Erbakan, ‘Büyük Türkiye’ ve ‘Adil düzen’
Dikkatli okuyucularım hatırlayacaklardır; bu seneki “Erbakan’ı anma, anlama ve gereğini yapma” sezonunu biraz erken, Şubat ayı başında açmış ve birkaç yazı yazmıştım… 7 ve 8 Şubat günlerindeki yazılarımın başlıkları şöyleydi: “Erbakan2017: 15 Temmuz’dan Önce ve Sonra” ve “Erbakan2017: 'Adİl Düzen' iyi marka olabilir…”
Bu iki yazıyı, Yeni Şafak yazarı Ali Nur Kutlu’nun, “Erbakan Hoca” başlıklı yazısı vesilesiyle yazmıştım. Yazı, Erbakan Hoca’nın doğum günü vesilesiyle, 30 Ekim 2016 günü yani 15 Temmuz’dan üç buçuk ay sonra yazılmıştı. Şöyle diyordu, yazar: “Doğum günü (29.10.1926) vesilesiyle hatırladık yeniden Hoca'yı. Seven sevmeyen, birlikte siyaset yapan, yol arkadaşlığı yapan, hatta hasım olan herkes saygıyla andı dün... / Erbakan, politikada değil sadece, Cumhuriyet dönemi İslami hareketler içinde de en önemli yeri işgal eder. 'Mİllî Görüş' olarak tarif ettiği, içini farklı şekillerde dolduranlar olsa da, yerli bir siyasi ve fikri hareket olarak çok önemli etkiler yapmıştır./ Etkisinin, sadece Türkiye siyasi hareketi ya da İslami camiası açısından değil, İslam dünyası açısından da büyük olduğunu kabul etmek lazım.” İlk yazıda yazarın bu bakış açısını aktarmıştım.
İkinci yazıda yani “Erbakan2017: 'Adİl Düzen' iyi marka olabilir…” başlıklı yazıda yazardan alıntıladıklarıma bakalım: “'Adİl Düzen' en iyi siyasi marka olabilirdi / Millî Görüş hareketinin (..) “Adİl Düzen” kavramı başlı başına takdire şayan muhteşem bir siyasal kavramlaştırmadır./ Adİl Düzen kavramının içi, gerçekten iktisadi ve sosyolojik olarak doldurulsaydı, hangi siyasal sistem üzerine oturduğu net olarak anlaşılsaydı, eminim tüm İslam dünyasında, hatta Batı harici tüm dünyada ciddi etkiler yaratacaktı. Öylesine başarılı bir kavramlaştırma örneğidir./ Adİl Düzen ihtiyacı bugün bile dillendiriliyor. Adalet her zaman ihtiyaçtır, her zaman çekicidir. Belki de o yüzen AK Parti 'adalet' kelimesini parti adı arasına almayı tercih etti…” Bu iktibastan sonra, meseleyi şöyle bağlamışım: Uzun zamandır karşı cepheden böyle bir takdir ve itiraf bekliyordum… Darısı, “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki sorunların Nuh’un Gemisi mesabesinde tek çaresi olan “ADİL DÜZEN” sisteminin değerini bir an önce anlaması gereken istisnasız herkesin başına…
Ali Nur Kutlu isminin müstear bir isim olduğu belliydi, gerçek ismini ve kim olduğunu merak ediyordum. Ankara’daki, ESAM “Erbakan ve Adİl Düzen” Çarşamba Konferansı dönüşünde, uçakta, Y. Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ile karşılaştım, yazarın kim olduğunu sordum ve cevabımı aldım: Kemal Öztürk!
İşte o Kemal Öztürk, geçen ay (17 Şubat) ‘Erbakan Hoca ve Adil Düzen’ yazısı da diyebileceğim, “Büyük Türkiye hayali nasıl gerçek olacak?’ başlıklı bir yazı daha yazdı.
Yazar, yazısında, “Dünyada yaşanan sarsıntıda ayakta kalmak için ne yapmamız gerektiğine dair fikirlerimi yazayım.” Diyor ve meramını dört maddede anlatıyor: “1. Milli birlik oluşturmak zorundayız... / 2. Bilgi ve teknoloji üretmek zorundayız… / 3. Üretime dayalı bir ekonomik sistem kurmalıyız… / 4. “Adİl bİr düzen” kurmalıyız / Sadece hukuk sisteminden bahsetmiyorum. 'Adİl düzen' her ne kadar Erbakan Hoca'nın sloganı idiyse bir zamanlar, bugün tüm insanlığın gelip dayandığı noktadır. / Adalet, herkes için eşit dağıtılacak. Gelir paylaşımı herkes için adil olacak. Ehliyet ve liyakate göre, herkes adil bir muamele görecek. Herkes adil bir şekilde parlamentoda, siyasi sistemde temsil edilecek. Herkes hakkını adaletli bir sistemde arayabilecek. / Görüldüğü gibi bir hukuk sistemi değil, yaşamın tamamına yayılmış adaletlİ bİr düzene, adİl bİr düzene ihtiyacımız var.”
Yazı şu uyarılarla sona eriyor: “SİYASİ DEPREM GELİYOR, ÖNLEM ALMAK ZORUNDAYIZ / Batıda derin bir deprem oluyor ve bunun artçı şoklarını her geçen gün hissediyoruz. Aklımızı başımıza toplamak zorundayız. (…) / Tartışmamız gereken şey, dünya kaosa doğru sürüklenirken, biz nasıl ayakta kalacağız? Nasıl güçlü bir ülke olacağız? Ben kendi payıma düşeni yazdım. Eksik-doğru, isabetli ya da yanlış, bilemem. / Ama emin olduğum şey, tartışmayı bu alanda yapmamız gerektiğidir.” Doğru söze ve bu teşhİse ne denir…
“Yeniden Büyük Türkiye” için tek tedavİyİ biliyorsunuz; “ADİL DÜZEN”.