Sömürü sermayesi neler yaptı?
Bu sömürü sermayesi sahipleri neler yaptılar? Avrupa’yı ve dünyayı beşyüz senedir kana boyadılar. Kilise’ye karşı düşmanlık, ahlâksızlığı yayma, balolar, genelevler, çıplaklık, ahlâksızlık hep bunların fitnesidir. Batı’da aile müessesesini çökerttiler. Karşılıksız faizli para ve küresel seviyedeki sömürü düzeni bunların fitnesidir. Bunlar bütün bu yaptıklarıyla sorunlarla boğuşan bugünkü çıkmaz dünyayı oluşturdular. Faizci vahşi kapitalizm bunların eseridir. Komünizm ve sosyalizm bunların eseridir. Faşizm bunların eseridir.
Bu badireyi en ucuz atlatan Türkiye olmuştur. Almanlar, Japonlar mahvolmuşlardır. Arap ülkeleri kan ağlamıştır. Hindistan ve Pakistan hâlâ zulüm içindedir.
Müstemleke sistemini bunlar icad ettiler. Sonra müstemlekeciliği yıktılar, onun yerine faizli banka sömürüsünü getirdiler. Gümrükler ve vizeler bunların fecaatidir. İşte, fecaat derecesindeki bu fitneler hâlâ devam etmektedir. Kur’an bize bunları haber vermektedir.
Sovyet rejimini bunlar kurdular. Hitler’i bunlar çıkardılar. Hâlâ sosyalizm-kapitalizm çatışması devam etmektedir. Türkiye’deki başörtüsü zulmü bunların eseridir. Bunlara benzer daha nice zulümleri bunlar gerçekleştirmişlerdir.
***
Evet… Allah bu küçücük kavmi seçmiş ve Kur’an da uzun uzun anlatmakta, onların yaptıkları kötülükleri haber vermektedir. Böyle anlatılması gerekir. Allah anlatmaktadır.
Nitekim Necmettin Erbakan da ömrü boyunca bu işi yaptı, onların kötülüklerini tüm dünyaya anlattı, insanlığı uyardı; insanlık uyandı, hâlâ uyanmaya devam ediyor...
Şüphesiz her şeyi yapan Allah’tır. Şeytanı var eden de Allah’tır. Bizim görevimiz bize verilen görevleri yapmaktır. Kur’an ne diyorsa onu yapmalıyız. Onların hepsini bir çuvala koyup toptan saldırma yerine, gerçekler ortaya çıkmalı, ondan sonra gereği yapılmalıdır. Kötü İsrail oğulları ile biz değil onlar yani kendileri mücadele etmelidirler...
Kur’an onların yaptıklarının kötü olduğunu söylemektedir. Yani İsrail oğullarından küfretmiş olanlar ne yapmışlarsa kötü yapmışlardır; bugün de kötü yapmaktadırlar.
Konumuz olan âyette “Mâ Yef’alûn” denmemiş de “Mâ Kânû Yef’alûn” denmiştir. Kötülük bugün de vardır. “Mâ” buna delalet eder. “Fealû” değil de “Yef’alûn” denmiş olmasından dolayı geçmişte yapanlar bugün de kötülük yapmaya devam ediyor demektir, yani kötülükteki etkileri devam ediyor demektir.
Kur’an İsrail oğulları ile bizleri fazlaca bilgilendiriyor.
Bunun sebep ve hikmetleri üzerinde durup düşünmeliyiz…
***
Uygarlaşmayı basit olarak görebiliriz. Bugünkü dünyanın Batı’nın bir eseri olduğunu sanabilirsiniz. Oysa uygarlık çok basittir. Bir şeyi bulduktan sonra onu kullanmak çok kolaydır ve basittir. Ama onu bulmadan, onu keşfetmeden önce ilkel yaşamaya mecbursunuz.
Bugün insanlık son derece ilerlemiş durumdadır.
Bundan kırk-elli sene önce ben düşüncelerimi dile getirirken insanların bundan önce nebati topluluklar oluşturduğunu, bugünkü seviyeye ancak yirminci yüzyılda elektriği kullanmakla geçtiğini söylüyordum. Şimdi fikrim değişmiştir. İnsan topluluğunun asıl bugünkü seviyesine yükseldiği dönem yirminci yüzyılın sonlarıdır, bilgisayarın bulunmasından sonradır.
İnsanlığın bu seviyeye gelmesi ancak Allah’ın bazı kavimleri seçmiş olmasından dolayıdır. Sümerler olmasaydı, Hazreti Nuh peygamber gelmeseydi, insanlık şimdi hâlâ tarım çağı öncesinde ve mağaralarda yaşıyor olacaktı. Sümerlilerin devamı Iraklılardır; kimse onlara bir öncelik tanıyor mu? Kur’an’ı Arap kavmi getirdi; kimse onlara kıymet veriyor mu?
Allah İsrail oğullarını küçük bir topluluk yaptı ama çok büyük güç verdi. İnsanlık içinde görevleri vardır. Malum olduğu üzere şeytan vardır ve şeytanın da görevleri vardır. Onlardan bazıları şeytan gibi olsalar bile biz şeytanı öldüremeyiz, sadece şeytanın şerrinden korunmak için şeytana uymayız.