Kur’an’ı anlayıp uygulama merhalesine geçelim
Bayramın üç gününde de Türkiye’nin üç tarafında, değişik vasıtalarla (uçak, otobüs, otomobil) geceleri yollarda, gündüzleri bayramlaşmalardaydım…
Önce sıla-i rahim, anne-baba, beş kardeş ve diğer bütün akraba ile dostlar için İzmir…
Sonra İstanbul’a dönüş, aile fertleri ve ulaşabildiğim dostlarla bayramlaşma…
Ardından bütün çocuklarımla İstanbul’dan Orta Anadolu yolları…
Hedef Çankırı’nın Yaylakent Beldesi… Rakım bin metrenin üzerinde, daha ilginci kendisi “yayla” olan beldenin ayrıca “iki yaylası” da var ve o yaylaları da ziyaret ettik… Sadece bayram ziyareti değildi; torunlarımızın sünnet merasimi de ayrı bir vesileydi… Buraları özlemişim; özlem giderdim… 1957 yılında Balkanlar’daki memleketlerim Kosova ile Bosna/Sancak’tan Türkiye’ye muhaceretimiz sonrasında, ilk yerleştiğimiz yöre buralar oldu… Yozgat/Boğazlıyan’a, Büyük Amcam Cemal’in yanına yerleştik, ilk nüfus kaydımız burası oldu; torunlarım gibi ben de onların yaşında bu yörede yani Boğazlıyan’da sünnet oldum… Yine bu yöredeki Sivas-Çorum-Tokat üçgeninde, Refah Partisi döneminde, yakın çalışma arkadaşlarımız (Temel Karamollaoğlu, Arif Ersoy, Nizamettin Aydın) belediye başkanı olduklarında, neredeyse her ay birini, bazen her üçünü, değişik çalışmalar vesilesiyle ziyaret ederdim… Bu arada rahmetli vali arkadaşımız Recep Yazıcıoğlu’nun Tokat valiliği dönemini ve o dönemdeki anılarımızı da anmadan geçmeyelim ve bilge valimize rahmet dileyelim…
Bu girizgâhı ve hatırlatmaları neden yaptım?
Türkiye ve dünya bu dönemde farklı süreçlerden geçiyor…
Sadece “FETÖ, OHAL, KHK” ile yaşanan hercümerci kastetmiyorum (bu konuda yazılacak ve/ya yazılması gereken o kadar çok şey var ki!), çok daha derin bir değişim var…
Ayrıca, 30-40-50-60 yıl öncelerdeki yani çocukluktan başlayarak günümüze kadar devam eden Anadolu izlenim ve gözlemlerimi düşündüğümde; çok büyük değişim var…
İnsanlık aynen Hazreti Nuh Nebi (Nuh Tufanı) dönemindeki gibi çok büyük bir değişim yaşıyor; o dönemde avcılık döneminden tarım dönemine geçilmişti…
Alvin Toffler bu sürece “ŞOK” (yazarın bu isimde bir kitabı var, okunmasını tavsiye ederim) diyor ama biz “SOSYAL TUFAN” diyoruz…
Evet, hayatın ilmî-dinî-iktisadî-siyasi yönlerini kapsayan tam bir SOSYAL TUFAN…
İnsanlık “tarım dönemi”nden “sanayi dönemi”ne veya “bilgi, bilgisayar, uzay vs çağı”na geçiyor ve bu süreç büyük şok ile sosyo-ekonomik çalkantılara sebebiyet veriyor…
Orta Asya, Ortadoğu, Balkanlar ve dünyanın ulaşabildiğim yerlerinde gözlemlediğim değişim, Anadolu ve Trakya dâhil Türkiye’nin her yerinde ayan beyan görünüyor…
Düşünelim…
- Hazreti Nuh zamanı…
- Hazreti İbrahim zamanı…
- Hazreti Musa ve Harun zamanı…
- Hazreti İsa zamanı ve sonrasındaki Roma zulmü…
- Hazreti Muhammed zamanı, Mekke ve Medine dönemleri…
Sonra Dört Halife, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar…
Beş peygamber dönemlerinde yaşananları düşünelim…
Son Peygamber sonrasını düşünelim…
Bugün olanları düşünelim…
İsimlerini saydığım beş peygamber arasında ortalama bin yıl var yani Allah her bin yılda bir ulu’l-azm bir peygamber göndermiş ama artık göndermeyecek… Son Peygamber ve Son Kitap “KUR’AN” yegâne rehberimiz olacak… Kur’an Ayı Ramazan’da, Diyanet ve TRT önderliğinde “Kur’an’ı Güzel Okuma Yarışması” yapıldı ya… İşte, buraya kadar yazdıklarımı yani hatırlattıklarımı bir daha “düşünün” derim… Düşünün ve bir an önce duçar bulunduğumuz “SOSYAL TUFAN” merhalesini en kolay şekilde atlatmak için “KUR’AN’I ANLAMA VE UYGULAMA YARIŞMASI” merhalesine geçelim… Ve’s-SELÂM mea’d-DUA…