ESAM Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
ESAM (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) tarafından düzenlenen “20. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi”nin gerçekleştirildiğini ve iki gün sürdüğünü Millî Gazete’den takip ettiniz... “İstişare Toplantısı” mahiyetinde olan toplantıda “İslâm Dünyasında Meydana Gelen Değişme ve Gelişmeler” ele alındı, değerlendirmeler ve tavsiyeler yapıldı, çözüm önerileri dile getirildi… İki gün oradaydım, dikkatle izledim…
20. toplantının en önemli özelliği, Merhum Erbakan Hocamız olmadan gerçekleştirilen ilk toplantı olmasıydı… Bütün konuşmacılar, bu organizasyonun banisi ve bundan önceki 19 toplantıda bulunan Necmettin Erbakan’ı değişik yönleri ile hatırlattılar… Bilhassa, bundan sonra “O”nun gösterdiği yolda yürünmesi gerektiği vurgusunu yaptılar… Kanaatimce, bu toplantının en önemli maddî ve manevî ağırlığı; önümüzdeki Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan 21. toplantıdan itibaren daha sağlam ve zikredilen bütün alanlarda uygulamaya yönelik adımlar atılmasının gerekliliği hatırlatmaları oldu… Kararlar da o yönde olacak…
Türkiye, Mısır, Malezya, Endonezya, Kuveyt, Ürdün, Lübnan, Suriye İran, Irak, Yemen, Sudan, Afganistan, Filistin, S. Arabistan, Libya, Avusturya, Fas, Kosova… İsmini yazdığım ülke katılımcıları, bu sıraya göre tebliğlerini sundular… Bazı büyük ülkelerin katılımcıları birkaç kişiydi ve birkaç tebliğ sundular… Müzakerecileri de konuşmacılara kattığımızda, bütün önemli İslâm ülkelerinin temsilcileri “İstişare Toplantısı”na katkıda bulundular, “İslâm Dünyasında Meydana Gelen Değişme ve Gelişmeleri” değerlendirdiler…
İki gün boyunca tuttuğum notlar çok fazla ama bundan sonra aktaracağım notlar, sadece bu köşenin formatına uygun notlar olacak…
ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, konuşmasına merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı anarak başladı ve şöyle devam etti: İslâm dünyası tarihin en kritik ve en badireli dönemini yaşıyor… Mevcut “dünya düzeni”nin yeryüzüne huzur, barış ve refah getirmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmıştır... Biz yeni bir medeniyet ve yeni değerlerin gerekliliğine inanıyoruz… İslâm, dünya barışı için bir tehdit değil, aksine bir teminattır... Beşeriyet bugün her zamankinden daha çok İslâm’a muhtaçtır… Batılı ülkelerde sömürülen halk da bu gerçeklere ulaşınca, önce Amerika ve ardından İngiltere, Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’da çoğunluğu genç halk yığınları meydanları işgal etmeye başladı... Son dönemde batıda ortaya çıkan baskı ve sömürüye karşı uyanış gelecekte asıl baharın “Batı Baharı” olacağını müjdeliyor… Dünya barışı ancak Müslümanların birlik ve dayanışması ile sağlanabilir… Kutan’ın kapanış konuşması ve özellikle son tebliği sunan ESAM Genel Sekreteri Prof. Dr. Arif Ersoy’un geniş tebliği, bütün ana meseleleri kapsıyordu…
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Arap Baharı”nın “İslâm Kışı”na dönüşmemesi için “İslâm Birliği”nin kurulmasının şart olduğunu hatırlatarak söze başladı ve şöyle devam etti: Bu toplantı, Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatından sonra İslâm toplulukları temsilcileri ile yapılan ilk toplantı… Bugün insanlık, doğusu ve batısıyla bir bütün olarak büyük bir bunalımın içine düşmüş durumda... Batı dünyası, emperyalist ve ırkçı Siyonistler insanlığa asla huzur bahşedemezler… Müslümanlar olarak bu gidişe “dur” demeliyiz… Komünizmin çökmesinden sonra NATO’nun strateji değiştirmesi, İslâm’ı ve İslâm ülkelerini düşman olarak değerlendirmesi dünyada yeni bir durum meydana getirmiş bulunmaktadır… İslâm, mânâ itibariyle “barış ve huzur” demektir... Müslümanlar tüm insanlığa barış ve huzuru götürmeyeceklerse kim götürecek?... Tek çare budur... Müslümanlar kendi güçlerinin farkına varmak zorundadır… İslâm âlemi, özellikle de yeni nesil, aşağılık kompleksinden kurtulmalıdır... İslâm medeniyetinin Batı medeniyetinden fersah fersah üstün olduğunu fark etmelidirler... Gerçekten İslâm toplumlarının Batı’dan alacağı hiçbir şey yoktur ama Batı’nın İslâm âleminden alacağı çok şey vardır… Dünyada herkese yetecek kadar yer ve nimet vardır, ancak “ADİL BİR DÜZEN” yoktur… Bütün insanlık “ADİL BİR DÜZEN”e muhtaçtır... “ADİL DÜZEN”i bütün insanlara sunmak da Müslümanların görevidir…
Bitmedi; bir yazıyla daha devam edeceğim…