15 Temmuz: Tek tedavi ‘KUR’AN ve İLİM’dir-8
Bu yazının daha iyi anlaşılması için bundan önceki yazının giriş bölümünün okunması gerekmektedir; 15 Temmuz çare, çözüm ve tedavisine odaklananlara tavsiyemizdir…
Faydası olması dileğiyle ek bir uyarı daha yapmam gerekiyor: Bu 15 Temmuz sorununun tedavi yazıları “KUR’AN VE İLİM” haftalık çalışmalarımızdan oluşmakta, bu yazı da Nahl Suresi 15. hafta (genelde 884. hafta) çalışma notlarımızı içermektedir…
*
İnsanları sömürenler bir şeye malik değildirler. Rızkın hiçbirisi onların değildir. Malik olsalar bile yani yer ve gökteki imkânlar onların olsa bile, onu değerlendirip de üretim yapamazlar. Üretimi yapan yine sömürülen emektir.
İnsanlar görünürde karşılığı olmayan dolara tapıyorlar ama doların arkasında Sermaye ve/ya siyaset vardır. Bugünkü uygarlığı Yahudi Sermayesi oluşturmuş gibi gelmektedir. Oysa tarihin gelişi bugünkü uygarlığı oluşturdu. Peygamberlerin oluşturduğu uygarlıklar sonunda ve tabii bir sonuç olarak Avrupa/Batı uygarlığı doğdu. Bugün de üçüncü binyıl uyarlığını KUR’AN ortaya çıkaracaktır, Allah’a ibadet edenler ortaya çıkaracaklardır.
*
Roma’daki köle anlayışında kölenin kişiliği yoktur, deve gibi, inek gibi bir mahlûktur.
İslâmiyet’teki köle anlayışında köle de insandır, bütün hak ve görevlere sahiptir, davalı ve davacı olabilmektedir. Öldüren öldürülür, kısas hükümleri caridir. Bugünkü işçilik sistemi fiilen İslâm’daki köle benzeridir. Yani Batılılar köleliği kaldırmadılar, Roma tipi köleliği İslâm tipi köleliğe çevirdiler, esirliği kaldırdılar ecirliğe geçirdiler. Bugün “işçilik sistemi” vardır, tüm insanlar Sermaye’nin kölesi durumundadır, ona ibadet ediyorlar. Herkes ücretlidir. Dolara endeksli ulusal para ile iş yapılmakta yani Sermaye’ye iş yapılmaktadır.
*
KUR’AN “teavün (ortaklık) şirketleri” ile halkın kendi kendilerine değişmesi sonucunda “Adil Düzen”in sağlanacağını savunmaktadır. Sermaye’nin veya siyasetin/yönetimin çıkardığı “karşılıksız para” hiçbir şeydir, arz ve semavatın rızkında karşılığı yoktur. Karşılıksız para hiçbir şeye malik değildir yani karşılıksızdır.
Kâinat bir bütündür. Bize Güneş’ten ışık gelir. Yağmur semasından da su gelir. Yerde bunlar birleşerek rızık olurlar. Karşılıksız para bunlardan bir şeye malik değildir. Emek ile ışık, su, hava, toprak birleşerek bize rızık olurlar.
Emek karşılığı olmayan para ise bunlardan hiçbirisine malik değildir.
İşe nerden başlayacağız? / Parayı sağlama almakla başlayacağız. Elimizdeki nakdin bugün karşılığı vardır, onu sadece peşin alışverişlerde kullanacağız, borçlanmayı ise gerçek değerlerle yapacağız. / İzmir Akevler Demir-Çimentoyu (DÇ) kullanmaktadır.
Bugün Sermaye dolarları ile her şeye hâkimdir. Ne sayesinde bu hâkimiyeti vardır?
İnsanların ona/onlara ibadet etmeleri sebebiyle yani aslında hiçbir şey olmadıkları halde insanların ona/onlara tapmaları ile onu/onları güçlü kılmaktadırlar.
KUR’AN burada insanların batıl etrafında toplanıp tanrı oluşturduklarını anlatıyor.
Bir Yargıtay başkanı vardı, ‘Tanrı’yı insanlar yarattı’ diyordu. Oysa insanları Allah yarattı ama insanlar da hakiki mabuda ibadet edeceklerine, kendileri hiçbir şeyi yaratmayan ve hiçbir şeye gücü olmayan hayali tanrı oluşturdular, ona ibadet etmektedirler.
Gerçek Tanrı müminlerle beraberdir ve hayali tanrıya tapan ve bu oluşum etrafında toplananlar ile müminler arasında çatışma vardır.
Allah var. İnsan var. Allah’ın insana verdiği nimetler var. Ona karşı hiçbir şeye kadir olmayan para var. Karşılıksız para var. Faiz karşılığı para var. Bir de emek karşılığı para var.
Ekonomik düzen şimdi “reel ekonomi” ile “faiz ekonomisi” arasındaki çatışma şeklinde devam etmektedir. Bugün Sermaye her şeye hâkim durumdadır. Ekonomide tekel kurmakla kalmamış; siyaseti, ilmi ve imanı/dini de ele geçirmiştir...
(Devamı var ve devam eden yazıların her birinde 15 Temmuz’un tedavisi de var…)