Millî Gazete’de heyecan, heyecan, heyecan…
Bismillahirrahmanirrahim…
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla ve yeni bir heyecanla; yeni bir döneme, 40. yılımıza, Millî Gazete’mizin yeni yüzü, yeni çehresiyle başladık; elhamdülillah…
Millî Gazete’nin tesislerinde gerçekleştirilen 40. yıl buluşmamız ile başladı ilk heyecanımız… İstanbul’un en büyük kapalı spor salonunda, tek kelimeyle “muhteşem” denilebilecek “Saadet-Kongre-İstanbul” toplantısında, Millî Gazete’nin yeni yüzü ile on binlerce okuyucusunun karşısına çıktığı Pazar günü “heyecanımız” zirvelerdeydi… Oradaki, o muhteşem toplantıdaki, kadın-erkek, yaşlı-genç, hattâ sadece kimi çocuklar değil, kundaktaki bebeklerin bile katılımı ile gerçekleştirilen birliktelikteki ‘heyecan’ bir başkaydı…
Hele hele, o güzel insanların elinde yeni yüzlü ve de 40 yılın olgunluğuna ermiş olan Millî Gazete’mizi “görmek” ve onların “çok yönlü takdirlerini dinlemek” daha da başkaydı…
***
Millî Gazete ailesi olarak bizler her gün bir “marifet” ortaya koyabiliyor, Millî Gazete çalışanları olarak her gün aynı heyecanla bir gazete sunabiliyorsak, her gün hiç kimsenin yaz(a)madığı bir şeyler yazabiliyorsak; bu “marifetler” biraz da bize gösterilen “iltifatların” eseridir ve okuyucularımızdan bu “iltifat heyecanının” artarak devamını diliyoruz…
Dile kolay… 40 yıl önce, 12 Aralık gününde, Millî Gazete’mizin ilk doğum sancısını yaşadığımız aynı niyet, aynı gayret, aynı heves ve aynı heyecanla… Bizim ilk günden “cihad” diye bellediğimiz ve öyle iman edip inandığımız “heyecanlı yolculuğumuz” devam ediyor…
Önceki yazımın başında ifade ettiğim üzere; “Millî Gazete’nin Milsan Tesisleri’nde o gün en çok hissettiğim şey “heyecan” oldu, o gün heyecanım sabah erkenden başlamış, gündüz çok özel şeyler yaşamış, bu yaşananlar gece saat ikiye kadar devam etmiştir…”
Evet, Millî Gazete İmtiyaz Sahibi ve Genel Müdürü Ömer Yüksel Özek ile o gün ve o gece saat ikiye kadar nice “Millî Gazete heyecanları” yaşadık; bu yazıyı yazdığım bugün de yaşamaya devam edeceğiz… Ömer Yüksel Özek beyin ifadesiyle hatırlatırsak; 1970’li yıllarda gazete sayfalarının hamalların sırtında matbaalara taşındığı günlerden, 1978 yılında Milsan’ın ofset baskı tesislerine ve 40. yıla eriştiğimiz bu günlerimizdeki yeni heyecanlara… Sadece birkaç gün değil; beşikten mezara kadar aynı iman, aynı gayret, aynı cehd/cihad anlayışıyla, her gün aynı hayırlı amelleri gerçekleştirme niyetiyle ve heyecanıyla, inşaallah…
***
Bugünlük yazacaklarımı yine Millî Gazete’mizden iki hatırlatmayla hitama erdireyim.
Millî Gazete yazarımız, büyüğümüz, ağabeyimiz Abdülkadir Özkan’ın yazdıkları birinci hatırlatma olsun… Millî Gazete tesislerinde yaptığımız 40. yıl buluşma ve istişare toplantımıza, 17 saatlik bir yolculuk sonrasında, 40 yıllık beraberliğimizin gücüyle gerçekleştirdiğimiz kucaklaşmanın ardından, yazdıklarının en başında ne diyor?
“Gazetecilik heyecan ister, sadece bir iş olarak yapılacak bir meslek değildir.”
İyisi mi siz Abdülkadir Özkan’ın “Yeni bir heyecan, Yeni bir Millî Gazete” başlıklı yazısını bir kere daha okuyun, o duyguları ve o heyecanı bir kere daha yaşayın…
Elbette diğer yazarlarımızın bu konuda yazdıkları ve daha da yazacakları ile birlikte…
Ama Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Kurdaş kardeşimizin, Millî Gazete’deki bu tatlı “heyecan telaşını” veya “heyecan fırtınasını” anlattığı “Heyecan: Başlangıç, aşk, varış!” başlıklı yazısının sonundaki hatırlatmayı, bu büyük davanın erlerine ve bu gazetemizin güzide okuyucularına, faydalı olması ümidiyle bir kere daha hatırlatıyorum: “BİZ HEYECANIMIZI KAZANDIK!.. Şimdi sıra sizde!.. HEYECANIMIZA ORTAK OLUN!.. Bir büyük davanın taşıdığı ağırlık ancak birlikte omuzlanabilir... Bu büyük hedefe varıştaki zorluklar ancak bir bütün olarak hep beraber hedefe kilitlenebilirsek, hep beraber heyecanlanırsak aşılabilir...”
HOŞ GELDİNİZ! Millî Gazete’mizin Görsel Yönetmeni Bilal Ay ve çalışma arkadaşları; aramıza hoş geldiniz, “heyecanlar” getirdiniz… Her şey için çok teşekkürler…
Çalışanından okuyanına; herkese selam, hürmet, 40 yıllık muhabbet ve dua, dua ile…