Bizim görevimiz mübin/açık tebliğden ibarettir
“Eğer yüz çevirilerse, artık sana düşen sadece açık tebliğdir.” (Kur’an, Nahl, 82)
64’üncü ayette, “Kitabı sana indirdik, onu insanlara açıklaman için…” denmekte.
Bu ayette de deniyor ki; “Dinlemezlerse, sana yalnız açık tebliğ düşer.”
Evet… Bizim görevimiz açık tebliğden ibarettir. Adil Düzen çalışanlarına, Kur’an düzeninde çalışanlara sadece açık tebliğ yapmak düşer. Bizim görevimiz budur. Son Nebi’nin halifesi olarak bizim insanlara Kur’an’ı ulaştırmamız gerekir. Açıklayıcı beyan budur. Yani Kur’an’ı sadece Allah böyle diyor diye ulaştırmayacağız, onun Allah sözü olduğunu ve ne demek istediğini de anlatacağız. Beyan edici, ispat edici tebliğ vardır; biz onu yapacağız...
Bunu nasıl yapabilirdik?
Bu amaçla yarım yüzyıl önce Akevler Kooperatifi’ni kurduk; amacımız buraya ortak olan insanlara Kur’an’ı tebliğ etmekti... Bize katılanlar artık bizim gibi tebliğci oldular...
Bütün insanlara tebliğimizi ulaştırmak için partiler kurduk… Zamanla bize katılanların bir kısmı bizimle beraber çalışmaya devam etti... Diğer bir kısmı ise Sermaye ile işbirliği yapmayı tercih etti... F. Gülen bunlardandı... Erdoğan ve Gül de bunlardandı...
Sonuç ortada…
17/25 Aralık 2013, 15 Temmuz 2016 ve sonrası ortada…
***
Tebliğimiz tamamlanmamıştır, çalışmaya devam etmemiz gerekmektedir...
Birincisi: Henüz Kur’an’ı 21. yüzyılın sorunlarından başlamak üzere, üçüncü binyıl medeniyetini oluşturacak seviyede tam olarak anlamış değiliz...
İkincisi: Teorileri geliştirdik ama bu teorilerin pratiği olan uygulamaları henüz tam olarak gösteremedik… Erbakan Hocamızın ifadesiyle; “Adil Düzen”in kokusunu gösterdik, şimdi onun aslını uygulamalı olarak tebliğ etmemiz gerekmekte…
Kur’an ve İslâmiyet üzerinde çalışanlar bugüne kadar İslâm’ı duyurdular ve anlattılar ama uygulamada söylediklerini yapamadılar... Demek ki biz daha mübin tebliğ yapamadık...
Daha önce de defalarca hatırlattığımız, uygulamalı tebliğ planımız şöyle olabilir: a) “Adil Düzen”e göre çalışan işletmeler kurmak... b) Yüz lojmanlı işyeri apartmanları ve serası da olan yüz villalı ahşap dinlenme siteleri inşa etmek… c) Mala-mal marketleri ve iş yerleri oluşturmak... d) Tebliğimizi bütün dünyaya ulaştıracak olan “Bin Dil Üniversitesi”ni önce on dil, sonra yüz dil olarak kurmaya başlamak...
Bütün bunları başlangıç olarak “Semt Kooperatifleri” içinde yapmak...
Kur’an düzenini göstererek uygulamalı olarak tebliğ etmek...
İşte…
Adil Düzen çalışanlarından her birine düşen görev budur.
***
Evet…
Herkes tek başına olsa da Kur’an üzerinde çalışacak, uygulayacak ve ondan sonra çevresine gösterecek, birliğe çağıracak, yıkmak için değil, yapmak için çağıracak...
Kur’an Düzeni çalışanı yani Adil Düzen çalışanı herkes böyle yapacak... Kur’an düzeni içinde yürüyecek... Varsa başka yürüyenler, onlara katılacak...
Evet…
Sonuç olarak herkesin üzerine sadece tebliğ görevi vardır... Seninle beraber kalanlarla ve seni dışlamayanlarla işbirliği içinde çalışmaya devam edeceksin... Biz, yanlış yapan kimseye bizden ayrılmasın diye ‘doğru yapıyorsun’ diyemeyiz. Ayrılan ayrılır, kalan kalır...
Kıvırmadan, yılmadan, yan çizmeden, sabır sebatla çalışmaya devam edeceğiz...
Bizim asıl tebliğimiz Adil Düzen işletmelerini kurmak olacaktır...
Eğer biz “Adil Düzen” için çalışırsak Allah bizi koruyacaktır...
Tevelli etmeyenlerle yolumuza devam edeceğiz...
Ve’s-SELÂM mea’d-dua, dua, DUA…