Dünya değişti, daha da değişecek…
Farkında mısınız? Dünya değişti, değişmeye devam ediyor; daha da değişecek... İyi-kötü, adil-zalim algısı da değişiyor, daha da değişmeye devam edecek… Oysa “siz/biz” hep kötüydünüz, hep çağdışıydınız, hep gericiydiniz!.. Neden kötüydünüz, neden gericiydiniz, neden yok sayılıyordunuz?.. Çünkü siz hep muhaliftiniz, hep küresel sistemin dayattığı “kapitalist-komünist” düzene karşı çıkıyordunuz, daima bu “zalim düzenlere” karşı söyleyecek sözünüz vardı, üstelik alternatif olarak sunduğunuz projeniz de vardı... Çünkü siz İslâm’ı sadece mistisizme çevirmiyordunuz, mistisizmi de düzgün yaşamanın İslâm düzeninden geçtiğini söylüyordunuz... Çünkü siz boş işlerle değil, insanlarla değil, sistemlerle uğraşıyordunuz... Çünkü siz Kur’an’ı sadece yüzünden anlamayarak okumuyordunuz; her bir harfin değerini bilerek okuyor ve anlamlandırıyordunuz, üstüne üstlük bir de anlatıyordunuz... Çünkü siz … Evet… İşte bu “ÇÜNKÜ”lerden dolayı siz “Millî Görüş Hareketi” mensupları, siz “Adil (Ekonomik) Düzen” çalışanları; siz var ya siz… Siz kötüsünüz, siz gericisiniz, siz yobazsınız, siz hayalcisiniz, siz ütopyacısınız... Siz “Yeni Bir Dünya” deyip var olan dünya düzeninin tekerine çomak sokuyorsunuz…
Ama… Dünya değişti… Dünya daha da değişecek…
Artık senaryoyu bizim yazmamız gerekiyor... İyi ile kötüyü biz tanımlamalıyız ve kötülere yapılacak ne varsa biz yapmalıyız… Zulmün ve “zalim düzen”in karşısında adaleti ve “Adil (Ekonomik) Düzen”i biz tesis etmeliyiz... Bu kadar görev, fırsat ve imkan varken; artık üzerimize düşen görevleri hakkıyla yerine getirip yapmanın vakti gelmiştir...
Batı neden batıyor, Batı zulüm düzenleri neden yıkılıp çöküyor?..
Sovyetler Birliği’nden (SSCB) sonra, Avrupa Birliği (AB) neden dağılma sürecine girdi?.. Üzerine güneş batmayan Büyük Britanya (İngiltere) dağıldıktan sonra, şimdi de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yaşamakta olduğu ve daha da yaşayacağı krizlerle neden dağılma sürecine girdi?.. Geçen yüzyılda yaşanan Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın ardından kurulan “dünya düzenleri” neden uzun ömürlü olamıyor?.. Bazı ülkelerdeki sözde renkli devrimler, son olarak bazı sözde baharlar bir anda neden kışa dönüşüveriyor?..
Çünkü… Dünya değişti… Dünya daha da değişecek…
Bugünkü faizci, tekelci, sömürücü, zalim düzen paradan para kazanma ve parayı piyasadan çekme düzenidir. Halkın satın alma gücünü küçültme ve fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapma düzenidir. Bu faizci zalim düzen halkın satın alma gücünü sürekli olarak zayıflattığından malların satılmasını durdurur. Bu durum işsizliği ve açlığı doğurur...
Maldan yani üretimden kazanma ise millî stokları artırır, yatırımı sağlar. Böylece tam istihdam sağlanır, tam istihdam refahı ve gerçek kalkınmayı getirir. Dengeli tam istihdam ise artan emeğe inşaatta iş bulmakla sağlanır. Ülkedeki artan emek gücü yatırıma yönlendirilir. Kamu yatırımı yatırımın beşte biri seviyesinde tutulur. Halka satın alma gücü sağlanırsa inşaat halka döner, ama yalnız devlet yatırımı ekonomide tıkanmaya sebep olur...
Devlet yatırımları ve yardımları geri dönmeyeceği için enflasyona sebebiyet verir. Yatırımlar da halka satılmazsa enflasyon yapar. Yatırımlar hisse senetleri olarak halka dönmelidir. Kur’an bunun çözümünü getirmiş, işletme mülkiyeti ile yararlanma mülkiyetini ayırmıştır. İşletmeler uygun büyüklükte planlama ile düzenlenir. İnşaata katılanlar hisse sahibi olur ve kira paylarından yararlanır. İşletme ehliyetli kimseler tarafından yapılır...
Devlet bu kriterlere uyan işletmeleri oluşturur ama kendisi işletmez, onları özelleştirme yoluyla ‘halka’ devreder. Devlet ‘işletmeci’ değil ‘kurucu’ olur. İşletmenin miras yoluyla küçülmesini engellemek için bunlar bir anonim şirket olarak yapılandırılır ve kurumlar vergisinden muaf tutulur. Miras yoluyla işletmedeki hisseler devredilir ve bölünme engellenir. Devlet plan yapar. Müteahhitler faizsiz kredi alarak inşaat yaparlar. Anonim şirket değil, yararlanma mülkiyeti ile özel mülkiyet. İşleten üründen kira payı verir. Devlet halka faizsiz sipariş kredisini verir, halk bununla cari ihtiyaçlarını karşılar. Lüks mallara kredi verilmemiş olur. Artan emeğe devlet çalışma kredisini verir. Herkese iş temin edilmiş olur…