‘Devletin A’dan Z’ye kadar her şeyi değişmeli’
Bundan önceki yazıda ne dedik; özünü bir kere daha hatırlayalım…
“KUR’AN VE İLİM” diyor, başka da bir şey demiyorum; sorunlarımızı gerçekten ve samimi olarak çözüme kavuşturmak istiyorsak, bundan başka çare ve çözümümüz yoktur.
Bugünden sonra birkaç gün yazacaklarım “KUR’AN VE İLİM” merkezli olacak; bundan önce yazdığım ve sayısı kırkı geçen 15 Temmuz yazılarımın devamı mahiyetinde olacak; ama aynı zamanda 15 Temmuz ve benzeri “büyük musibet” seviyesindeki darbelerin de neredeyse “biricik nasihatleri” yani “bu musibetlere sebebiyet veren sorunların çare ve çözümleri” de olacaktır… Elbette anlayanlara ve nasibi olanlara…
“KUR’AN VE İLİM” demek, bizim için 884 haftadan beri yaptığımız seminerler demektir… 16 Haftadan beri Nahl (Arı) Suresi üzerinde çalışıyoruz, 76-77. ayetlere ulaştık…
***
Bundan önceki ayet (75. ayet) kapitalizmi anlatmıştır.
Burada da (76. ayette) sosyalizmin bürokrasisini anlatacaktır.
İki farklı durumu anlatmaktadır.
Birincisinde sermaye ve işçilik sistemini anlatmış, onun yerine bugün kurmamız gereken teavün şirketlerinde “ortaklık sistemini” anlatmıştı.
Şimdi burada devletten ve devletin bürokrasisinden bahsetmektedir. “Racüleyni” demektedir, çünkü bürokratlar köle değildirler, devletin işçisidirler. Devlet doğrudan patronluk yapamadığı için bürokratlar yöneticilerin işçisidirler. Onlar halkın üstünde ve yöneticilerin emrindedirler. Bir taraftan işçi/köledirler, öbür taraftan köle olan halkın sahibidirler. Kamu otoritesini kullanırlar ama kamuya karşı değil de amirleri yöneticilere karşı sorumludurlar. Demokrasilerde yöneticiler sık sık değiştiği için asıl yönetimi “bürokratlar” yapmaktadırlar. Bu düzende bir sınıfın yönetimi vardır. Zamanla bürokratların çocukları bürokrat olur ve bir bürokrasi sınıfı doğar, onlar kendilerinden başkasını yönetime almazlar.
CHP döneminde dinsizler yönetime hâkimdi...
Demokrat Parti zamanında Masonlar yönetime hâkim oldu...
Millî Görüş ve Ak Parti zamanında dindarlar yönetime hâkim olmaya başladı...
Sermeye dindarları (AKP-FETÖ) ikiye böldü ve birbirleri ile çatıştırdı; böylece dindarların bürokrasiye hâkimiyetini kırmaya çalışıyor...
***
Devlet görevlileri yani bugünkü bürokratlar halka hizmet etmeleri gerekirken, zamanla halkı sömüren bir sınıf hâline gelirler, halkın işlerini yapacaklarına halka zorluk çıkarıp onları sömürmeye başlarlar. Siyasiler ile bürokratlar işbirliği yapıp ihale yolsuzlukları yapmaya başlar, hattâ çoğu zaman ihale çekişmesi ile bürokratlar arasında savaş çıkar, böylece -günümüzde olduğu gibi- ülke büyük sıkıntılar yaşar...
Sovyetler Birliği’nde ve Türkiye’de görülmüştür ki “bürokratik yönetim sistemi”nde devlet halkın başına nimet olmaktan çıkar, külfetin de ötesinde tek kelimeyle bela olur. Değişik bahanelerle halk ezilir, halk soyulur. Devlet kurumları işlemez olur. Şükrü Saraçoğlu, İnönü’nün ilk başbakanıdır ve “Bu devletin A’dan Z’ye kadar her şeyi değişmelidir” demiştir. Başbakan Saraçoğlu bu sözü 75 (yetmiş beş) sene önce söylemiştir.
Bugün bürokratlar siyasilerin emrinde devletin yararına olacaklarına, sadece maaş alıp vatandaşlara zorluk çıkarmaktadırlar. Vatandaş kendisinin işini bozsun diye kendi memuruna (bürokratına) maaş vermektedir. Bürokrat suç işler atamazsın, ceza veremezsin; beceriksizliğinden iş yapamaz ama sen vatandaş olarak bir şey yapamazsın.
Bugün sendikalar var, odalar var, esnaf teşekkülleri vardır ama bu odalar sadece üyelerini soymak için vardır. Üyelerine yani vatandaşlara gereksiz ödemeler yaptırmak için kararlar alırlar. Kanunsuz vergi olmaz ama bunlar kanunsuz vergiler koyarlar...
(Devamı var)