Dünyadaki sancı, kriz, gelişme ve değişimin sebebi
Allah’ın bir takdiri vardır, her şey O’nun takdiri ile olmaktadır, hiç kimse bu takdiri değiştiremez. Herkes isteyerek veya istemeyerek kadere hizmet eder. İlâhi takdir şöyledir.
Medeniyetler doğarlar, yaşarlar, yaşlanırlar ve ölürler.
Medeniyetlerin nominal ömürleri biner yıldır.
Her bin yılda bir yeni medeniyet doğar.
Peygamberlerin doğu medeniyetleri insanlığa daha ileri hukuk ve yönetim getirirler, “Adil Düzen” kurarlar, insanlık bu dönemde refah ve saadet içinde yaşar.
Hakka, adalete, mükemmel hukuk ve yönetim düzenine dayanan, doğuda oluşan bu medeniyet beşinci asrında zirvede olur ve yaşlanmaya başlar.
Buna karşılık batıda kuvvete dayalı uygarlık doğar. Bu uygarlık doğunun adil uygarlığından yararlanarak sanayide ve teknolojide uygarlığı ileriye götürür.
Hakka dayalı yeni medeniyet, işte bu batı uygarlığı zirvede iken oluşmaya başlar.
Nitekim çağımızda olmakta olan da budur.
***
Yukarıda kısaca anlattığımız bu uygarlıkların başlangıç noktaları Hz İsa’nın doğduğu yıldır. Bunun için onun doğumu mucizedir. İnsanlık tarihi “Milattan Önce” ve “Milattan Sonra” şeklinde anılmakta ve yazılmaktadır.
Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve I. İslâm medeniyetleri sona ermiştir...
Günümüzde, III. milenyumun başında, II. İslâm medeniyeti doğmaktadır...
Batının Mısır, Yunan, Roma uygarlıklarının devamı olan Batı uygarlığı zirvededir...
Günümüzde, III. milenyumun başında, Batı uygarlığı çökmeye başlamıştır...
Yeni uygarlık iki uygarlığın sentezinden oluşur. Bu sentezi de önce bir kavim yapar. Sonra oluşan bu “yeni medeniyet” bütün dünyaya yayılır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu devlet bünyesinde yaşayanlar, bu sentezi yapmak ve yeni medeniyeti kurmakla görevlendirilmişlerdir.
Bizim görüşümüze göre insanlık tarihi böyle ayarlanmıştır. Allah’a inananlar buna “Allah” derler, Allah’a inanmayanlar bu oluşuma “tarih” derler.
Her ne denirse densin…
Türkiye’deki Millî Görüş Hareketi budur; “Adil (Ekonomik) Düzen” budur; “Adil Düzen” bir “medeniyet projesi”dir…
***
İşte…
Türkiye’deki ve dünyadaki olaylar buna göre yorumlanmalı, buna göre açıklanmalıdır:
1- Batı, kapitalizmi getirerek 10 bin yıllık tarım ekonomisine son vermiştir...
2- Batı, sosyalizmi/komünizmi getirerek 10 bin yıllık tarım hukukuna son vermiştir...
3- Tekel sermaye dünyadaki bâtıl inançları yok etmiş, tarihî yapıyı sarsmış, imparatorlukları yıkmış, hanedanlıkları ortadan kaldırmış, toprak ağalığına son vermiş, tanrılaştırılmış nice putlar ve şirk unsuru şeyler tarihe gömülmüştür...
4- Bir arazide tarım yapacaksanız, önce orası taşlardan, kayalardan, çalılıklardan, ağaçlardan köklerine varıncaya kadar temizlenir, ondan sonra orada dikim yapılır. İşte, tekel sermaye dünyayı temizlemiş ve dikim yapılacak hâle getirmiştir. Ne var ki temizlik hareketi onu zengin etmiştir. Şimdi temizlenecek şey kalmayınca da iflas etmektedir.
İşte… İnsanlığın şimdiki iniltisi budur... Ardı arkası kesilmeyen krizler budur…
Yeni dünya “Adil Düzen Dünyası” olacaktır… Yeni dünya medeniyeti “İslâm Medeniyeti” olacaktır... Türkiye bu yeni medeniyetin oluşumunda öncülük edecektir...
Yeni dünya düzeni ve yeni medeniyet; hicret demokrasisine, müspet ilmin hakemliğinde dinler arası dengeye, emek karşılığı çıkarılan paraya dayanan halk ekonomisine ve teminatlı ehliyete dayanan müspet ilme dayanacaktır.
Dünyadaki bütün sancılar, krizler, gelişmeler ve değişim böyle değerlendirilmelidir.