİ anlaşılmadığı gibi yenİ 15 Temmuzların önlenmesİ de mümkün olmaz.
28 Şubat sonrasındaki 15-20 yıla dikkatlice bakalım. Erbakan Hoca hayatta ama çeşitli engellemelerle özellikle siyaseten diri diri gömülmeye çalışıldı... Son 15 yılın ilk 10 yılında ise Erbakan Hocaya karşı hormonlu olarak oluşturulup büyütülen iki hareket (AK Parti ve FETÖ) birlikte yürüdüler; FETÖ’ye ne istediyse verildi!!! Erbakan Hoca vefat edince görevleri sona erdi ve şimdi de birbirleriyle çatıştırılıyorlar ki; bunun sebeplerini 17-25 Aralık olaylarından beri yazılarımda ve birkaç televizyon programında anlatmışımdır…
Kısaca özetlersek: Erbakan, Millî Görüş ve özellikle de “Adil Düzen”e karşı olmaları şartıyla Sermaye tarafından oluşturulan veya desteklenen her iki taraf da, Erbakan’ın vefatından sonra başka bir süreç yaşamaya başladılar… 15 Temmuz’dan itibaren ve hâlen de bu süreci yaşamaya devam ediyorlar… Onlar bu süreci yaşarken sadece onlar değil, hem ülke olarak hem de vatandaşlar olarak bizler etkileniyoruz…
Ne zamana kadar?
Bizler meseleyi asıl bu boyutları ile kavrayıncaya kadar…
Yetmez…
Böyle olduğunu anladıktan sonra asıl yapılması gerekenleri yapıncaya kadar…
***
15 Temmuz ve ondan önceki bütün müdahaleler bu açıdan ele alınıp düşünülmediğinde gerçek anlamda anlaşılamadığı gibi; bundan sonraki müdahaleler de engellenemez ve asıl yapılması gerekenler de yapılmaz veya yapılamaz...
Erbakan Hocamızın prensibi gereği önce TEŞHİS, sonra TEDAVİ merhalesi…
Ne dersiniz; birkaç yazı ile meselenin bu boyutları üzerinde duralım mı?
Bize göre 15 Temmuz’lar ancak böyle önlenebilir; ve’s-selâm…